Zaten bildiğim kavram ve formülleri durgunlukla dinlerken elinde ki kalemle kitabı göstererek dikkatli bir şekilde çiziyor ve bana anlatıyordu. Sanki benimle barışmak için buraya gelmemiş gibi üstüne ders anlatıyordu.
Akın: burayı anladın mı? Diğer sayfaya geçiyorum
Dediğinde iç çekerek esnedim ve kafamı olumlu anlamda salladım. Vakit kaybetmeden kitabın sayfasını çevirdiğinde dikkatimi toplamak adına elimi sırtıma koyup birkaç kere nazikçe dokunmuştu.
Akın: henüz yarım saatimiz var, biraz sabırlı ol
Akın: dikkatini buraya ver tamam mı?
Berk: biraz dinlensek..
Akın: ders saatimiz 1 saat Berk, bunun içinde dinlenme yok
Akın: bittikten sonra dinlenirsin
Dediğinde dikkatimi tekrar kitaba vermeye çalışırken diğer soruya geçip benim için anlatmaya başlamıştı bile. O sırada kucağında duran diğer eline baktım. Uzun ince parmakları yine beni pis düşüncelere iterken dudaklarımı hafifçe ıslattım.
Gözlerim kitaba sabitli bir halde tek elimi yana kaydırarak bacağına dokunduğumda duraksayıp bana dönmüştü. Siyah keten pantolon elime değer değmez güzel, yumuşak bir hissiyat uyandırmıştı. Akın'ın bir şey demesine fırsat vermeden ellerim bacak arkasına kaydığında irkilerek hızlıca elimi tuttu. Gergince yutkunduğunu duyabiliyordum.
Akın: ne yapıyorsun Berk..? Derse odaklan
Berk: hadi başka bir şey yapalım
Akın: saçmalama, burada olmaz
Derken elimi tutmasına rağmen parmaklarımı pantolonun üzerinde gezdirip dokunmaya devam ediyordum ki bu sefer elimi hafifçe yukarı kaldırıp kendi kucağından benim kucağıma alırken huysuzca ona baktım.
Berk: buraya barışmak için geldiğini sanıyordum??
Akın: barışmak için geldim, sevişmek için değil
Dediğinde kıkırdadım ve kollarımı çaparazlayarak arkama yaslandım, birazcık daha diretsem altında ki kabarıklık ile evden çıkmak zorunda kalırdı sanırım.
Berk: dersten sonra senin evine gidelim mi?
Akın: çok acelecisin.. annen bir şey söylemez mi?
Berk: bilmek zorunda değil
Diyip sırıttığım sıra bu halime iç çekerek hafifçe gülmüştü.
Akın: hadi, şu konuyu da bitirelim sonra seninle ilgileneceğim
Berk: ne manada?
Akın: o manada değil
Dedikten sonra masaya bıraktığı kalemi tekrar eline alarak az önce anlattığı soruyu çözmemi istediğinde göz devirdim ve istemeyerek elinde ki kalemi alıp soruyu çözmeye başladım.
***
Elini kumral saçlarımın arasına daldırıp gezdirirken kafamı omzuna doğru sürtüp ona yaslandım. Bacaklarımı açıp kucağına daha da yerleşirken diğer eli belimde ki tutuşunu sıklaştırıp kendine doğru bastırıyordu. Geçici ayrılma süremizin gelmesine 5 dakika kalmıştı ve ne yazık ki onun kucağından kalkasım hiç gelmiyordu.
Akın: tam üstüne oturuyorsun Berk.. kendimi zor tutuyorum
Berk: hmm, neyin tam üstüne?
Diyerek anlamamazlıktan geldiğim de iç çekerek alnımı nazikçe öpmüştü.. Akın tam olarak romantik aşık tanımına uyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOCAM ( Gay ) ( BXB ) ( YAOİ ) ( ÖĞRETMEN X ÖĞRENCİ )
RomanceSiz her ne kadar istemesenizde sizi ondan ayıracağım. siz ona göre değilsiniz. Her ne kadar red etsenizde siz bana ben size aitim. Tek isteğim beni yanınızdan uzaklaştırmayın ve her şeyi bana bırakın...sizi kendime aşık edeceğim.