Adımlarımı saysam sana daha yakın olurdum ama sorun saymakta değildi.
************************************
Kalabalık içindeydik o an adamlar Kılıçlarını çıkarıp bize doğru tuttular hızlı düşünmem lazım."Şimdi ne yapacağız? Kaçalım dedim ama senin sayende ölüceğiz!" dedi fısıltıyla padişah.
Toparlanıp ayağı kalktım boğazımı temizleyip adamlara baktım.
"Ne oldu ne istiyorsunuz!?" diye bağırdım sanki hep bu tür olayların girmiş havalarındaydım.
"Bu adamı bize ver seninle işimiz yok hatun!" diye bağırdı iri bir adamın iki katıydı.
"Siz kimsiniz? Kim oluyorsunuz!" Diye bağırdım etrafımız insanlarla doldu meraklı bir kalabalık klasik yani.
"Bağırmayı kes hatun!" Dedi aynı adam.
"Hanım bunlar seni rahatsız mı ediyor?" Dedi kırımız kıyafetli adamlar
"Evet.. Evet rahatsız ediyorlar!" Dedim mağdur rolüne bürünerek.
"Beyim vallahi yalan bizim bu kadınla işimiz yok bu adamla var!" dedi liderleri.
"Bu adam... Sizin neyiniz geliyor?" dedi kırmızı kıyafetli adamlardan biri.
"Şey... Bu adam benim kocam ama bu adamlar" yüzümü kalabalığa döndürdüm parmağımda adamlara uzatım.
"Onlar hırsızlar!" dedim evet aklıma gelen tek şey iftira atmaktı o an Padişah gözü fal taşı gibi açıldı.
"Ne!! Yalan ağam yalan kadın alırım seni ayağıma!"
Diye bağırdı liderleri dua etsin mağdur rolü oynuyordum kırılmadık kemik bırakmazdım.
"Hey yavaş ol bu ne cüret!" dedi Padişah
Herkes ona baktı ben öksürmeye başladım.
"iyi misin?" dedi padişah
"Siz karışmayın" dedim fısıltıyla.
"Beyler! Hanımlar! Bu ablam doğru der bir çok kişiyi dolandırdılar bunlar saldırın!" dedi isyan başlatır gibi orta yaşlarında bir adam.
Bir anda herkes bir birine saldırdılar, sandığımdan kolay oldu tam o anda biri padişaha kılıç fırlatacak.
"Padişahım eğilin!" diye bağırdım o eğildi bir kadın durup dururken saçım çekti
"Bıraksan be kadın!" diye bağırdım
"Hayır bırakmam kocam iftira atın!" dedi
Kolunu çevirip yere fırlatım kadın bir anda "kolum! Çok ağrıyor" diye bağırmaya başladı ne?! Ne yaptım ben.
Padişah iki kişiyle kavga ediyordu hızlıca onun kolundan çekip koştuk meydandan çıkıp mahalle kenarına gittik.
"Hepsi sizin suçunuz o adamlarla bize muhatap etmiyecetiniz!" dedim
"Beni mi sen bizi bu duruma soktun önce altınları çaldın sonra zindana girdin sonra da bana hançer çektin kaçırdın."dedi
"Saray nasıl girecez? İsyanlar görmediniz mi insanlar bir birine durup dururken saldırdı." Dedim.
"Gizlice tabiki!" Dedi.
"Nasıl olucak o?" Dedim onu süzerek.
"Bilmem gerisini sen düşün"
"Tamam akşam olmak üzere şafak vakti giricez sizi elimden geldikçe koruyacağım" Dedim.
"Beni neden kaçırdın ki?"
"Bilemem"
"O ilk gittiğimiz ev'e gidelim siz uyuyun ben nöbet tutarım." Dedim.
Ev'e doğru yürürken arkadan biri bizi takip ediyor sanki gölgeden de belli.
"Padişah'ım arakama geçin..!"diye bağırdım hemen arakama geçti etrafımız siyah giyinen adamlarla doldu.
"Ne yapacağız?" Dedi padişah
İki,üç kişiyi öldürdüm padişah elinden tutup kaçtık önümüze duvar çıktı hızlıca yere eğildim.
"Üstüme basın çıkın" Dedim
"Yapamam!" dedi
Ayak sesleri gelince bağırdım
"Haydi hızlı olun ölücez!"
Ses çıkarmadan üstüme çıktı duvarın üstünde bekledi adamlar daha gelmemişti elini uzatı elini tutum karşı tarafa atladık duvar baya yüksekti ama geçtik.
Nefes nefese yedim.
"Napıcaz?benim peşimdeler!" Dedi Padişah
Her tarafım ağrıyordu umutsuzca yere Oturdum"Hiçbir fikrim yok" Dedim fısıltıyla.
Elini omuzama koydu "Ben hala Yaşıyorum iyice karanlık oldu şimdi başımıza derde girmeden gidelim şuradan." Dedi.
"Hiç teselli edemiyorsunuz ama.. haydi gidelim."Dedim.
Ev uzaktan görünüyordu tam padişah hızlıca gidecekken." Bir dakika"Dedim fısıltıyla
"Birileri ev'e girmiş kesin o adamlar haydi buradan uzaklaşalım." Dedim.
"Gidecek başka yerde yok." Dedi padişah.
"Şimdi saraya gidicez." Dedim.
"Bizi öldürürler." Dedi.
Gülümseyip padişah'a baktım "Sizi öldüremezler." Dedim.
Saraya vardığımızda kapı ağaları kapının önünde nübet tutuyorlardı.
"Ee nasıl giricez" dedi padişah fısıltıyla
Okum ve yayımı çıkardım ikisinide Öldürdüm.
"Padişah'ım yardım edinde bu adamların kıyafetlerini çıkaralım." dedim ama padişah hala şok olmuştu
İkimizde kıyafetleri giydik saraya girdik.
Sırıtıp bana baktı "Ee bu çok kolaydı" dedi
Bende dalgacı bir şekilide gülümseyip "Ne güzel siz öldürmeye gelseler rahatlıkla girirler." Dedim.
Sese çıkarmadı ama bozuldu belli saraya girdiğimizde kimse yoktu.
"Herkes nerde?" Dedim.
"Bilmiyorum uyumuş olmalılar" dedi padişah
"Hoşgeldiniz padişahım!" diye bir ses duyduk arkamızı döndüğümüzde Halit paşa ve yanında yeniçeriler de vardı.
"Padişahım sultanlardan birinin erkek çoçuğu olsaydı sizi öldürmüştüm padişahımızı odasını götürün." Dedi.
"Padişahımıza ne cüretle emir verirsin!" Diye bağırdım.
"Ben gitmek istiyorum Ayçil..."
"Ne..."
Padişah arkasını dönüp yavaş adımlarla gidiyordu. Ben tam gidicektim ki kılıçların çıkardılar.
"Padişahım!!!" diye bağırdım arakasın dönüp bana baktı.
"Sizi asla ama asla afetmiyicem!"nefes alıp verdim.
Çaresizce bana baktı sonra da gitti.
"Sen zekisin ama ben daha zekiyim" dedi Halit paşa
Ayçil hatunu odasına kilitleyin yemek vermeyin su da yavaşca ölsün.
Beni odama kapatılar kapıları ve penceleri arkadan çivilediler yatağıma geçip uyudum çünkü hiç uyumadım aradan baya zaman geçti yarı uyukuluydum konuşma sesleri dinledim.
"Hala uyuyormu?" dedi bir adam
"Evet ağam"
"Bune umursamazlık "
Odada resmen tur atıyorum bi orya bi bura gidip geliyorum düşünmekten kafayı yiyicem "nasıl çıka bilirim? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Ferman
Historical Fiction‼️KİTAP TAMAMEN KURGUDUR. İki farklı hayat. İki farklı dünya. Farklı acı, aynı göz yaşı. Kederin verdiği acımasız hayatlar. 15. yüzyılın kölelik döneminde ülkenin padişahı gözlerini dünyaya yumdu. Her şey Halit Paşa'nın, padişahın oğlunu henüz dört...