annem eteğimi vermedi | bxb

29' gece sarhoş

bölümün neredeyse hepsi smut içerir aşırı kaçmaya başladığında okumayı bırakırsınız uyarı koymayı düşünmüyorum ✌️

eymen'in dövmesi hemen hemen medyadaki gibi bir şey ama daha sade gibi ve yeri bacak değil biliyorsunuz

×

Elimi tuttu, beni yapışıp kaldığım yerden ayırdı. Adımlarımız birbirini izlerken beni mutfaktan çekip almıştı. Kafam allak bullak, nedeni ise belirsiz... Hâlâ kanımda dolaşan alkol mü yoksa o mu..? Bilmiyorum.

Birleşik ellerimizden çekerek koltuğa bıraktı bedenimi sonunda. Odadaki ışığın kaynağı köşede duran lambader ve sokak ışıklarıydı yalnızca.

"Herkes gitti." demesine rağmen fısıldayarak konuşuyordu. Odada hâlâ çalmakta olan kısık sesli bir şarkı vardı. Tepemde dikilen bedenine baktım baygın gözlerle.

"Gel artık..." Hafif sitemim, gülümsetmişti onu. Omzumdan yavaşça iterek koltuğa yaslanmamı sağladı. Bekletmeden kucağıma doğru gelirken yutkundum sertçe. Kırdığı dizleri ve sonunda bacaklarıma oturan kalçasıyla tenine duyduğum özlem, belki sadece yarım dakika, tekrardan ortaya çıkmıştı.

Elimi sırtına ve beline çıkarıp iyice kendime bastırdım onu. Dudaklarıma yaklaştı, ihtiyaçla açılan ağzıma gülümsedi hafifçe. Titrek bir nefes bile veremezken sonunda öptü beni. Yine mükemmel bir uyumlulukla birleşen dudaklarımız kanımı tekrar ısıtmaya yetmişti. Az öncenin aksine, tamamen benim olduğunun bilincinde yavaşça öpüyordum onu. Tadına varmak, bağımlısı olmak... Birbiri ardına geldi mi ayrı olmaları işten bile değildi.

Hızımızı biraz arttırdı ve bedenini hafifçe öne çekerek çoktan uyarılmayı bekleyen aletime sürtündü yavaşça. Kesik bir nefes vererek inledim. Belindeki ellerim tişörtünün içinden sırtına doğru kayarken ağır ağır hareket etmeye başladı üstümde. Odada dudaklarımız, heyecanlı nefes seslerimiz ve kısık sesle çalan şarkıdan başka bir ses yoktu.

Pürüzsüz tenini daha çok hissetme ihtiyacıyla tırnaklarımı tenine batırdım hafifçe. Kısıkça inledi ve dudaklarımızı ayırdı. Tişörtünün eteklerini tutup sonunda o kumaş parçasından kurtulduğunda dudaklarımı ısırdım hafifçe. Yansıyan ışıklarla parlayan vücudu tam karşımdaydı şimdi. Pürüzsüz ten, hafif belirginleşmiş kaslar, göğüsleri...

Daha fazla dayanamadan onu yeniden kendime çektim ve dudaklarına kapandım. Bir insan bu kadar çekici olabilir miydi? Ağır tempomuz hızlanırken alt dudağını yeniden hafifçe dişledim. Buna karşılık kendisini bana bastırdı, belinden tutup hareketlerini yönlendirdim. Ellerim çıplak sırtında geziniyordu. Ah onun tenini, hayır her yerini, hissetmek istiyordum.

Dudaklarımızı ayırıp çenesini öptüm. Yine boynuna doğru yol alan dudaklarım, yine nefes nefese sesleri... Çıldıracak gibiydim. Az önce mutfakta dişlediğim yeri bir daha dişlerken inledi, dudaklarını dişliyor olacak boğukça çıkmıştı sesi. Sırtındaki ellerimi teninden bir an bile ayırmadan karnına getirdim. Sağ elim tüy gibi hareket ederek göğüs ucuna gittiğinde bir nefes aldı içine.

Belinden ve kalçasından tutup biraz kaldırdım onu. Boynundaki dudaklarım şimdi göğüs kafesindeydi. Sırtı bir yay gibi gerilmişken göğüs ucunu dudaklarımın içine aldım hafifçe.

"Ah..." Tatlı iniltisi kulaklarımı doldurdu. Göğüs ucu dikleşirken hafifçe gülümsedim. Demek erkekler de göğüslerinden tahrik oluyorlardı ha..? Dişlerim hafifçe ucuna sürtüp dişlediğimde daha yüksek sesle inledi. Bekletmeden acıyı almak istercesine emdim yavaşça. "Hah..." Bir nefes verdi. Omuzlarımdan tutup geri çekti beni.