Merve'nin ağzından...
Burnuma gelen kokularla beraber gözlerimi aralamaya çalışmıştım ama pek başarılı olamamıştım. Beyinciğime yediğim darbe yüzünden başım sızlıyordu. Yüzümü buruşturup acıyla sesler çıkarttığımda sonunda karanlık ortam birden aydınlanmıştı. Gözlerim birden aydınlığa alışamadığından dolayı kıstığımda karşımdaki kişi gülmüştü alayla.
"Günaydın uyuyan güzel!" Deme öyle... O babamın esprisi...
Ay... Ben babamı özledim sanki...
"Saat kaç?"
"Saat kaçmaz."
"Iyh!" dedim o sersemlikle ışığa alışmak için kısık duran gözlerime rağmen yüzümü buruşturarak. "Bu da benim esprim!"
"Şu an sabah saatlerindeyiz, uyuyan güzel. Yani kalkma vakti."
"Kaç saat uyudum da uyuyan güzel unvanını kazandım lan?" dedim gözlerimi sonunda tamamen açarken. "Ayrıca uyumuyordum, aranızdaki pezevenklerden biri kafama vurdu!"
"8 saattir uyuyorsun!"
"E yani?" dedim anlamsızca. "Normalde 10 saatten aşağıya uyumam oğlum ben. Benim kadar enerjik bir insan olmak ne kadar zor biliyor musun? Şarjım 10 saatte anca doluyor belki, sana ne? Hem-" diyerek ellerimi öne getirmeye çalışsam da başaramamıştım. "Neden bağlıyım lan ben? Zera nerde?!"
"Zera? Onun daha düzgün bir ismi yok mu... Elf?"
"Bir şey söyleyeceğim." dedim etrafa bakarak kimsenin olmadığından emin bir şekilde. Ona doğru eğildiğimde o da anlamsızca bakışlar atarak bana doğru eğilmiş ve o an burnuna doğru sertçe indirmiştim kafamı.
Ancak şöyle bir şey vardı ki ben ömrümde hiç kimseye kafa atmamış biri olarak kendi kendime kafa atmış olabilirdim. Yani kendi burnumu onun kafasıyla kırmıştım ama bunu asla bozuntuya vererek rezil olmazdım.
"BANA BİR DAHA ELF DERSEN BURNUNLA KALMAZ TÜM KEMİKLERİNİ KIRARIM!" diye bağırarak iplerden kurtulmak için çırpınsam da başaramamıştım. Acıyla alnını tutup benden uzaklaşırken içeriye başka biri girmişti. Kafasının kenarında bandaj vardı ve herhalde bu Zehra'nın paspas sopasıyla benzettiği kişi olmalıydı.
"Ne oluyor lan burada?!" diyerek bir bana bir de yerdeki alnını kontrol eden arkadaşına dehşetle bakarken gülümsedim masum masum.
"Bilmiyorum ki, birden düştü yere salak."
"Ne yaptın ona?!" diye tıslayarak üzerime yürüdüğünde ağzım açık bakakalmıştım ona.
"Ellerim arkadan bağlı ve ayağımı resmen bulunduğum koltuğa zincirlemişsiniz! Gören beni ayı zanneder! Gerçekten benden mi şüpheleniyorsun?!" dedikten sonra sinirle kafamı çevirmiştim başka yöne.
"Siktir git konuşmam ben daha seninle. PİS İFTİRACI! Ben burada elim kolum bağlı durayım bu salak kendini bilerek yere atsın ve suçlu ben olayım! OH NE ALA MENEMEN!"
Evet acıkmıştım... Çok hem de.
"Memleket olmasın?" diye alayla ayağa kalktığında yanımdakine döndüm.
"HERİFE BAK BENLEN DALGA GEÇİYOR! HANİ SEN BENİ KURTARCAKTIN?! BOŞA MI GELDİN BURAYA KADAR?!"
"Şaka he bu kız..." diye sinir bozukluğuyla güldüğünde göz devirdim.
"En azından ben menemeni soğanlı YEMİYORUM!"
"Zaten soğanlı yenilmez." dedi yüzünü buruşturarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eĞ
FantasíaKitap arkadaşlarıma özeldir bakıp durmayın aw okusanız da anlamazsınız zaten bakmayın bu kitaba o kadar değişik kitap varken ne diye benimkini okuyosunuz lan kitap mı kalmadı okumayın bu kitap arkadaşlarıma özel!!