"Kurallar çok basit." dedi Jülide elindeki kartları karıştırırken.
Ayşegül heyecanla ellerini çırptığında gözlerim ortada duran shot bardakları ve içkilere kaydı. Toplandığımızdan beri birkaç saat geçmiş olmalıydı. Henüz ortamda tek bir alkol tüketilmemiş ve sıradan konular hakkında konuşulmuştu. Çalan müzikler, kaynaşmaya başlayan arkadaş grubu ve zaman zaman herkesin kendi hâlinde takılmasıyla zaman öldürmüştük.
Yani, en azından dışarıdan bir gözden böyle görünüyor olmalıydı.
"Bildiğimiz Uno kurallarını bilmeyen yoktur herhalde?" dedi herkesin önüne yedi kart saymaya başlarken.
Gözlerim karşımda oturan İsa'ya kaydı. Şunu söyleyebilirdim ki...
Saatlerdir içten içe herkesin gitmesini istiyor ancak bir yandan da istemiyordum. Herkes gitsin istiyordum çünkü onunla yalnız kalmak istiyordum. Ancak gitmesinler istiyordum çünkü onunla yalnız kalmış olacaktım. Olabilecek şeylerden dolayı gerginliğim vardı.
"+2 kartı gelirse iki shot atıyoruz." dedi sonunda yedimize de kartları bitirdiğinde. "+4 geldi mi dört tane işte."
Yanımda oturan Fulden kafasını sallarken Kaan bardaklara içki dolduruyordu.
"Ihm, önündeki oyuncuyla aynı renk veya numarayı çekersen bir shot daha." dedi eliyle kuralları hatırlamaya çalışıyormuş gibi.
"Onu en son çıkarmamış mıydık ya..." diye mızmızlandı İsa'nın yanındaki Kaan.
"Of ayık kalıyorsunuz sonra." dedi Ayşegül buna karşılık.
"Susturulursan ya da atlamayla sıra kaybedersen bir tane." dedi Jülide onları takmadan devam ederken.
Ufak bir sırıtışla ortamı izleyen İsa'ya baktım. İçimde birkaç saat sonra her şeyin boka saracağıyla ilgili bir his vardı.
"Kuralları unutursanız veya soru falan sorarsanız..." Jülide devamını getirmeden eliyle bir işareti yaptı. "Ha, sonda Uno demeyi unutursan 4 tane." diyerek ekledi.
"Yuh amınakoyayım." dedi Kaan tekrardan bir tepki göstererek.
"Sikeceğim şimdi ağzını." dedi Jülide buna karşılık.
"Tamam tamam susun." Ayşegül araya girdi. "Son olarak joker kartı çıkarsa hem rengi değiştiriyorsunuz hem de o jokeri atan kişi bir el boyunca içki cezasından kurtuluyor."
Remzi küçük bir onaylama ifadesi çıkardıktan sonra Ayşegül devam etti. "Şu boş kartlar var ya," dedi tam desteye uzanacakken kartların çoktan dağıtıldığını görüp vazgeçmeden önce. "neyse işte boş kartlardaki kuralımız, kartı atan kişi ortaya bir never i have ever sorusu atıyor arkadaşlar."
Dudaklarımı yaladım hafifçe. Evet, kesinlikle birkaç saate bu ortam boka saracaktı.
"Başlayalım hadi." dedi İsa sessizliği bozarken. Bakışlarım ona gitse de bana geri dönmedi. Kimin başlayacağını seçmek için kart seçtik ve Fulden şanslı kişi olmuştu.
Oturma düzenimizden bahsedecek olursak; benim solumda Fulden, onun yanında Kaan, onun yanında İsa, Jülide, Remzi ve Ayşegül'dük. Yani İsa neredeyse tam karşımdaydı ve yanımda oturmaması iyi mi olmuştu kötü mü olmuştu emin değildim.
Fulden'den başlayan el sorunsuz bir şekilde bana gelmekteydi.
"Sonunda barıştınız ha?" dedi Jülide Kaan'a doğru. Kaan geldiğinden beri İsa'yla pek konuşmamışlardı. Şimdi yanyana sorunsuz oturmaları, hatta Kaan'ın İsa'nın omzuna attığı eli, Jülide'ye bunu sordurmuş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
annem eteğimi vermedi | bxb
Teen Fiction"Yani, pek sayılmaz. Tuhaf bir giriş yaptı, ilgimi çekmedi diyemem." Omuz silktim, birkaç detayı atlamıştım tabii. Mesela bana 'tatlı' dediği kısmı. "Tuhaf bir giriş yaptı derken? Ne dedi ki?" Aklıma gelince hafifçe gülümsemeden edemedim. "Annem...