Evil | Jikook + Vhope

16 : Öpmelerle süslenmiş vedalar

16 | Kabuk tuttukça kanatıyorum çünkü kabuk bağlayıp iyileşirse bana yapılanı da unutacağımı biliyorum.

Birkaç dakikalık sessizliğin ardından ilk konuşan Hoseok oldu. Taehyung'un yanağındaki elini çekti. "Moo Ra'ya neden ayrıldığımızı sormuşsun." Hoseok'un sözleriyle Taehyung derin bir nefes aldı.

Gözlerini Hoseok'un gözlerinden ayrılıp gökyüzüne çevirdi. Yüksek ağaçlar görüşünü kapatsa da pek umrunda değil gibiydi. "Konuştunuz mu?" Hoseok'un onu birkaç dakika boyunca yanıtsız bırakmasıyla başını tekrardan ona çevirip konuştu.

"Baksana, onun da yaralarını sardın mı? İyileşmesi için kanını içirdin mi? Ateşi düşmesi için neler yaptın? Cesetlerle dolu ormanda öpüştünüz mü?" Uzandığı yerden kalkıp kıyafetlerine bulaşan toprağı silkerken devam etti.

"Bence sizin monoton bir ilişkiniz vardı ve bunu düşünmek bile canımın sıkılmasını sağlıyor." Hoseok da onu taklit ederek karşısına geçti. "Hastaneye bıraktım sadece."

Birkaç adım atıp Taehyung'a yaklaşırken devam etti. "Sevgilimin hatalarını örtmezsem iyi bir sevgili olamam öyle değil mi?" Soğuk elleri Taehyung'un sıcak avuçlarına yerleşti.

Taehyung ifadesiz bakışlarını Hoseok'tan ayırmazken yanıtladı. "Hata değildi. Bana sebebini söylemezsen de devamı olacak." Taehyung'un sözleriyle Hoseok'un kahverengiye dönen irisileri kızıl ışıklarıyla parladı. Sinirlenmişti.

"Taehyung, daha fazla uzatma." Fakat onun sözlerinin aksine Taehyung kendi söyleyeceğini birkaç metre ötedeki cansız hayvanlar duyabilirmiş gibi safkanın kulağına fısıldadı.

"Hoseok, bu ilişkide ilk kaybeden ben olmayacağım. O unutamadığını sandığın kızı unutup bana gelen sen olacaksın. Fakat ilk gelen asla ben olmayacağım, az önce olduğu gibi." Öpüşmelerini başlatanın Hoseok olmasına gönderme yaparak zehirli cümlelerini fısıldadı. Söylerken gözlerinde en ufak bir tereddüt yoktu.

Arkasını dönüp uzaklaşırken Hoseok yüzündeki soluk tebessümle Taehyung'a seslendi. "Senin hatalarını temizleyeceğim, Taehyung. Bundan sonra hep yapacağım gibi." Bakışları arkasındaki ölü hayvanlara kayarken başını onaylamazca sallayıp kollarını sıvayarak etrafı temizleme işine başladı.

Diğer yandan Jimin'in evine gelen Jungkook pek de misafir gibi değildi. Jimin'in anne ve babası bir İblis'in varlığıyla gergin olsalar da Jungkook onlara aldırmadan üst kattaki salonda koltuğa yerleşmiş, televizyon izliyordu.

Tekrar ediyorum, üzerinde siyah, beli açık ceketi ve siyah pantolonunu toparlayan çizmeleriyle oturmuş ilgisini çeken vampir dizisini izliyordu.

Sarışın kız ellerini saçına atıp karşısındaki oğlana söyleniyordu. "Sen konuşurken yaktığım kalorilere değmezsin." Oğlan birkaç saniye kızın yüzüne öfkeyle baktı. Ardından sivri bir sopayı kızın karnına saplayarak kendisine çekti.