[Askıda]
Jungkook, bir kara delikti ve Jimin ona çekilmekten kendini alıkoyamadı.
Hoseok, bir uyuşturucuydu ve Taehyung her dakika onun yoksunluğuyla kıvrandı.
semekook + semeseok
27.02.22
#2 vampir '15.06.22
#20 hayran kurgu '16.06.22
#32 jikook...
17 | Evrenin her yerini aradım ve onu kurtaracak hiç kimseyi bulamadım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
6 ay sonra
"Hoseok, acele et. Kardeşimin nişanına da geç kalmak istemiyorum." Taehyung bakıştığı aynadan üzerini kontrol etti.
Giydiği sarı takım, sarı tutamlarıyla uyumlu gözüküyordu. Her ne kadar birkaç düğmesini açmak istese de Hoseok'un resmi olması gerektiği hakkında söylenmeleri üzerine yalnızca bir düğmesi açık olan beyaz gömleğinin yakalarını düzeltti.
Kulağındaki akik taşlı küpe, yaka mendiliyle uyumluydu. Hiçbir şey sürmediği kırmızı dudakları Hoseok'un ısırık dolu öpüşleri sayesinde rengini kaybetmiyordu. Dalgalı saçlarını eliyle karıştırıp dağıttı. Uzaktan bakınca altı ay ona bir adet safkan ve sarıya boyatılmış saçlardan fazlasını katmış gibi durmuyordu.
Ama dediği gibi, uzaktan bakınca.
Seokjin'in bileğini kırdığı geceden bugüne kadar çok şey yaşanmıştı. En başından başlayacak olursa o gece Taehyung hastaneye gidip alçılı koluyla eve döndüğünde sabah taşınacağı için yanına uğrayan Hoseok'un kırık bileğini görmesi ve ne olduğunu didiklemesi pek sürmemişti.
O gün köşke taşınırken eşyalara dokunmasına izin vermeyip tüm gün bunu yapanın kim olduğunu sormuştu. Bir alfanın bileğini bu kadar kolay herkes kıramazdı. Hatta bir ara Jimin'in getirdiği İblis olduğunu düşünüp onu bulup hesap sormaya kalkmıştı.
Neyse ki bu aptallığını Taehyung engellemişti. Yine de tahmini yakındı. Jungkook'un arkadaşıydı. Tabii, iki hafta sonra yapanın Seokjin olduğunu öğrenmesiyle, nerden öğrendiğini kesinlikle Taehyung'a söylememişti, Seokjin'le buluştukları eve onu Taehyung istemiş gibi çağırıp İblis'i sıkıştırmıştı.
Birkaç ısırık bıraktığına Taehyung bizzat şahit olmuştu. Seokjin'in karşılık vermesine müsaade etmeden Taehyung, Hoseok'u hızla eve götürmüştü. Ölmek isteyen bir aptal gibi davrandığını söylerken Hoseok ona zaten ölü olduğunu söylediğinde Taehyung ona eline geçen sivri tahtayı fırlatmıştı. Pek keyif dolu anlar olduğu söylenemezdi.
O geceden sonra büyünün yan etkileri bir süre daha devam etmişti. Taehyung kan ter içinde uyandığı gecelerde Hoseok'u arıyordu ve safkan birkaç dakika içerisinde yanına gelip durumunun ağırlığına göre ya kendi kanını içiriyor ya da İblis kanı veriyordu. Taehyung, Hoseok'a onun da kendisi gibi krizler geçirip geçirmediğini sorduğunda Hoseok'un düzenli olarak İblis kanı içtiğini söylemesiyle odada küçük bir savaş ortamı oluşmuştu.
Taehyung eline geçen her bir eşyayı ona fırlatırken Hoseok safkan gücüyle kaçsa da elbette isabet edenler olmuştu. Karnına saplanan paslı çiviyle kaplı tabloyu çıkartırken acılı bir inilti bırakmıştı hatta. Bu sırada üzerine atılan kurt boynuna ısırıklar bırakmış ve sonuç olarak safkan bayılmıştı. Birkaç dakika sonra insan formuna dönen Taehyung'un boynundaki mühürün kanayıp Hoseok'un Taehyung'un kanını emmesi de pek vakit almamıştı.
