22 | Yeminim olsun ki kendini benim ağzımdan okurken varlığına lanet edeceksin.
Araba taşlı yolda ilerlerken Jimin ve Jungkook arka koltuktaki iki köşeye oturmuş, camdan dışarıyı izliyorlardı. Seokjin ise karşılarında bacak bacak üstüne atmış, yüzündeki her an göz devirmeye hazır olan ifadesiyle onlara bakıyordu.
"Bu tavırlarınız neyin nesi?" Jimin göz ucuyla Seokjin'e baktıktan sonra omuz silkti. Jungkook ise duymamış gibi bakışlarını çevirmiyordu. "İyi ki bir araba ayarlamaya gittim, birbirinizi yemediğiniz kalmış."
Jimin bakışlarını bu kez aralarında bir kişilik boşluk olan Jungkook'a çevirdi. "Eğer kafasına göre insanların hareketlerine müdahele etmeyen bir arkadaşın olsaydı böyle bir sorun olmazdı, Seokjin." Seokjin'in kaşları havalanırken Jungkook çatık kaşlarıyla Jimin'e döndü.
"Hatalı olanın ben olduğumu mu söylüyorsun?"
"Evet, öyle yapıyorum."
"Ne zaman doğru bir şey yaptın ki, soranda kabahat."
"Her şeyimi biliyormuş gibi konuşmayı-"
Jungkook, Jimin'in sözünü sertçe böldü. "Her şeyini biliyorum zaten! Küçükken kaç kere dizini kanattın, hangi günler okuldan kaçtın, kaç tane bara gittin, kimlerle sevgili oldun, bunların hepsini biliyorum. Dolayısıyla tavırlarını da rahatça tahmin edebilirim, Jimin. Burada hiçbir şey bilmeyen kişi sensin!"
Jimin duyduklarıyla sertçe yutkundu. "Sapık gibi konuşuyorsun, ürkütücüleşme." Jungkook sinirle güldü. Eli ikisinin arasındaki koltuğa yaslanmıştı. "Benim soyumdan geliyorsun. Eğer ben yüzyıllardır var olmasaydım senin yirmi senelik ömrün de olmayacaktı. Seni izlemem bu gerçeğin yanında nasıl ürkütücü kalabilir?"
Jimin kaşlarını çattı. Bir İblis ile tartıştığını yeni kavrıyor gibiydi. "Her soyundan geleni böyle tanıyor musun?" Jungkook bakışlarını Seokjin'e çevirdi. Hiçbir tepki vermeden öylece ikisini izliyordu. Sarı irisleri yeniden Jimin'in lacivert irislerini bulduğunda ani öfkesi yok olmuştu.
"Sence öyle yapıyor muyum, Jimin?"
Jimin sertçe yutkundu, başını çevirdi. "Daha fazla tartışmak istemiyorum." Kaçıyordu. Jungkook, Jimin'in yaptığı şeyi fark ettiğinde sıkıntılı bir nefes verip önüne döndü.
Birkaç dakika öncesini düşünmeye döndü ikisi de. Jungkook kapının kolunu indirip içeri girdiğinde gergin ortam onu etkilemişe benzemiyordu. Bakışları Jimin'e kaydığındaysa dolu gözlerle karşılaştı. Hızlı adımlarla yanına ulaşıp bileğini kavradığında sert bakışları Jimin'in anne babasının üzerinde dolanıyordu.
"Sürünüzün baş liderine yüklenmeden önce deltanızı kaybettiğinizi hatırlayın. Eğer Jimin tüm bunlardan vazgeçerse o çok önemsediğiniz itibarınız kalmaz. Köklü soyunuz tarihten silinir." Ardından Jimin'e döndü. Sarılsa sakinleşir miydi? Bunu şu an yapmak ister miydi? Emin değildi. "Gidelim, Jimin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evil | Jikook + Vhope
Fanfiction[Askıda] Jungkook, bir kara delikti ve Jimin ona çekilmekten kendini alıkoyamadı. Hoseok, bir uyuşturucuydu ve Taehyung her dakika onun yoksunluğuyla kıvrandı. semekook + semeseok 27.02.22 #2 vampir '15.06.22 #20 hayran kurgu '16.06.22 #32 jikook...