ay duygusal bir bolum oldu🥺😭
iyi aglasmalar asklarim*
"Ne kadar tatlı olduğuna bak!"
Sabah, Chae ile oyun oynamak için bahçeye çıktığımız vakit onun minnak adımlarla bana nasıl ilerlediğini gösteren videoyu bir kere daha oynattım.
Hiç beklemediğim anda dizlerinin üzerinden kalkmış, bana doğru attığı paytak ve telaşlı birkaç adımdan sonra poposunun üzerine düşmüştü, çimler canının yanmasını engellemişti.
Benim için çok değerli olan anları kayıt altına alabildiğim için çok mutluydum. İlk adımlarını bana doğru atmıştı, bu ana şahit olmuştum.
"Ne ara bu kadar büyüdün acaba hanımefendi?" Sunyeon dirseğini yasladığı ada tezgahtan ayrıldı ve önüne yemesi için koyduğumuz ama çoğunlukla oyun oynadığı üzümleri gelişigüzel etrafa saçan Chaewon'un yanaklarına kocaman öpücükler kondurdu.
Yüzümdeki gülümsemeyle Jay'in sohbet kutusuna girdim. Çektiğim videoyu atıp atmamakta çok kararsız kalmıştım, sonuçta amcası olarak görememiş olması onu üzebilirdi. Eve geldiğinde de bir şey değişmeyeceği için dayanamayıp videoyu atmıştım ama beklediğim tepkiyi alamamıştım. Mesajımı görmemişti bile.
Tamam, bazen onun koca koca şirketler yöneten, yüzlerce insanla uğraşan bir iş insanı olduğunu unutuyordum. Bugün fazlasıyla meşgul olmalıydı.
Bahçede konuştuğumuz günden beri aramız eskiye göre daha iyiydi. Dengesiz davranmıyordu, uzaklaşmamıştı. Sevgilisi olan biri için bana iyiydi işte, en başından beri olması gerektiği gibi.
Gözümün önüne gelen sahnelerle yüzümdeki gülümseme silindi. Dudaklarım düz çizgi halini aldı. Yaptığım çok kötüydü. Sevgilisi olan birinden hoşlanıyor, beni karşılıksız bırakıyor diye de üzülüyordum. Kendimi bugüne kadar içimdekileri hemen bitiremeyeceğim diye avutmuştum ama şimdi o bana iyi davranmaya başlamışken ben nasıl içimdeki hislerin büyümesini engelleyecektim. Acilen Jake hyung'a bahsetmeliydim yoksa geceleri aynı şeyleri kafamın içinde tekrar tekrar düşünüp duvara toslamaktan bir adım öteye gidemeyecektim.
"Jungwon!"
İsmimin seslenilmesiyle daldığım yerden çıktım. Boş gözlerle bana endişeli bakan Sunyeon'a döndüm. Tek başıma kaldığım anlarda bana arkadaşlık eden biriydi Sunyeon, arada bir-iki sohbet etmek iyi geliyordu.
"Efendim?" dedim, ekranı açık olan telefonumu kapatıp kot şortumum cebine sıkıştırdım.
Ocağın üzerindeki yemeğin son durumunu kontrol ettikten sonra benim gibi bir bar sandalyesi çekmiş ve yanıma oturmuştu. Bize uzak kaldı diye huysuzlanan bebeğimi sandalyesinden çıkarıp tezgahın üzerine oturttum, diş çıkarma huysuzlukları her ne kadar sabahları bir miktar daha azalmış olsa da tamamamen geride bırakamamıştık. Öne eğilip kolumu sırtına koyarak destekledim.
"Bir şeyler içmek ister misin diye soruyordum da dalmış gibiydin. Sorun yok değil mi?"
Yüzüme kondurduğum gülümsemeye inanmasını diledim. Kalkıp ona Jay'den hoşlandığımı söyleyemezdim, daha Jake hyung'a bile bahsetmemiştim. "Sorun yok, anlık dalmışım. Bu bebiş şu sıralar geceleri bizi zorluyor biraz."
Kendisinden bahsedildiğini anlayan bebeğim dişlerini sergileyerek heyecanlı gülücükler attı. Tabii, her saniye amcası ve benim tarafımdan ilgiye boğulmak hoşuna gidiyordu. Ama o ağlamayacaksa benim yorulmam sorun değildi, hep ilgilenirdim. Bundan şikayetçi de değildim gerçi. Sunyeon'a gerçeklerden bahsetmemek için uydurduğum bir kılıftı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby sitter | jaywon
Fanfiction"Daha kendin bile bir çocukken nasıl bir bebek bakmayı düşünüyorsun ki?" | jay × jungwon |