[Askıda]
Jungkook, bir kara delikti ve Jimin ona çekilmekten kendini alıkoyamadı.
Hoseok, bir uyuşturucuydu ve Taehyung her dakika onun yoksunluğuyla kıvrandı.
semekook + semeseok
27.02.22
#2 vampir '15.06.22
#20 hayran kurgu '16.06.22
#32 jikook...
12 | Tam o an, ay tutundu yıldızlarını katleden güneşe.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ormanın ortasında elindeki haritayla bakışıyordu. Kurt olduğundan gece görüşü sayesinde ışığa ihtiyaç duymuyordu. Aradığı evin az ileride olmasıyla hızlı adımlarını oraya yönlendirdi.
Akşam saatlerinde evden çıkmış birkaç saat süren yolun ardından Changkyun'dan aldığı büyücülerin inlerini gösteren haritayla beraber ormana gelmişti.
Gündüz Changkyun'un evinde bulduğu haritayı ona belli etmeden almıştı. Elbette işine yarayacaktı. Gözleri içindeki adrenalini yansıtmak ister gibi parıldıyordu. Sadece ihtiyacı olanı alıp gidecekti. Kesinlikle kimseye zarar vermeyecekti.
Birkaç dakikanın sonunda gördüğü bahçeyle adımlarını durdu. Tek katlı, masallardaki cadı evlerini andıran ev görüş açısındaydı.
Cebinden çıkardığı şişeyle sırıttı. Büyücü bir arkadaşının olması onu her zaman bir adım öne götürüyordu. Şişenin kapağını baş parmağıyla ittirerek açtıktan sonra bir köşeye fırlattı.
İçindeki sıvıyı kapının önüne serpiştirdi. Sıvının bitmesiyle şişeyi ayağıyla ezerek bahçeye girdi.
Changkyun'un öncelerde verdiği bu karışım büyücülerin evlerine yaptıkları koruma büyüsünü kısa bir süreliğine etkisiz hâle getiriyordu. Jimin için bu oldukça uzun olduğundan süresi tartışılırdı. Ayrıca sürenin kısalığı büyücünün daha zor fark etmesini sağlıyordu.
Evin penceresine ulaştığında üzerinde göz gezdirdi. Hoseok'un evine giderken giyindiği gibiydi. Siyah deri pantolon, siyah tişört ve ikisinin üstüne kendisini gizlemek amaçlı bir pelerin geçirmişti.
Keyifle sırıttı. Tam olarak onların tarzında giyinmişti işte. Daha neyin nazını yapacaklardı? Açık pencereden içeriye göz attığında karşılaştığı manzara çarpık bir gülümsemeyi de beraberinde getirdi.
Tek katlı olması ve Jimin'in iyi bir tırmanıcı olması içeriye kolayca tırmanmasını sağlamıştı. Ayrıca büyücü birkaç saniye de olsa onu fark edemezdi. Giyinmekle meşguldü.
Gelen sesle hızla arkasını dönen beden şokla gözlerini açtı. "Sen!" Jimin içeri girmesiyle kendisini fark eden bedene göz kırptı. "Tahminimden daha hızlı fark ettin."
Kadın yeni duştan çıkıp giyinirken karşısında gördüğü yabancı bedenle hızla bornozunu üzerine geçirdi. Bu sırada Jimin bakışlarını ondan çekmiyordu.
"Kimsin?" Elleri büyü yapmak üzere hareket ettiğinde Jimin hızla atıldı. "Sakın, bana peri oyunlarını yapma. Eğer bana büyü yaparsan İblis kanlarını sakladığınız bu ini İblislere bildirmekten çekinmem."
Kadının yüzündeki ifadeler değişti. Şaşırmakla sinirlenmek arasında gidip geliyordu. "Seni öldürürüm."
Duyduğu sözler üzerine Jimin ufak bir kahkaha attı. "Lütfen bu yap ancak dışarıdaki arkadaşım benim gelmediğimi görünce gidip İblislere sizi ifşalarsa karışmam." Kadına doğru birkaç adım attı. İçerisi küçüktü, yaklaşması fazla sürmedi.
