selamlarr röportajda tüm yorumlarınızı okudum yazarı rahatsız etmeyelim diye cevaplamadım hepiniz çok tatlısınız çok teşekkür ederimmmm😚😚🤧
×
"Cidden yani siz insanlar çok insafsızsınız." dedi yanımda yürüyen kız tripli bir sesle. Güldüm ve ona yaklaşıp kolumu omzuma attım.
"Hiç yanaşmaya çalışma valla, bir manita yaptın bu kız ne yapıyor, ne ediyor, iyi mi, sağlığı sıhhati yerinde mi... Yok anasını satayım." dedi kolumdan kurtulmaya çalışırken. Gülüşüm genişledi.
"Amma abarttın he."
"He abarttım tabii, Fulden kim ki zaten, değil mi?"
"Yuh ya," dedim bu sefer daha ciddi bir sesle. Kesinlikle abartıyordu. Kendisi ben İsa'yla sevgili olduğumdan beri onu boşladığımdan şikayetçiydi ve boşlamaktan kastı geçen gün ders çıkışı onunla tavuk dürüm yemeye gitmememdi, tamam bir de birkaç kere aramalarını kaçırmış olabilirdim.
"Bak bugün de ay yok ben eve gideyim, ben şunu yapayım şunu göreyim seveyim dersen ağzına sıçarım." dedi omzuna taktığı bez çantayı kaldırıp tehdit gibi tutarken.
"Tamam be kızım, geleceğiz paşa paşa soslu dürümümüzü yiyeceğiz." dedim kollarımı iki yana açıp böbürlenirken.
Birkaç şey daha mırıldanırken ona dikkat etmiyormuşum gibi görünmesin diye hızlıca İsa'ya bir şeyler yazdım ve telefonu ceketimin cebine attım. En son beraber uyuduğumuz günden bu yana yine ayrı yatmaya başlamıştık çünkü o gün sabahki dersini kaçırmış ve tüm suçu da bana ve kollarında olmama atmıştı. Anlayacağınız, evet bu da gol değildi.
"Hocanın paylaştığı notları gördün mü, bu kadın bizim canımıza kast niyetli." dedi daha sonra o da elindeki telefondan bir şeylere bakarken. Son cümlesinin saçmalığına aldırmadan onunla dersler hakkında konuşmaya devam ettik. Seçmelide seçtiğim aptal ders yüzünden sunum yapmam gerekiyordu ve birkaç gündür ona çalışıyordum. Fulden ise grup arkadaşlarıyla yaşadığı sinir bozucu şeyleri anlatmaya başladı. Sonunda klasik dürümcümüze gelmiştik.
İçeri girdiğim gibi tanıdık bir yüz beni karşıladı. "Hay..."
Atalay Uzun'u görmeyi beklemiyordum ve onunla hiç mi hiç konuşasım yoktu. En son ev olaylarından sonra görüşmüştük ve ondan sonra sadece bir kez kampüste denk gelmiş ben de acelem varmış gibi kaçıp gitmiştim.
"Şu köşeye geçelim." dedim siparişleri veren Fulden'in arkasına saklanmaya çalışırken. Hiç konuşasım görüşesim yoktu çocukla. Beni görürse konuşmaya çalışacağından emindim çünkü, bir konuştu da mı susmuyordu mübarek.
"Tamam oğlum ne kedi gibi sırnaşıyorsun?" dedi Fulden bir iki adım gerilerken.
"Beynini sikeyim senin," yüksek sesle küçük dönerciyi inletirken Atalay tarafa baktım, neyse ki duymamıştı.
Sonunda güvenli bir şekilde görüş açısından çıkıp yerleştiğimizde çok da uzun olmayan bir süre sonra siparişlerimiz geldi.
"Hayır yani, Dilek de Fatih'in götünü yalayacağım diye bizi satıyor. Benim notlarımı niye gıcık olduğum insana sormadan veriyorsun ki amk?" dedi Fulden kaldığı konuya devam ederken. Ona katıldığımı belli eden bir ses çıkardım.
"Ee sen n'apıyorsun nasılsın?" dedi en sonunda sıkılmış bir sesle. Sabahtan beri yakındığı konu canını sıkmış olmalıydı.
Omuz silktim. "İyiyim n'olsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
annem eteğimi vermedi | bxb
Teen Fiction"Yani, pek sayılmaz. Tuhaf bir giriş yaptı, ilgimi çekmedi diyemem." Omuz silktim, birkaç detayı atlamıştım tabii. Mesela bana 'tatlı' dediği kısmı. "Tuhaf bir giriş yaptı derken? Ne dedi ki?" Aklıma gelince hafifçe gülümsemeden edemedim. "Annem...