Adsız Bölüm 16

26 0 0
                                    

"Kesinlikle son defa uyarıyorum." dediği zaman bezgince iç çektim. "Araçtan inmiyorsunuz! İkiniz de!"

"Öldüreceğin kişi sözde benim arkadaşım! Yanında olup ölümünü izlemek istiyorum belki, sana ne?!"

Beni umursamadı bile cins herif! "Araçta kalın." dedikten sonra silahının emniyetini kilitleyip indi araçtan. Hemen sonra da kilitledi kapılarını.

"Yunus kardeşini hiç sevmiyorum! Dövsene onu!" dedim sinirle.

"Benim kardeşim mi var?" diye saf saf bana dönünce sinirle nefes aldım.

"Sen de haklısın! Benim böyle bir kardeşim olsa ben de onu kardeşlikten reddederdim!" dedim kendimden emin bir şekilde sinirle somurtarak.

"Yine neyden bahsediyorsun? Kardeşim yok ki benim!"

"Seni de kardeşini de öldüreceğim en sonunda!"

"Haa! Hatırladım!" dedi birden. "Başına iş açmak için gitti değil mi?" dedi ardından beni umursamadan. Ardından cama döndü ve sanki görebilecekmiş gibi Bora'nın arkasından bakındı. "Yardıma gitmeye çok üşeniyorum! Sen gitsene Dicle."

"He he! Çıkayım da bu sefer kafama sıksın değil mi?!" dedim ve iki gün evvel deştiği diğer omzuma çıkarttım elimi.

Cins herif!

"Zera'yı öldüreceğini söylemişti."

"Sanki gitsem tek başıma nasıl kurtarabilirim ki onu? Yunus sen onun abisisin, gidip konuşsana onunla! İkna et ne olursun! Zehra'yı bıraksın sonra Kerem'e ne yapıyorsa yapsın, umurumda değil!"

"O piç kurusu ölmeyi hak ediyor ama!"

"Küfür etme!"

"Piç kurusu!"

"Yunus!" diye sinirle uyardığım zaman omuz silkip cama döndü.

"Konuşmuyorum seninle, tek başına sıkıntıdan geber!"

"Terbiyesiz!"

"Ahlaksız!"

"Utanmaz!"

"ARLANMAZ!"

Belki 10 dakikadan uzun bir süre arabada tek kaldığımızdan dolayı artık sözeli geçip fiziksel kavgaya ulaştığımız durumda arabadan inmiştim sinirle.

Bora'nın da canı cehenneme! Bana ne ya?! Ben hep köle gibi onu dinleyip arabada mı bekleyeceğim? Çok bekler paşam!

Bulunduğumuz binanın arka tarafındaydık. Ve baya bir süre önce duvardaki tek demir kapıdan içeriye inmişti.

Sorun çıkmayacaktı... Sadece peşinden gidecektim o kadar!

"Tamam Dicle! Eğer eline silahı alırsa deli taklidi yap! Evet! Çok mantıklı! Tuvalette ekmek yedim dersen seni rahat bırakır!"

Konuşa konuşa ve kendimi cesaretlendire cesaretlendire demir kapıyı oldukça sessiz bir şekilde açmış ve içerisinin çok az aydınlık olduğunu görmemle arabaya dönmüştüm yönümü. 

Hala dönmek için geç değildi. 

Ama bu manyak Zehra'yı gerçekten de öldürebilirdi. Mantıklı bir yalan bulmazsam da beni de öldürebilirdi!

Tamam! Yunus durmadığı için Bora'yı çağırmaya gidiyordum! Evet! Hem yalan da sayılmazdı ki! Saçımı çekiştirip duruyordu!

"Kimse var mı?" diye mırıldandım kendi kendime. Fazla sessiz olan ortam germişti beni. İlerlemeye devam ederken bir şeye çarpmış ve devirmiştim birkaç şeyi.

eĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin