25' titreyen sakinlik

3.1K 439 1.1K
                                    

Odada tuhaf bir ortam hakimdi.

Daha önce bir kez bulunduğum bu salonda şu an ben, İsa, Jülide, Kaan ve Remzi olmak üzere beş kişi bulunuyordu. Kimse konuşmuyor, hatta kimse birbirinin yüzüne bile bakmıyordu.

"Hadi ama bir şey diyecekseniz deyin." dedi Remzi biraz sıkılmış hatta kızgın bir sesle.

"Benim şu an diyecek hiçbir şeyim yok." dedi Jülide kolları önünde bağlanmış koltukta soğukça otururken.

Daire 3'ün salonu, belki benim varlığımdan belki az önce yaşanan olaylardandır bilinmez, buz kesmişti. Bakışlarım haberi duyunca şok geçiren Kaan'a gitti. Tıpkı Jülide gibi oturuyordu o da ama Jülide ne kadar soğuk ve acımasız görünüyorsa o da o kadar öfkeli ve her an patlayacak gibiydi.

Ve sonunda patladı.

"Ya ben gerçekten sana anlam veremiyorum biliyor musun?" dedi ayağa kalkıp İsa'ya dönerek.

İsa bacak bacak üstüne attığı pozisyondan çıktı, kafasını kaldırıp başına gelen Kaan'a baktı düz bir surat ifadesiyle.

"Kaan." Jülide uyarıcı bir tonda konuşup gözleriyle beni işaret ettiğinde Kaan umursamadan devam etmişti. "Hayır her şeyi geçtim... Ablan nasıl onaylayacak peki bu durumu?"

Ablası mı? Ablası olduğunu bilmiyordum, onunla mı kalıyordu acaba?

"İşine gelir." İsa omuz silkti ve düz bir sesle konuştu.

Kaan bir nefes verip ellerini saçlarından geçirdi. "Sırf..." Dönüp bana baktı kızgın gözlerle. "Sırf şu çocuk için girdiğin hâlleri aklım almıyor cidden."

"Şu çocuk mu?" Ağzımı açtım sonunda, konu bana geliyordu. Ve neden benim için olsundu ki, belki evinde rahat edemiyordu?

"Şu çocuk. Zoruna mı gitti?" Kaan bana doğru yürüdü.

Güldüm. "Kaan bırak Allah aşkına, neye kızgın olduğun bile belli değil."

Kaan'ın ağzı açıldı ve bana bir adım daha attı. Onu bekletmeden ben de ayağa kalkarken öfkeli gözleri sonunda göz hizama gelmişti.

"Neden seninle eve çıkmak istesin ki?" dedi hakaret eder gibi bir tavırla.

"Bilmem," gözlerim arkasında kalan ve oturduğu yerde dikleşmiş İsa'ya gitti, kaşları çatıktı. "belki bu konu da aramızda kalır."

Geçen günkü uyurgezerlik konusunu anlatmamama gönderme yapmıştım ve öfkeden gözleri parıldıyordu. Onun aksine daha sakindim ama Kaan'a içimden gelen kendi gıcıklığım yüzünden geri kalmak istemiyordum. Kavga mı istiyordu, kavga ederdik.

"O kadar salaksınız ki şu an." dedi Jülide ayağa kalkıp yanımıza gelirken.

"Sen karışma Jülide."

"Bırak da İsa ne diyor onu dinle önce gerizekalı. Başkaları gidince." Son dediğiyle gözleri bana gitti iğneleyici bir bakışla.

İçimden komşunuz olacağım artık demek istesem de sustum, yüzümde oluşan sırıtışı engelleyememiş olacağım, Jülide sonunda biraz da olsa sinirlenmiş göründü.

"Helloo, ben gel...dim." Dış kapıdan hızlıca içeri direkt karşıdaki salona girmiş Ayşegül gergin ortamla duraksamıştı. O gelmeseydi herhalde Jülide de kendini tutamadan öfkeli konuşmalarına başlayacaktı.

"Wow, bu ne yoğunluk." Dış kapıyı ardından kapattı ve bir yere gitti. Ben dikildiğim yerde son kez Kaan'a bakıp geri oturduğumda Jülide Kaan'a uyarıcı bakışlar atıyordu hâlâ.

annem eteğimi vermedi | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin