Depresyon dönemimden çıkmış bir kitap olduğu için duygular oldukça yoğun. Okurken dikkatli olun derim, sizi seviyorum. Umarım keyif alırsınız<7
Bu kitap Blue & Grey gibi hissettiriyor.
Aşk... Aşk?
Herkesçe farklı anlamlara sahip bu kelime sizin için ne demekti?
Çocukluğumdan beri insanların neden aşkı bu kadar önemsediklerine anlam verememiştim. Çünkü etrafımda olan biteni izlediğim kadarıyla başta bulutların üstüne çıkaran bu 3 harf, sonrasında o kişiyi Cehennem çukurlarına çekiyordu.
Neden bir insan sonunda üzüleceğini bile bile birine bu derece de bağlanıyordu?
Birini sevmek hep bana uzak gelmişti. Herkese yakın ve iyi davranan biriydim fakat aşk hiçbir zaman aklımdan geçen bir şey olmamıştı.
Bunu birine söylediğimde bana güler ve şunu söylerdi. Emin ol hiçbir aşık, aşk onun elinde olsaydı kendini üzen bir şeye bu derece kapılmak istemezdi. Aşk, bizim değil kalbimizin seçimi ve kardeşim şöyle ki o kalp birini isteyince kurallar tamamen değişir. Bunu bir gün birine tutulduğunda anlayacaksın...
Tabii ki bu dediğine gülmüştüm. Dediğim gibi birini sevmek bana çok uzak geliyor.
"Peki sizce gerçek aşk diye bir şey var mıdır? Edebiyatçının aşk hakkında bitmek bilmeyen soruları devam ederken gözlerimi devirmiş ve önümdeki kitabı kapatarak çantama koymuştum.
Konuşacak o kadar konu varken bizim konuştuğumuz konu aşktı. Çoğu kız 3 harfle bir araya gelip oluşmuş bu kelimeyi duyunca hayallere dalarken erkeklerin yüzündeki buruk gülümsemeye tanık olmuştum.
Zilin çaldığını duyduğumda şükür etmiş ve ayaklanmıştım. Bugün bu okuldaki ilk günümdü. Biraz etrafı gezmeliydim değil mi?
Babamın işlerinden dolayı çocukluğumdan beri oturduğumuz evimizden ayrılmış ve şehirden uzak bir kasabaya yerleşmiştik. Okulumu ve arkadaşlarımı ne kadar özleyecek olsam da bu yeni yer ruhuma iyi gelmişti.
Koridorda etrafa bakarak ilerlediğim sırada aniden karşıma çıkan kişiye çarptığımda dengemi kaybedip düşmemek için kendimi tutmuştum fakat karşımdaki kişi bu konu da pek şanslı olamamıştı. Kollarındaki kitaplar etrafa savrulurken, çarpmanın etkisi ile geriye savrulmuş ve acıyacak şekilde kalça üstü düşmüştü.
"Ben çok özür dilerim, önüme bakmıyordum. Çok pardon, iyi misiniz?" Cümleleri art arda sıralarken hızla eğilmiş, kalkmasına yardım etmek için elimi koluna uzatmıştım ki daha dokunamadan hızla kolunu çekmişti. Bakışlarım bu hareketine karşılık hızla onun yüzünü bulurken, korkuyla bakan gözleriyle karşılaştığımda kaşlarımı çatmama engel olamamıştım.
Daha bakışmamız 1 saniyeyi geçmeden hızla bakışlarını kaçırmış ve yerdeki kitaplarına yönelmişti. Garip hareketleri dikkatimi çekmeye devam ederken kitapları toplamasına yardım etmek için bakışlarımı oraya yönlendirmiştim ki, ona vermek için uzandığım kitabı benden önce almış ve hızla doğrulamıştı.
Onun doğrulmasının hemen ardından doğrulmuştum. Fakat o kadar hızlı hareket etmişti ki, hiçbir şey söylemeden hızla yanımdan geçmiş ve ilerlemeye başlamıştı. Az önce burada ona çarpmış ve özür dilemiştim fakat o cevap bile vermeyerek garip hareketlerde bulunup burayı terk etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeryüzündeki İnciler | Sope'
Fanfiction"Belki de beyaz güllerin bizdeki anlamını hiç kimse, hiçbir zaman tam anlamıyla öğrenemeyecek..." -------- |Taekook/Namjin/Minsung| -------- 9- #kimseokjin 🤙🏼