isa demir
yaklaşık bir yıl önce
Genç adam yorgunlukla başını masaya koyup gözlerini kapadı. Anında uykusuz gözleri yanarken kollarını da kafasına destek yapıp bir süre dinlenmeyi bekledi usulca. Aslında kulübe hiç gelmemesi gerektiğini biliyordu ancak herhangi bir şey kaçırmak istememişti. Ayrıca evde de uyuyamayacağını bildiği için en azından kafası dağılmıştı biraz olsun. Ancak sınıftan herkes çıkmışken ayakları ona öyle bir ihanet etmişti ki, tek parmağını kıpırdatacak hâli yoktu. Başkan anahtarı yanına bırakmış ve çıkarken kilitlemesini söylemişti. Fakat İsa, şimdilik sadece bu pozisyonda dinlenecekti.
Sınıfın kapısı açılınca hareket etmeden durdu. Kısa bir süre sonra giren kişilerin sesleri odayı doldurmuştu.
"Aşkım buradadır başka nerede olacak?" dedi bir kız sesi. Karşı taraftan bir cevap gelmemişken İsa kafasını kaldırmasa bile kimlerin geldiğini anlamıştı. Çünkü kulüpteki tek çift onlardı.
Eymen Ala ve Pelin Göksu'yla yakın olduğu söylenemezdi. Hayır, hatta daha önce hiç konuşmuşluğu yoktu dese yeriydi. Bu yüzden hiç kalkmaya yeltenmedi ve aradıkları her neyse bulup gitmelerini bekledi.
"Bulamıyorum..." diye mırıldandı çocuk.
"Bu kadar önemli miydi ki?" dedi kız daha sonra.
"Defter ve taslaklar önemli değil de, arka sayfada şifrelerim yazıyordu." dedi yine çocuk. Sesi daha yakından geliyordu şimdi. Onun oturduğu yeri arıyor olmalılardı. Büyük ihtimalle hocanın model için çıkarmamızı istediği taslakların olduğu defterini kaybetmişti.
"Önemli şifreler mi?" dedi Pelin denen kız sıkılmış bir sesle.
Eymen hafifçe güldü. "Şifrelerimi unutuyorum hep biliyorsun bebeğim, lazım o yüzden."
Birkaç dakika daha geçti öylece. İsa artık kalkma şansını kaçırmış gibi hissediyordu, uykusu da kaçmıştı zaten. Bir an önce gitmelerini istiyordu.
"Buldum sonunda." dedi Eymen Ala gülerek.
"Ayy aşkım sonunda." Kız da hem bıkkın hem de neşeli bir sesle karşılık verdi.
"Şşhh..." dedi çocuk sevgilisine. "Biri uyuyormuş."
İsa ondan bahsedildiğini fark etse de bir tepki vermedi. Bacağını deli gibi sallama isteği gelse de kendisini zor durdurdu, gerildiği anlar da bu tiki tutardı çünkü.
Kız bir şey demediyse de İsa aniden üzerinde hissettiği şeyle gözleri kocaman açıldı. Refleksle kalkmak istese de yine son anda durdurmuştu kendisini.
"N'apıyorsun?" dedi Pelin de şaşkınca.
"Üzerini örtüyorum." Sesi çok yakındaydı şimdi, fısıldıyordu.
"Neden? Kim ki o?"
İlk başta cevap gelmedi, sanırım omuz silkmişti. "Bilmiyorum." dedi sonra. İsa o kadar şaşkındı ki hiçbir şey yapamıyordu.
Ayak sesleri yavaşça uzaklaştı. "Uyuyanın üzerine kar yağarmış, üşümesin."
"E hırkan?"
"Bir şey olmaz. Sık giydiğim bir hırka değil zaten."
"Çok düşüncelisin aşkım." dedi kız tatlı bir sesle, daha sonra sanırım sevgilisini öpmüştü.
"Hadi gidelim." dedi Eymen yine kısık bir sesle.
Ve çift kapıdan çıktığı an İsa şaşkın bir şekilde kendisini kaldırdı. Yüzünün görünmediğine emindi, yani hiç bilip tanımadığı birine hırkasını vermişti ha?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
annem eteğimi vermedi | bxb
Teen Fiction"Yani, pek sayılmaz. Tuhaf bir giriş yaptı, ilgimi çekmedi diyemem." Omuz silktim, birkaç detayı atlamıştım tabii. Mesela bana 'tatlı' dediği kısmı. "Tuhaf bir giriş yaptı derken? Ne dedi ki?" Aklıma gelince hafifçe gülümsemeden edemedim. "Annem...