1/ARTIK EVİN YOK

3.4K 92 22
                                    

Merhabalar! oy vermeyi, unutmayın lütfen.

Herşey kurgudur.

15.yüzyıl kölelik çağ olan evrenimize hoş geldin. Umarım,beğenirsin.✨

************************************
Sevgili günlük.

O gün, köyümüzü herkesin korktuğu dev gibi adamlar basmıştı. Tek bir insanın bakışı bile kaderin, hatta hiç beklemediğin özgürlüğünü alabileceğini sanmadan yaşamak. Trajik, pek çok can yakacağı. Akıllara gelmezdi.Cennet çiçeği köyün adıydı, fakat o gün Cennet isimli köyü Cehenneme çevirmişlerdi. Ortalık can pazarına dönerken, herkes koşa bildiği kadar koşuyordu.
Adamların fiziksel özellikleri mi? Kimisi saç rengi çikolata gibiydi, kimisindeyse limon gibi. Adamların her yerinde yara vardı, neredeyse hepsinde. Ama köyümüzü neden dağıttıklarını anlamadım. Annem hızlıca yanıma koştu.

Annem karnını tutarak, "Kızım, gel benimle..." dedi.

"Anne, nereye?" dedim.

Hızlıca beni eve götürdü ve bir yandan da ağlıyordu. Babam da evdeydi ve kan içerisindeydi.

"O daha çok küçük, onu almazlar değil mi?" dedi annem, göz yaşlarına aldırmadan.

"Evet, o daha çok küçük. Düşün, ne yapmamız lazım?" dedi babam.

Tam o an kapı birden kırıldı. Arkamı döndüğümde dev gibi adam.

"Alın şunları, adamı yaralayın, kadına karışmayın!" dedi sert bir sesle.

Adam, dizlerini yere çöktü, bana baktı.

"Merhaba!" dedi tatlı bir tebessümle. Tam "Merhaba" diyecektim ki.

Annemin çığlıkları, babamın yere düşüşü benim sözümü engelledi. Yanlarına gitmeye çalışırken biri beni tuttu. O an çocuktum, hedef tahtasının ben olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu.

"Yürü." dedi hırıltıyla, sesi çok korkunçtu.

"Ben annemi istiyorum." dedim, ağlak bir ses tonuyla.

Adam tam bana tokat atacakken durdu ve beni kucağına aldı.

"Bırak beni!! Anne!!" diye çığlık attım, adamın beline vurmaya başladım.

Anneme baktığımda ağzında kanlar, yerde uyuyordu. Babam da öyle.

"Anne! Baba! Uyanın, beni götürüyorlar Anne..!" diye bağırdım, ama beni duymadılar.

Adamın kolları arasındaydım. Ellerini dişledim, adam acıyla beni yere attı. Hızlıca kaçtım, ama başka birine çarptım. Çarptığım adam benim saçımdan tuttu, gemiye kadar beni yerde sürükledi. Arkasında diğer kızlar ve adamlar geldi.

Ben çığlık içinde.

"Başım çok ağrıyor lütfen bırak Beni!"Diye acıdan bağırdım.

Geminin en alt katına indik. En büyük 18, en küçük 7 yaşında kızlar vardı. Ben ise 10 yaşındaydım.

Adamlar ellerinde dev gibi bir tepsi vardı yere indirdi.

"Bana bakın ilk yemeğiniz ekmek ve çorba hep böyle alışın." Dedi korkunç bir ses tonla.

Herkes tek tek aldılar.

"Sen niye almıyorsun?" Dedi nöbet tutan bir adam.

"Ben evde yiyeceğim, annemin yemekleri çok güzel. Sen de gelebilirsin, annem
sana da yapar." dedim, gülümseyerek.


Ordaki herkes gülmeye başladı bazı kızlarda güldü.

"Eve gitmek yok artık yeni evin küçük saray heralde." Dedi bir adam.

"Artık burada kalıcaksın!" Dedi bir kız.

"Ne!" dedim,şaşırarak kıza doğru baktım.

"Zaten bizimkilere biliyorlardı bizi alıcaklarını." dedi kız. Herkes pürdikkat onu dinliyordu ,bende öyle.

"Her birimiz farklı ülkelere satıcaklar." diye mumu yüzüne kadar getirdi ve şöyle dedi.

"Orda bize işkenceler edicekler hepimiz ölücez!!!" diye bağırdı.

O sırda herkes birden çığlık atı kız gülmeye başladı yanımda benden üç yaş küçük bir kız ağlamaya başladı ben ona sarıldım.

"Yalan inanma buna." Dedim.

"Yalanmı seni velet hiç bir şeyin farkında değilsiniz..." Dedi küçümseyerek bakarak.

Adamlardan biri.

"Susun uyun!" Diye bağırdı.

Sabah olduğunda adamların "Uyanın!" diye sesleriyle uyandım. Aslında, biz geminin en alt katında olduğumuz için sabahın olduğunu bile biliyorduk; bu acı bir durumdu.
18-16 yaşındaki kızları hepsini götürdüler. O kadar ağlamıştım ki, onlar bize bakıyorlardı; bir tanesi gitmeden adamlara.

"Ben giyinicem." Dedi.

"Hepiniz çıkın hızlı giyin" Dedi adam kızı gözleriyle süzerek.

Kız bize bakarak bir yandanda kıyafetlerini değiştiriyordu.

"Bana bakın sizi küçük saraya götürecekler sakın korkmayın orası Çok tehlikeli olabilir.Ama güçlü kalmak zorundasınız. 17 yaşına kadar terbiye vericekler sonra farklı yerlerde Kralın cariyeleri Olucaksınız ve-"Dedi birden kapı çaldı.

"Kapıyı ,açıyorum"bir adam, kızı alıp götürdü.

Herkes ağlamaya başladı. Çığlık sesleri yankılıydı. Annelerimiz burada olsaydı, eminim göz yaşlarımızı siler, sıcacık sarılırlardı.


"Sakin olun, sakin..."

Benim de bir yandan gözlerim doluyordu. Bize ne yapacaklarıydı...?

Bir FermanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin