Because it's okay

816 109 77
                                    

Everyone thinks that we're perfect,
Please don't let them look through the curtains.

Ailemi getirerek dakikalarca durmadan konuşup uzaklaştırmadan yırtmıştım. Aslında kendimi umursadığım falan yoktu, sadece küçüğümü o piçle yalnız bırakmamak için gelmek istiyordum. Taehyung'un her an onun yanında olup koruyacağını biliyordum fakat için rahat etmiyordu.

"Ne güzel evde yatacaktın, ne diye geldin ki?" demişti Jimin. Bugün belki de buna benzer onlarca cümle kurmuştu.

"Kapa çeneni Jimin, neden geldiğimi ikimizde biliyoruz."

Ona çıkıştığımda göz devirip önüne dönmüştü. Bende hızla bakışlarımı ondan çekip kapıya döndermiştim. 4. ders olmuştu fakat o hâlâ gelmemişti.

5. ders... 6, 7 ve 8. Gelmemişti. Herkes sınıftan çıkıp evlerine gitmek için dağılırken ben öylece durmuş ve onun boş sırasına bakmıştım. Dün yaşadığı şey yüzünden gelmemiş olmalıydı. Lânet olsun ki yanında olamıyordum. Yüzümü üzüntüyle buruşturup çantamı sırtıma alarak yarın geleceği umuduyla sınıftan çıkmıştım.

Gelmemişti, ne diğer gün, ne de ondan sonra ki gün. Umutla beklemiştim, hatta bir ara Taehyung'a sormuştum ama o beni terslemişti.

Zilin çalma sesini duyduğumda gömüldüğüm sıradan kalkıp sırtımda çantayla hızla sınıftan çıkmıştım. Aklımda binlerce senaryo dönüyordu. Hiçbirinin olmaması dileğiyle ilerlerken okuldan çıkmıştım.

Üzerime su damlaları düşünce yağmurun çiselediğini anlamış ama umursamamıştım. Fazla yağmadığı için ıslanmazdım, o yüzden sorun değildi.

Ellerimin yumruk olurken yutkunmuştum. Geçen yağmurda onunla yaşadığım şeyler aklıma gelmişti. Onu özlemiştim, tıpkı yağmurun toprağı özlediği gibi.

İleriye doğru attığım adımlarım yavaşlarken duyduğum adım sesleri hızla arkamı dönmüştüm. Kimse yoktu. Ama ayak sesleri duyduğuma emindim. Yağmur hızlanmasa belki orada kalıp etrafa bakınabilirdim. Ama eve ıslanarak gitmemek için boşverip evin yolunu tutmuştum.

Genç, bileklerini sıkan adama karşı gelmeye çalışsa da bunda başarılı olmamıştı. Ondan kat ve kat güçlü adam onu bileklerinden tuttuğu gibi kapısını açtığı odaya itmişti. Genç dengesini kaybedip düşerken, gözyaşları su misali akmaya başlamıştı. Yine başlıyordu... yeniden yeniden ve yeniden.

"Bir daha seni o oğlanın yanında görürsem önce onu, ardından seni öldürürüm. Anladın mı?"

Adam kükrercesine bağırdığında genç zayıf bacaklarını kendine çekmiş ve güçsüz kolları ile onu sarmalamıştı. Korkudan titrerken, yüzünü dizlerine gömmüştü.

Onun bu hâlini görmek adamı daha çok sinirlendirmiş olmalıydı ki hızla onun yanına gitmişti. Gencin dizine gömdüğü yüzünü saçlarından sertçe tutarak kaldırmış ve acıtacak şekilde çenesini tutmuştu.

"Ben bir şey sorduğumda bana cevap vereceksin, yoksa ne yapacağımı ikimizde iyi biliyoruz."

Genç hızla başını sallamıştı. Adam bunun sonucunda tuttuğu çeneyi iğrenircesine itmiş ve ayaklanmıştı. Yerde titremeye devam eden gence tiksinircesine bakıp arkasını dönmüştü ki duyduğu sesle duraksamıştı.

"O-ona bir şey yapmayacaksın d-değil mi?"

Konuşmuştu. Bu adamın yutkunmasına sebep olmuştu. İlk kez. Yıllar sonra ilk kez onun konuştuğunu duyuyordu. Hem de konuşmasının sebebi de o çocuktu. Tıpkı diğer sefer konuşmasına sebep olduğu gibi şimdi de bunu sağlayan o olmuştu.

Yeryüzündeki İnciler | Sope'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin