26' vişne kiraz faciası

3.6K 463 1.3K
                                    

ben geldim 🤧🤧🤧

×

Yaklaşık bir buçuk hafta sonra

"Bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum her şeyin." dedim dolabın kapağını kaparken. İsa kapının oradan poşetleri getirip tezgaha bırakırken bir nefes vermişti.

"Tadilat işleri olmasa bir hafta bile olmadan yerleşirdik." dedi poşetlerin içini açmaya başlarken.

"Doğru, senin de çok eşyan yokmuş, benim de yok zaten." Onu onaylayarak diğer poşete uzandım.

Evet, sonunda eve yerleşebilmiştik. Klozet ve kombideki sorunu Remzi hallettirdikten sonra Ayşegül'ün liderliğinde evde temizlik yapmış, kendi eşyalarımızı yerleştirmiştik. Salonu ben, diğer küçük odayı İsa almıştı. Evi anlatacak olursam, girişten gelince salon ve sağ tarafında mutfak bulunuyordu. Mutfak fazla büyük değildi daha doğrusu şekli dikdörtgen olduğu için uzun bir tezgah ve üstünde dolaplar vardı sadece. Ama cam dibinde ufak bir masa vardı ki en azından buna şükrediyorduk. Şu an ise yaptığımız market alışverişini yerleştirmeye çalışıyorduk.

Benim kalacak olduğum odaya gelirsek diğer kiracıların yaptığı zevksiz düzeni biraz değiştirmiştik. Yatak camın oraya ve ucu kapıya dönük bir şekilde duvar dibine alınmıştı. Dolabım ise onun karşı duvarına yaslıydı. Yani yatağımın olduğu taraf ufak bir oda gibiydi ve koltuk da kapıdan girerken hemen görülüyordu. Koltuk küçüktü ama İsa yukardaki dairelerindeki gibi minderler almıştı. Tek eksiklik diyebileceğim şey televizyon olmamasıydı ama görünüşe bakılırsa ikimiz de fazla televizyon izlemiyorduk. Onun dışında orta sehpayı atmıştık ama küçük televizyon ünitesi yatağımın dip tarafında durmaktaydı.

"Hâlâ tuhaf hissettiriyor ya." dedim mutfaktan çıkıp odaya bakarken.

"N'için?" İsa arkamdan geldi, bedenlerimiz birbirimize değiyordu. Kafamı ona çevirdim ve yüzlerimizin çok daha yakın durduğunu fark etmemle geri önüme dönüp kaçındım ondan.

"Yani, benimseyemedim daha." dedim koltuğa kendimi atarken.

Kıkırdadı. "Evet, ben de alışamadım."

"Ne zaman geleceklerdi?" dedim telefonumu bulmaya çalışırken. Saat akşama geliyordu.

"Bilmem 6 gibi gelirler." dedi İsa yaslandığı kapıdan ayrılıp kendi odasına ilerlerken.

Evde geçireceğimiz ilk gece uğruna bir kutlama gibi bir şey yapmaya karar vermiştik. Fulden, Ayşegül, Remzi ve Jülide olacaktı. Kaan hakkında bir bilgim yoktu.

"İsa?" Seslendim.

"Efendim?" Diğer odadan cevap verdi o da. Göremese de yerimde dikleştim.

"Kaan gelir mi dersin?"

Bir süre cevap gelmedi. Aslında bunu bu şekilde öylesine bir şeymiş gibi sorma nedenim basitti. İsa'nın bu konuyu fazla kafasına taktığını biliyordum ve gözünde gittikçe büyümesini istemiyordum.

"Bilmiyorum, gelebilir." dedi İsa bir öncekinden daha kısık bir sesle. Bir cevap vermedim. O günden beri Kaan'la bir iki kez konuştuğunu söylemişti. Hiç ayrıntıya girmedi ancak Kaan'ın özür dilediğini İsa'nın da net bir cevap vermediğini biliyordum sadece.

Tam ona ne desem diye düşünürken koltuğa bıraktığım telefonun sesi odayı doldurdu. Ekranda yazan Tahıl ismine bakıp telefonu elime aldım. "Alo."

"Alo abi?" Hattın diğer ucundan erkek kardeşim Ekin'in sesi yankılandı.

"Efendim yavrum söyle." Onunla her zaman abi moduma geçip dalgalı bir sesle gıcık etmek için böyle çocuk gibi konuşurdum. Ergen olduğu için her şeye gıcık oluyordu salak.

annem eteğimi vermedi | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin