16. bölüm

3.2K 149 169
                                    

Kollarımı açarak uzunca esnedim, hangi derste olduğumuzu bilmiyordum ama yanımda Efe yoktu. Sanırım tenefüste yada öğlen arasındaydık. Üstümde ki yorgunluğun geçmesi için şişeme uzanıp biraz su içtim. Gözüm saate takıldığında ise 3. Derse gireceğimizi anladım. Zaten çok uyumayı beklemiyordum, Akın hoca uyuyanlara pek tahammül edemezdi.

Boş boş yorgun gözler ile sınıfı süzerken zil sesini duymamla birinin sınıftan içeri girmesi bir oldu. Efe, elinde birkaç paket kek ile kapıdan içeri girmişti. Beni gördüğünde ise gülerek yanıma yaklaştı.

Efe: tahmin etmiştim

Dedi elinde ki kekleri sıraya koyarken. Birini bana uzattığında alıp avcumun içinde biraz inceledim. Oda hemen yanıma oturup ayak ayak üstüne attı.

Efe: onun dersi olduğunu hissediyorsun sanırım, uyanmışsın

Berk: asla kaçırmam..

Dedim yine esnerken. Limonlu keki açıp miğdeye indirmeye başladığım sıra'da da yavaş yavaş öğrenciler doluşuyordu sınıfa. Herkes bayatlamış olaylardan sıkılmış gibi normal sohbetlerine devam ederken Emir hâlâ benim duyabileceğim türden arkamdan konuşmaya devam ediyordu, sanki başka işi gücü yokmuşcasına.

Efe bundan rahatsız oluyor muyum diye hafifçe bana döndüğünde umursamayarak kekimi yemeye devam ettim. Son bir kaç hafta da rezilliğin kralını yaşamışken bunlar çokta etkilemiyordu. Bildiğim şeylerdi, evet ibneydim? Ne olmuş.

Kısa bir sürenin ardından gözlerim sevdiğim adamda durunca onunda gözleri ilk önce bana ilişmişti. O, kendini tutamayıp utangaç bir tavırla tebessüm ettiğinde bunu saklamaya çalışır gibi elini yüzüne götürdü ve işaret parmağıyla hafifçe burnunu kaşıdı. Gözlerim ona dalmışken Efe'nin fısıldayan sesini duymam ile kendime geldim.

Efe: aşk yaşıyorsunuz resmen..

Berk: bana bakışını gördün dimi?

Efe: evet, nasıl çektiysen artık adam unutamamış

Söylediği şeyle utanıp Efe'nin omzuna küçükçe yumruk attığımda kıkırdayıp önüne döndü. Her şeyi yapabilecek cesaret birden gelse de böyle birden söyleyince bende olanları hatırlayıp utanıyordum tabii..

Akın hocayı süzmeye ders boyunca devam ettiğim sırada ders bitene kadar tekrar göz ucuyla da olsa bana bakmamıştı. Zaten bu olanlar daha pekişirse birimizden biri okuldan atılacaktı. Büyük ihtimalle bu kişi ben olurdum.

Ders bittiğinde diğerleri yavaş yavaş sınıftan çıkarken ayağa kalkıp kağıtlarını düzenleyen kişiye doğru adımladım. Masasının önünde durduğumda cilveli bir edyala eğilip işaret parmağımı masanın üzerinde gezdirmeye başladım. Kağıtlarını toplayıp çantasına yerleştirirken kaşlarını kaldırıp ne yaptığımı dikkatlice inceliyordu.

Berk: ders başlangıcında beni bir süzdünüz sanki?

Akın: öyle mi olmuş..

Dediği sıra istemsizce dudaklarım
kıvrıldı ve olduğum yerde doğruldum. Ardından ise çantasını alıp yürümeye başlayan adamın peşine takıldım. Her saniye onu görmek istiyordum resmen. Ama o kendisiyle gelmemi istemiyormuşcasına önce kendisi durup ardından beni durdurdu.

Akın: okulda mesafeli olmak konusunda ne demiştik?

Akın: okuldan sonra bolca vaktimiz olacak..

Diye mırıldandığında diyeceğim şeyi unutarak duraksadım, beynim sadece fesata çalışıyordu ve sırf böyle anlamam içinde mırıldanıp sırıttığını biliyordum.. benimle oynuyor olsa bile bundan keyif aldığımı inkâr edemezdim.

HOCAM ( Gay ) ( BXB ) ( YAOİ ) ( ÖĞRETMEN X ÖĞRENCİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin