Adsız Bölüm 2

52 2 0
                                    

Zehra'nın ağzından...

"Zehra dikkatli olun tamam mı?" diye bilmem kaçıncı defa uyardığında sıkıntıyla göz devirdim.

"Annem olsan bu kadar uyarmazdın lan. Tamam anladık, dikkatli olacağız!"

"1 saat içinde gelmezseniz-"

"Bizi aramaya çıkarsınız, orayı da anladık!" dedi Merve de bezgince elindeki nerden bulduğunu bile bilmediğim samuray kılıcını taşla sivriltirken.

Gtünden çıkarttı herhalde...

"Ve son olarak-" diyen Canan'ı ben tamamladım bu sefer.

"Eğer gerçekten yardıma ihtiyacımız varsa fişeği 2 defa ateşleyeceğiz ve siz bize yardıma geleceksiniz. Ve eğer 1 defa ateşlersek de-"

"Artık gerçekten öldük bizi kurtarmaya gelmeyin yoksa siz de çarpılırsınız demek, anladık!" diye beni tamamlamıştı Merve ayağa kalkarak. "Bir kere benim kılıcım var! Kimse beni durduramaz!" 

"O kılıcı nerden buldum demiştin?" diye dehşetle soran Dicle ile Merve gergince gülmüştü.

"Oradan buradan kuşlar getirdi işte! Aaa! Siz de her şeyimi sorguluyorsunuz! Utanmayın ya! Donumun rengini de sorun!"

"Dikkatli olun!" diye son defa uyarmıştı Gece. "Nerede buluşacağımızı biliyorsunuz?"

"Tamam biliyoruz anladık. Hadi 1 saat sonra görüşürüz!" dedikten sonra Merve'nin koluna girmiş ve ilerlemeye başlamıştık karanlık yolda.

"Aliii baaaabaaaanınnn bir çiftliğiii varrrr!" diye yolun yarısında sıkılmış olacak ki mırıldanmaya başlamıştı Merve.

"Çiiiftliiiğinnndeeee öküzzzleriii vaaarrr!" dediğinde de yüzümü buruşturdum.

"Sessiz ol biraz dikkat çekiyoruz. Zaten dolunay var tepede!"

"Diyeee bağırırrr!" demişti benim susmamdan sonra. "Çifliğinde Aaaaaliii baaaabaaanınnnn!"

"Bana öküz mü dedin sen az önce?" dediğimde gülerek önden önden ilerlemeye başlamıştı. Göz devirip arkasından ilerlediğim sırada gözüm köşeye doğru çarpmış ve nihayet etrafıma kısa bir bakış atma fırsatı edinmiştim. Gördüklerim ise beni yavaşlatmıştı.

"Merve." diye fısıldayıp ona döndüğümde beni duymadığını anlayarak bağırmamak için yerdeki çakıl taşını fırlatmıştım ona doğru. Benden uzakta duruyordu ne yapayım? Bağırırsam duyulabilirdik! Yoksa neden sırf fantezi olsun diye kıza taş fırlatayım ki?

Çünkü ona zarar vermek hoşuma gidiyor.

Sinirle sırtını ovalayıp bana döndüğünde başımla köşedeki kişileri göstermiştim. Ağır adımlarla yanıma gelip anlamsızca yerde yatan, muhtemelen ölü zombilere baktığında ben de tekrar dönmüştüm yerdekilere. Daha fazla dayanamayarak onlara doğru ilerlediğimde de hızlıca koluma ahtapot gibi asılmıştı.

"Ne yapıyorsun?!" diye zar zor duyabildiğim bir sesle fısıldadı. "Yakalanacaksın! Hazır uyuyorlarken bırak gidelim! Zehra sana diyorum!"

"İyi de zombiler uyumaz ki..." diye mırıldanıp dönmüştüm ona. "Birden bire evrim geçirip 'Şurası çok rahat şuracıkta uyuyalım!' mı dediler Merve?"

"Kime ne lan? Biri ninni söylemiştir. Gidelim işte!" diye kolumdan tutup gergince çekiştirdiğinde tekrar durdurmuş ve arkamdaki biricik Kerimimi almıştım elime.

Kerim benim canım sopamdı. Ucunda sivri çivilerle doluydu ve her zaman yanımdaydı. Beni asla yalnız bırakmazdı. Her işimi görüyordu biriciğim!

eĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin