Kazanmak mı? Yoksa kaybetmek mi?
Kaç kere hayata karşı savaşımda kazandım, girdiğim her savaşta çoğunlukla kazanırdım..
Peki neden bu savaşta kaybettim...
Neden kalbim aşk savaşına yenik düştü?
"Bebeğim" dedi başımı kaldırıp ela gözlerimi siyah...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geçmiş. Bir insan geçmişi yüzünden uykusuz kalır mı?
Her gece görülen kabuslar yüzünden kalan geceyi uykusuz geçirmek zorunda kalır mıydı?
Kalırdı. Gece saat 2 ve ben dışarıda merdivenlere oturmuş sigaramı içiyordum. Berzan yukarıda yatıyordu, ben belkide hayatımda ilk kez bir insanın cebine girip arabanın anahtarını aldım.
Arabadan çantamı alıp buraya geldim, villanın önünde olan merdivenlere oturmuş öylece etrafa bakıyordum.
Alex gelecekti, geldiğinde elinde alkol şişesi olacaktı. Üzerimde giyinme odasından aldığım beyaz pijama ve mor göbek üstü bir tişört ayağımda ise dolabın alt kısmında bulduğum terlik vardı.
Bildiğin adamın herşeyini çaldım. Hayatın benden çaldıkları kıyasla benimkiler hiçbir şeydi.
Zihnimde yine bir olay açıldı, gözlerimi yumup izlemeye başladım.
"Nolur yardımedin" dedim Mehmet Aslan elinde bir sopa üzerime doğrugeliyordu, biraz daha vuracaktı. Sırtımda sayamadığım kadar sopa darbesi almıştım.
"Bir daha" dedi ellerim ile başımı korudum. Sopa baldırlarıma vurdu. Gözyaşlarım daha fazla hızlandı.
"Söz tamam söz" dedim birkez daha vurdu. "Söz bir daha Adar abi ve Berzan abi ile konuşmayacağım."
Elindeki sopayı hızla yere fırlattı önümde diz çöküp saçlarımı çekti.
"Bir daha sakın Lavinia" yüzüme inen tokat ile başım yana düştü. Dudağımın kenarında bir sıvı hissetim. "Eğer onlara yaklaşırsan Annem gibi onlarıda öldürürüm"
Ölüm. Öldürmüştü kendi annesini benim yüzümden öldürmüştü.
Yanımda bir hareketlik oluştu biri yanıma oturdu.
"Nasılsın" dedi bakışlarımı Çınar'a çevirdim.
"İyim sen nasılsın" dedim iyi miyim gerçekten? İnsanları daha ne kadar kandıracaktım.
"Yalan söyleyen insanları anlarım" dedi burukça tebessüm ettim. Alex dışında kimse söylediğim yalanları bilmezdi. "Yorgunsun Lavin, o kadar yorgunsun ki tarif edemiyorsun"
"Çok yoruldum" sol gözümden bir yaş süzüldü. "O kadar çok yoruldum ki tarif edemem" başımı Çınar'ın omzuna yerleştirdim. "Kimse beni anlamıyor" dediğimde gözyaşlarım çoktan firar edip yanaklarımı ıslattı.