Kocaman bir evin(!) önünde durduğumuzda Jay'in benim yanıma geldiğinde ona eşlik eden şoförü "Geldik beyefendi," diye bana seslendiğinde gözlerimi evden çekip saniyelik orta yaşlı adama çevirdim ve "Teşekkürler." diye mırıldandım. Şoförden ufak bir gülücük kazanıp arabadan aşağı indim.
Bavulumu almak için bagaja yöneldiğimde şoför de arabadan çıkmış ve benim yanıma gelerek beni engellemişti. "Bavullarınızı çocuklar taşır. Ben sizi eve yönlendireyim." Pekala, zenginlerde işler böyle yürüyordu galiba...
Daha adını bilmediğim şoför önde ben arkada evin büyük kapısından girdiğimizde ilk olarak gözüme ön bahçenin düzeni çarptı. Bir sürü renk renk çiçeklerle süslenmişti ve kesinlikle hiçbir kötü görüntüye yer yoktu. Ayrıca insanın etrafını saran güzel kokularda büyük bir çiçek bahçesindeymişiz gibi hissettiriyordu.
Büyük ihtimalle böyle güzel bir bahçeyi Jay'in eşi kurmuştu çünkü o kendini beğenmiş adam asla bu tarz naif, duygu isteyen işlerle uğraşmazdı. Kendisinin aksine eşi burnu havada biri değildi demek ki. Acaba nasıl anlaşıyorlardı? Ya da belki de Jay iş hayatı dışında sosyal yaşamında iyi bir eş, baba veya bir arkadaştı.
Evin kapısının önüne geldiğimizde ben hâlâ gözlerimi bahçeden alamamıştım. Evin bir tarafı garajken bir tarafı da büyük ihtimalle arka bahçeye açılıyordu. Orasının da burası kadar güzel olup olmadığını merak etmekten kendimi alıkoyamadım.
Kapı orta yaşlı bir hanımefendi tarafından açıldığında şoför, "Jay Bey evde mi?" diye sordu girmeden önce. "Evet, o da sizi bekliyordu. İçeride hanımefendi ile birlikte."
Şoförün arkasından evin içine girerken yanından geçtiğim kadına gülümseyerek selam verdim ve ondan da aynı şekilde gülümseme kazanmıştım. Evinde böyle güler yüzlü insanlar çalışırken Jay nasıl bundan nasibini almamıştı?Uzun koridoru geçip salona açılan odaya girdiğimizde duraksadım. Önümdeki uzun boylu şoför içeriyi görmemi engellese de bu iyiydi. Daha kendimi o yürüyen egoyu ve eşini görmeye hazırlayamamıştım. Hem eşi ile ilk defa tanışıcaktım.
"Jay Bey, ben beyefendiyi getirdim."
"Tamam, sen çıkabilirsin."
Şoför eğilerek selam verip arkasını döndü ve beni salonun girişinde tek bıraktı. Birkaç saniye arkamda kalan uzun koridora bakındım beni kurtaran biri olur mu diye ama kimse yoktu. "Eğer çalışmaktan vazgeçtiysen ya çık ya da gir şu odaya."
Otoriter sesi kulaklarımı tırmalarken gözlerimi devirdim görmemesinin verdiği rahatlıkla. İş görüşmesinde yaptığı gibi şimdi de eşinin yanında üzerimde egosunu tatmin edicekti anlaşılan. Artık burada çalışacaksam buna alışmam gerekiyordu değil mi?
Nefesimi verip önüme döndüm ve birkaç küçük adımda salona, Jay'i görebileceğim bir açıya girdim. Gördüğüm manzara karşısında şaşkınlığımı gizleyemezken bunu belli edercesine dudağım aralanmıştı. Daha çok içeride takım elbisesiyle bir yandan bana laf yetiştirirken bir yandan da elinde önemli işleriyle uğraşan bir Jay beklerken karşılaştığım manzara gayet spor bir tarzda ayakta kucağındaki ufak bebeği omzuna yatırmış onu uyutan bir Jay idi.
Hızlıca doğru gördüm mü diye yumruk yaptığım ellerimle gözlerimi ovuşturup geri açtım ama hiçbir şey değişmemişti. Tek değişen Jay'in ne yaptığımı anlamlandırmaya çalışan bakışlarıydı. Anlık şaşkınlıkla boş bulunup "Eşin nerede?" diye sorduğumda ise benim kesinlikle delirdiğimi düşünüyor olmalıydı.
"Ne saçmalıyorsun Jungwon?"
"Ha? Şey... Pardon, kapıyı açan kadın hanımefendi ile içeride diyince eşini beklemiştim de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby sitter | jaywon
Fanfiction"Daha kendin bile bir çocukken nasıl bir bebek bakmayı düşünüyorsun ki?" | jay × jungwon |