13 : Lanet olsun

444 57 49
                                    

13 | Değişmezdi çünkü acı çekiyordu.

Kollarındaki bedenin gözlerinin kapanmasıyla daldığı yüzden dikkatini çekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kollarındaki bedenin gözlerinin kapanmasıyla daldığı yüzden dikkatini çekti. Dakikalardır seslenmesine rağmen cevap vermeyen arkadaşına bu sefer bütün salonu inletecek şekilde bağırdı.

"Seokjin!"

İblis'in gür sesi salondaki piyanonun titremesine yol açmışken alfanın kapalı göz kapakları titrememişti bile. En sonunda aradığı bedeni üst katta, balkonda, karanlığın arasından çıkarken gördü.

Birkaç saniye içinde yanına ulaşan Seokjin'e sarı irisleri parlayarak bakıyordu. "Geldi. Geleceğini biliyordun, değil mi?"

Seokjin elini İblis'in kollarında duran alfanın saçlarına attı. Gözünün önüne düşmüş birkaç tutamı geriye ittirdi. "Söylersem gerçekleşmezdi."

Jungkook arkadaşının söylediğini başıyla onayladı. Söylerse, gerçekleşmezdi. Kesinlikle.

Bakışları kollarındaki bedene kaydı. Her yeri kanla kaplıydı. Alfayı kucağına aldı. Dokunduğu her yer yara içindeydi. Hâlâ kanıyorlardı, tazeydi.

Seokjin onu yönlendirirken tedavi etmek için üst kattaki odaya girdiklerinde İblis kucağındaki bedeni yumuşak yatağa dikkatle yatırdı. Dolaptan alfanın çıplak bedenini örtmek için kıyafet bakındı. Bulduğu rahat, siyah gecelikle arkasını dönüp komodine yöneldi.

Çekmeceleri karıştırdı. Aradığını bulduğunda büyük adımlarla alfanın baş ucuna geldi. Seokjin köşedeki tekli koltukta kraliyet ailesi oturuşuyla kendisini izliyordu. Elindeki kıyafetleri yaralarına temas ettirmeden, bu imkansız olduğundan elbette değmiş ve alfadan birkaç inleme kazanmıştı, giydirmeye çalıştı.

İşi bittiğinde, "Yapacağım." Onay almak istercesine Seokjin'e baktı. Her ne kadar ona hyung demese bile kendisinden büyüktü. Seokjin'in fikirleri Jungkook için önemliydi. Onu akıl hocası olarak gördüğü kaçınılmaz bir gerçekti.

Seokjin onaylarcasına başını salladı. "Yapmalısın. Yoksa daha fazla dayanamaz."

Jungkook aldığı yanıtla elindeki neşteri boynuna götürdü. Duygu belirtisi göstermeden yırttığı deriden siyah kan akmaya başladı.

Yanı başında gözleri kapalı, aldığı yaralardan bayılacak duruma gelmiş alfayı kendine çekti. Şu an kendisi yatağa oturmuş ve alfayı kanını içebilmesi için kendisine yaslayarak oturur pozisyona getirmişti.

Jimin'in gözleri kapalıydı. Aldığı koku kapalı olan bilincini ayıkmaya zorluyordu fakat uyuşuk hissediyor ve ayıkamıyordu.

Jungkook, Jimin'i boynuna yaklaştırdığında Seokjin ikisini yüzündeki şeytani gülümsemeyle izliyordu.

Ölmek üzere olan alfayı tedavi etmekten çok, kucağına yatırdığı bedenin boynuna birkaç morluk bırakmasını istiyor gibi duruyordu. Tabii, Seokjin için böyle duruyordu.

Evil | Jikook + VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin