Ayyıldız (Tamamlandı)

19.Bölüm (Part 1)

Selam canlarım

Okumadan önce birşey söylemek istiyorum bölüm kısa oldu ve yarısında bıraktım sınavdan çıktım ve morelim hiç yoktu yazma isteğimde ama sizi daha fazla merakta bırakmak istemedim.

Yakın zamanda ikinci partını tamamlanmış şekilde aticam. Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim.

Sınava giren kardeşlerim için hayırlısını diliyorum umarım iyi yerlere gelirsiniz.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum

İyi okumalar😘





Düzenlendi.

-Kimsin lan sen

Yazıp gönderdim. Anında cevap geldi.

-kim olduğumu öğrenmek istiyorsan yarın gece yarısı Ankarada ki plazada otoparkta bekliyorum.

Bu puşt benim Ankara'ya gideceğimi nereden biliyordu.

Birşey yazmadım. Tabikide hemen inanmazdım. Kaan böyle birşey yapmazdı.

Önce bu puştu bulup benzetecektim sonra Kaanla konuşurdum.

"Ne oldu yüzün düştü" Kürşat'a baktığımda bir bana birde yola bakıyordu.

"Yok bir şey"

"Emin misin?"

"Eminim yok"

"Kimden geldi mesaj"

"Eski bir devremden"

"Peki zorlamıyorum biz asıl konumuza dönelim" hadi bismillah başlıyorduk.

"Devranı seviyor musun"söylediği şeyle şaşkınca ona baktım.

Ne cevap verecektim.

"Ona karşı bir şeyler hissediyorum evet yani seviyorum"derin bir nefes aldı.Direksiyonu sıkı sıkı tutuyordu.

"O herfite seni seviyor" tebessüm ettim.Kürşat bana bakınca yüz ifademi düzelttim.

"Seni üzecek bir şey söyler ya da yaparsa direk bana söylüyorsun bende ağızını burnunu kırıyorum anlaştık mı?"

"Kürşat saçmalama Devran öyle bir şey yapmaz"

"Diyelim ki yaptı" yapmazdı.

"O zaman ilk ben hallederim" güldü.

"Abilerinden sana sıra gelmez güzelim " bana güzelim demesini sonraya bıraktım.Koltukta ona doğru dönüp konuştum.

"Anlamadım"

"Önce ben sonra Kaya, Tamer, Fıratta var Kaanda belki bize katılır" Kaan'ın ismini duyunca kaşlarımı çattım.

 Umarım doğru değildir.Fotoğraf montaj olabilirdi zaten tam ne olduğu gözükmüyordu.

"Saçmalamayın öyle şey mi olur" bu sırada evin önüne gelmiştik.

 Arabayı park ettiğinde indik.

" O gün geldiğinde konuşuruz bunları" yani hiçbir zaman bir şey söylemeden arabadan indik.

Kendime küçük bir çanta hazırlamıştım. Dış kapıda ayakkabılarını giyen Kürşat'ın yanına ilerledim.

"Hazır mısın"

"Evet kaç günlük gidiyoruz"

"1 hafta ordayız görev olursa geri döneriz"