MAFYA VE DELİ KIZ

Bitti .! "

O günden sonra Pars ı tek tük görüyor onda da , kaçarcasına hareketler ediyordum. Bunun hoşuna gitmediği her halinden belli oluyordu ama yapacak bir şeyim yoktu ki ...

Gözlerimi aralayıp, yatakta oturur pozisyona geldim ve ilk birkaç dakika iylece oturup, dün geceki tartışmamızın sabahında boş olan yatağın köşesine baktım.  Üzgunce derin bir nefes alıp verdiğimde,  banyodan duyduğum su sesleri ile kalbim sanki yeniden atmaya başlamış gibi hızlanmıştı.  Bugün,  beni,  öylece bırakıp gitmemiş. 
Yutkunup, yataktan kalktım ve  dudaklarımdaki gülümseme ile banyo kapısına doğru ilerledim. Kulağımı kapıya yaslayıp,  su seslerine kesinlik getirdiğim sırada sessiz bir şekilde gülüp,  odadan çıktım ve hızlı birkaç adımda merdivenlerin başına gelip, aynı hızla dikkatli bir şekilde merdivenleri indim. Kahvaltı hazırlayıp, aramızdaki buzları eriterek her şeyi geride bırakabiliriz bence . Merdivenleri bitirdiğimde üzerimi süzüp daha düzgün bir şeyler giyinmek için indiğim merdivenleri hızla yukarı çıktım. Giyinme odasına girip,  benim için hazırlanan dolaba yaklaştığımda heyecanla yerimde durup adımlarımı onun dolabına yönlendirdim. Gömleklerine hevesle bakıp, elimi gömlekler üzerinde gezdirdim. Gömlekleri ortadan ikiye ayırıp , mavi gömleği alacakken dolabın arkasında yazan yazıyı görünce ,elimi gömleklerden çekip bir iki adım geriledim ve başımı iki yana sallayıp dolu gözlerimi kapattım.  Hızla arkama dönüp , koşar adımlarla aşağıya indim.

Merdivenlerin sonunda durup derin derin nefesler alıp verdiğimde gözümden süzülen birkaç damla yaşı elimin tersi ile sertçe sildim . Başımı iki yana sallayıp, vücudumu dikleştirdim.  Hayır hayır,  Nil denen o kadını unuttu.  Evet , unuttu.  Hem unutmasa neden benimle sevgili, neden beni bırakıp gitmiyor.? Beni seviyor.  Seviyor.

'Şu adama bağlanmayı kes . Üzüleceksin.'

İç sesim , beynimin sesini duyurmak istercesine sinirli bir şekilde bunu söylerken ona göz devirip,  bu kattaki banyoya girdim.  Herzamankinin aksine bu defa 32 diş  sırıtan aynadaki aksime ,parlayan gözlerime  baktım. Bu sabah gözlerimin içi çok çok güzel parlıyor,  değil mi?  Az öncekilerin aksine .

'Üzüleceksin Arya ,lütfen bir an önce kendini toparla . '

Aynadaki,  bir an sanki koyulaşıp tekrar eski -açık mavi -  haline gelen gözlerime bakarken kısık sesimle iç sesime cevap verdim.

" Hayır bu defa üzülmeyecegim . Hem ben hissediyorum , Pars daha beni seviyor bende onu seviyorum.  Yanımda olmasından ne kadar memnunum görmüyor musun.? Kalbim varlığını hissederken bile nasıl yeniden canlanıyor , farkında değil misin .? "

Sonlara doğru mırıltıya dönüşen dediğim şey ile ağrıyan başımı, işaret orta ve yüzük parmaklarım ile alnımın iki köşesinden masaj uygulayıp, daha fazla burada durmadan  elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Mutfağa geçecekken , merdivenlerden inen üzerindeki  siyah ve ona yapışmış ,  oldukça hoş görünen gömleğinin düğmelerini ilikleyen onu görünce dudağımın köşesi hafifçe yana kıvrıldı. Bu anı bozacak bir şey yapma Arya , o senin yanında . Nil denen o kızın değil.!
  Ben bana bakmayacağını düşünürken tam da düşündüğüm gibi olmuş,  bana bakmamıştı.  Daha sonra ne olduysa geri dönüp arkama geçerek kollarını belime dolayıp başını boynumun arasına koydu.  Aldığı derin nefeslerin arasında  öpücüklerini kondurarak bu sabah beni ödüllendiriyor gibiydi. Kolları arasında,  -onun da izniyle - zorlanmadan vücudumu ona döndüğümde dudağıma uzun bir öpücük kondurup,  karşılığını da almıştı.  Sırtım merdiven trabzanları ile buluşunca kollarımı kaldırıp boynuna sardım. Bir elini bacağımın arkasına yerleştirerek bacağımı kaldırıp ona dolamamı sağlamıştı.  Geri çekilip memnun bir ifadeyle yüzümü incelerken , kıvrık dudağım ile ona bakıyordum.  Elinin tersiyle yanağımı okşamaya başladığında, yüzündeki muzip ve onu oldukça iştah açıcı gösteren gülümsemesini bana sunuyor gibiydi . Yüzünde oluşan anlık şaşkınlık ile ne olduğunu merak ederken , kısık sesiyle " Vay canına gözlerin koyu mavi oldu . " kaşlarım havalanmış bir şekilde dediği ile şaşkınca ona bakarken bu ifademe gülümseyip  , ellerini yanaklarıma koyarak burnuma küçük bir öpücük kondurdu  ve burnunu burnuma sürterek " Ama  koyu maviyken de tıpkı şimdiki kadar güzeller.  "