25 : Bağ meseleleri

187 21 26
                                    

25 | Meşale söndü, acısı ise ebediyen sürdü.

Taehyung'un çıplak ayakları tahta zeminde gıcırtı çıkartsa da sakin adımlarla üst kata çıktı. İçinde bir his vardı ki tüm sorunları çözebileceğine inanıyordu. Artık birisine güveniyordu. Yalnız olmadığını biliyor, en çok da hissediyordu.

Üst kattaki odasına ilerlerken açılan kapıyla bakışları oraya kaydı. Jungkook'un ifadesiz bakışları üzerindeydi. Birkaç saniye içinde bir adım ötesine geldiğinde Taehyung sorgulayan bakışlarını ona yöneltmekten çekinmiyordu.

Jungkook başıyla Jimin'in odasını işaret ederek "Onunla konuşmalısın." Dedi. Taehyung'un kaşları havalandığında neyi kastettiğini anlamadığı açıktı. "Hoseok ile her şeyin nasıl başladığını anlatmalısın, Taehyung. Gelecekte sorunsuz devam etmek istiyorsan bir şeyleri saklama. Ona güzelce anlat." Taehyung sıkıntılı bir nefes verdi.

"Bu gece fazla uzadı, Jungkook. Bunu daha sonra konuşabili-" Jungkook, gitmek üzere adımlayan Taehyung'un kolunu kavradığında itiraz kabul edecek gibi durmuyordu. "Jimin bir şeylerin gizlenmesi konusunda hassas." Sesini kısık tutarak devam etti.

"Hyunjin ile ilgili saklananlardan sonra daha da hassas. Ona bir şeyleri söylemeyi geciktirme. Söyle ve bu gece her şey bitsin." Taehyung'un bakışlarındaki yumuşaklık git gide kaybolurken sertçe kolunu Jungkook'un tutuşundan kurtardı.

"Tekrarı olmasın, İblis." Ters bir bakış attıktan sonra Jimin'in kapısının önüne gidip kapıyı tıklattı. Dönüp Jungkook'un ne yaptığına bakmamıştı. Jungkook da hiçbir şey yapmamış gibi sakince odasına geri girmişti. Tetikteydi. Jimin'in vereceği tepkiyi merakla bekliyordu. Eğer bağırırsa hızla müdahale edecekti.

Jimin kapıyı açtığında Taehyung'u görmeyi beklemediği şaşkınlıkla bakan gözlerinden okunuyordu. "Konuşabilir miyiz?" Taehyung'un sakin ses tonuna karşılık Jimin başını sallayıp Taehyung'un geçmesi için kapıyı iyice açtı.

Taehyung içeriye girdiğinde Jimin de kapıyı kapatıp peşinden adımladı. Merak dolu bakışları Taehyung'un üzerindeydi. Taehyung da Jimin'e bakmaya başladığında aralarında gergin bir hava yer edinmişti.

Taehyung sıkıntılı bir nefes verip bakışlarını etrafta gezdirdi. Ne yapacağını bilmez bir hâldeydi. Jimin ona göz ucuyla bakıp çarşafına dokunmadığı yatağı üzerine uzanarak bakışlarını tavana çevirdi. Tıpkı çocukken yaptıkları gibi Taehyung için bir kişilik bir yer bırakmıştı.

Taehyung bunu fark ettiğinde yüzüne yerleşen minik tebessümle Jimin'in yanındaki yerini aldı. Şimdi ikisi de tavanı izliyordu.

"İlk tanıştığımızda Hoseok beni öldürdü." Jimin'in bedeninin kaskatı kesildiğine emindi. Ona bakmak için kendini zor tuttuğunu da biliyordu fakat küçüklüklerinden kalma olan kuralları vardı. Jimin bunu çiğneyemezdi.

Ne olursa olsun konuşma bitene dek tavanı izle.

Taehyung bundan güç alarak konuşmaya devam etti. "Sonra beni tehdit etti. Sana karşı birlik olmamızı istedi. O zaman.. kafam bulanıktı. Kriz geçirdiğim tören günüydü. Uyuşturucu hâlâ kanımdaydı ve ben ölmek üzereydim. Dünyam başıma yıkılmış gibiydi, sana öfkeliydim, anneme ve babama öfkeliydim. O güne kadar ölmek için her şeyi yapmıştım ama ölünce anladım ki ben, ölmek istemiyordum. Hoseok'un teklifini kabul ettim." Gözleri dolacaktı neredeyse. Geçmiş onu yaralıyordu.

"Beni bir eve götürdü, kanını içtim. Büyü yapmış bana. Kanı kanıma karışınca bağlanmışız." Jimin elini şakaklarına götürüp ovaladı. Sinirden başına ağrı girdiğine emindi Taehyung.

Evil | Jikook + VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin