04°

484 136 74
                                    















"Kalbi  kırmaya tek bir söz yeter ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür ne de bir ömür yeter ..."

               Charles Bukowski

















Sırtına değen yakıcı sıvıyla inledi genç adam .

Çektiği acıyı anlatmaya kelimeler yetmezdi.

Gözünden akıp giden yaşlar bir bir hançer olup yüreğine batıyordu .

Göz yaşlarını silmek istedi ama yapamadı . Gücü yetmedi .

O ağlayamazdı . Çünkü  yasaktı .

Güçsüzlüğune lanet ederken anıları bir bir süzüldü zihnine .

İlk dayağını dört yaşında yemişti . Tek istediği babasıyla birlikte lunaparka gidip diğer çocuklar gibi oynamaktı oysaki .

Ama babası ona kızıp bide üstüne küçücük yüzüne kocaman bir tokat patlatmıştı.

O gün duyduğu acıyı asla unutmazdı .

Kim unutabilirdi ki zaten .

O yaşına kadar kahramanı bildiği adam o yaşından sonra celladı olmuştu .

O tokat sonrası küçük  bedenini sarsacak şiddette ağlamaya başlamıştı  .

Babası onun ağlayışına karşın dahada sinirlenip sadece tokatla yetinmeyip beliden  çıkardığı  kemerle dövmüştü küçücük  bedenini .

Kaldıramamıştı tabi o denli büyük bir acıyı küçük  bedeni .

Yığılıp kalmasına rağmen vurmaya devam etmişti babası .

Acımadan .

Günahlarının bedelini ödetircesine vurmuştu minik bedene .

Bir süre sonra bayıldığını anlayınca öleceğinden korkarak patronuna bağlı doktorlardan birini alıp çocuğu tedavi ettirmişti .

O gün bu gündür ağlayamazdı Agâh.

Çünkü  ağlamak demek onun için sadece daha çok acı çekmek demekti...

.........

Yakıcı acı bir süreliğine durunca nerede olduğunu çözmeye çalıştı genç adam .

Genzine dolan temiz çarşaf kokusundan rutubet kokan bodrum katında olmadığını çoktan anlamıştı .

Fakat sırtındaki yaralar sebebiyle bedenini çeviremediği için de nerede olduğunu tam anlayamıyordu .

Gözlerini açtığında gördüğü  şey küçük  beyaz bir masa lambası ve beyaz çıplak bir duvardı .

Sırtına değen  sıvıyla inledi genç adam.

~Turna~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin