21' öz test mağlubiyeti

2.6K 396 527
                                    

Artık bir şeylere açıklık getirmem gerekiyordu.

Kendi içimde, kendi dünyamda yerine oturmayan bir şeyler vardı.

İsa Demir'i bu kadar kafaya takmam normal değildi.

Çökmeye başlayan havayla iyice karanlıklaşmış yurt odamda benden başka kimse yoktu. Tavanı izlemeye bırakıp telefonumu yeniden elime aldım. İsa'nın attığı son post gözlerimin önündeydi bu sayede yine. Aynadan çekilmiş yarım bir fotoğraftı, yüzü tam görünmüyordu. Geriye taranmış ve şekillenmiş saçları ona değişik bir hava katmıştı.

Tereddütle ekranın üzerine iki kez tıkladım. Fotoğraf bir kalple benim tarafımdan beğenilirken beğenen isimlerden biri gözüme çarpmıştı; yeni takipleştiğimiz Atalay. Ne derece yakınlardı acaba?

Yorumlara girdim, Ayşegül bir sürü kalp koymuştu, Kaan "ateş" yazmıştı. Remzi ve Jülide'den bir şey yoktu. Kaan'ın hesabına girdim. Bir sürü kendi fotoğrafı vardı, takipçi sayısı bine yakındı. Biraz fotoları arasında gezindim, koyu kumral dalgalı saçlarının daha uzun ve kıvırcıkımsı olduğu zamanlara bile inmiştim. Ne yapıyorum ben... Kendi kendime söylenip birkaç grup fotoğrafına baktım.

Dairede gördüğüm koltuğun üstünde dördü oturuyordu. Remzi elinde kumandayla kaşları çatık televizyon olduğu tarafa bakarken Ayşegül ve Jülide aynı anda iki tarafta Remzi'nin kulağına bağırıyormuş gibiydi. İsa ise koltuğun arkasında hiçbir şey olmamış gibi eliyle barış işareti yapıp gülerek poz vermişti.

Bu foto beni sebepsiz yere güldürürken İsa'nın gülümseyen suratında göz gezdirdim. Kendi attığı postlarda pek güldüğü fotoğrafları yoktu çünkü. Yorumlara girdiğimde neredeyse herkesin İsa'ya yavşadığını gördüm, hatta birkaç erkek bile vardı aralarında.

Geri çıkıp etiketli olan Jülide'nin hesabına girdim. Ancak daha postlarına bakmadan, fotoğrafları İsa'nın attığı türden fotoğraflara benziyordu, attığı kısa video kısımları ilgimi çekmişti. Günlük videolar olduğunu düşündüğüm şeyler vardı, birine bastım. Genelde aynadan kombinlerini, gittiği yerleri çektiği anlamsız şeylerdi. Tam sıkılıp çıkıyordum ki bir videonun kapak fotoğrafında bir şey gördüm. Hemen tıklarken kaşlarım hafif havalanmıştı.

İsa, kısa bir tişört giyiyordu. Hayır, hatta şu Fulden'in giydiği crop dedikleri şeylerden biri gibiydi. Daha sonra sarhoş olduğunu düşündüğüm grubun diğer üyelerini çekerken kamera sallanıyordu. Baştaki poz veren İsa'yla birlikte videoyu durdurdum. Kısa croptan gözüken karın kaslarına, ince beline bakıyordum.

Sesli bir nefes verip hesaptan geri çıktım.

İşte tam da bundan bahsediyordum.

İçimde yerine oturmayan şey buydu. Sürekli dönüp dolaşan ismi, bedeni, davranışları...

Ben İsa'dan etkileniyor muydum?

Ama bu çok mantıksızdı. Ben bunca yıllık hayatımda bir kere bile bir erkekten etkilenmemiştim. Homofobik biri değildim çünkü düpedüz beni ilgilendirmiyordu bu tür şeyler.

Genelde ergenlik yıllarında falan fark etmez miydin? Hatta çocukken falan? Ben niye şimdi bu ikilemlere düşüyordum peki? Bu çok mantıksızdı.

Ayrıca bir insan bu tür şeylerden nasıl emin olurdu peki? Belli bir kriter veya test var mıydı? Test deyince çatık kaşlarım havalandı, şu saçma testlerden mi çözmem gerekiyordu acaba?

Arama butonuna "gay testi" yazarken sinirim bozularak gülmeden edemedim. Kendimi gençlik dramasında ama yirmi küsür yaşında bir karakter gibi hissediyordum.

annem eteğimi vermedi | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin