~Turna~

27°

Turna'nın ilk bölümünden beri beklediğinizi düşündüğüm o an geldi ve çattı . Umarım isteklerinizi karşılayabilmisimdir. İyi okumalar ;)

.

.

.

" Sen ol da ; ister yar ol , ister yara .
Lütfunda başım üstüne, kahırında. "

Şems

....................

Adım sesleri ölüm sessizliğini bozarken sırıttı Nusret .
Sonunda nihayi hedefine ulaşmasına çok az kalmamıştı .
Önündeki yatağa zincirlenmiş kızın bedenini gözleriyle iyice süzüp , lezzetli bir yemek yemiş de dudağında tadı kalmış gibi , diliyle dudaklarını temizledi .
Dudaklarından kaçan kıkırdamayla birlikte birkaç adım daha atıp kızın açıkta kalan boynuna uzattı parmaklarını . Parmaklarının tersiyle genç kızın gerdanını okşayıp parmaklarını burnuna götürdü .
Bir süre derince koklayıp dudaklarına konan yarım gülümsemeyle " Hmm zanbak. " dedi çok büyük bir bilmeceyi çözmüş gibi heyecanla .
Yeşil gözlerine tuhaf bir parıltı çökmüştü.

Kızın gerdanın da dolanan gözleri bu sefer daha aşağılara doğru kaydı .
Genç kızın bulunduğu pozisyon sebebiyle v yaka bluzu biraz sıyrılmış bu da göğüs oluğunu açığa çıkmasına sebep olmuştu.
Durmadı Nusret . Bu sefer parmakları genç kızın gerdanından göğüs olduğuna doğru hareketlendi .
Genç kızın teni tıpkı annesinin ki gibi beyaz ve yumuşaktı . Kendine hakim olmaya çalıştı . Sonuçta daha bol bol vakitleri vardı...

..................

Agâh sinirle soluyup hiç haz etmese de amfiye girdi . Bir anlık hatası yüzünden geç kalmıştı işte .
Amfi tıkabasa doluydu .
Yaptığı aptalığa bir kez daha içinden küfredip herzaman oturduğu sıraya geçip oturdu . Gözleri çarçabuk etrafı tarayıp diyer yarısını aradı ama nafile .
Görünürde yoktu . Kaşları çatıldı.
Bir kere bile geç geldiğini görmemişti . Zaten bugün bir tuhaf hissediyordu. Sürekli kalbi sıkışıyor, karnında istemsiz bir sızı meydana geliyordu . Kötü bir şey olucak gibiydi .
Derince bir nefesle ciğerlerini ihtiyacı olan oksijene kavuşturup geriye yaslandı. Gözlerini kapatıp bir süre bekledi . Tam gözlerini açıp doğrulacakken arka cebindeki telefon titredi .
Elini cebine atıp telefonu çıkarttıktan sonra gelen mesaja baktı . Kaşları esefle çatılırken oturduğu sandalyeden olabildiğince hızlı kalkıp çantasını alarak hızla sınıftan çıktı .
Zira gelen mesajda Alper' in ölü olarak bulunduğu yazıyordu .
Ki bu da Alper'in açığa çıktığını gösterirdi .
Olabildiğince hızla okuldan çıkıp , motoruna atladığı gibi gaza bastı .
Sert kalkışla birlikte motor biraz sarsılsada sorun etmedi. Çünki şuanki dürüm çok daha önemliydi .
Motorla on beş dakikaya inen yolun sonunda ormanlık alanın kalbindeki korunaklı köşke ulaştı . Olağanca hızla motordan inip koşar adım binaya girdi. Kalbi ağızında atıyordu . Hissediyordu. Çok kötü bir şey olmuştu . Keza Alper' in ölümü bunun kanıtı gibiydi . Hızla merdivenleri aşıp ikinci kattaki çalışma odasına destursuz daldı.
Kendisine bakan iki kişiye istinaden "Durum ne ?" diye sordu .
Mithat yüzünde bariz bir korkuyla kendisine bakan gence neredeyse dolu gözleriyle bakıp , derince iç çektikten sonra " Nusret ." dedi . Cümlenin devamını getirmesine gerek kalmadı zaten . Zira Agâh devamını çok iyi biliyordu .
Elini belli belirsiz kalbine götürüp "Alina ?" diye sordu . Bal gözleri acıyla kısılmıştı. Sesizlik gerilim hattı gibi tehlike saçarken hıçkırık sesi boş odanın sessizliğini alıp götürdü.
Odada bulunan bir diğer isim olan Ali başını önüne eğmiş, elleriyle yüzünü kapatarak sarsıla sarsıla ağlıyordu.
Agâh geriye doğru sendeledi.
Nefesi ciğerlerini yakıyordu sanki .
Başını iki yana olumsuzca sallayıp "Olamaz . Işığım sönmüş olamaz ." dedi . Artık onun da bal gözlerine bulutlar çökmüştü .
Üç tane dağ gibi adam küçücük bir kızın ardından ağlıyordu . Çok tırajikomikti doğrusu . Koca bir dünyaya karşı gelip de küçük bir kadına gelince güçsüz düşmek . Gerçi Allah'ın halifelerinden Hz. Ali' de koskoca dünyaya kafa tutup eşi Hz. Fatma annemizi görünce dizlerinin üstüne çöküp gözyaşı dökmemişmiydi .