Medya : Agâh
.......................
" Sevmek ,birini bulmak veya kazanmak değil ,
Bir başkasında kendini bulmaktır."Emma Goldman
.....................
Genç adam soğuktan üşüyen ellerini ovuşturup daldığı semayı izlemeye devam etti .Dolan gözlerinden taşıp bir bir intahar eden gözyaşlarının yüzünde bıraktığı ıslaklığa çarpan sabah ayazı titretirken bedenini ,acı bir tebessüm kapladı dudaklarını.
" Neden ?" dedi yüksek sesle .
" Bunca acı neden ?" diye devam etti .
" Neden Allah'ım, neden bunca acıya layık gördün beni ?" dedi gözünden akan yaşı elinin tersiyle silerken .
Derince bir soluk doldurup ciğerlerine " Şu omuzlarıma neden bunca yük bıraktın Allah'ım? Taşıyamayacağımı bilmez miydin." dedi son kez bal gözleriyle kıyıya vuran dalgaları izlerken .
Bazen son veresi geliyordu hayatına . Ama sonra birşey ona ' herşeye rağmen yaşa ' diyordu .
Demek kolaydı tabi . Zor olan yaşamaktı . Hele bide çektiği onca acının tek sebebinin hırs olduğunu bilmek daha çok yakıyordu canını .Omuzları genişti lakin bir yerde o da yetmiyordu üstüne binen yükü kaldırmaya .
Üşüyen ellerini montunun ceplerine sokup geriye doğru yaslandı.
Bal gözleri etrafı tararken içini titreten soğuğa rağmen oturmaya devam etti .İster istemez zihni açılıyordu insanın böyle yüzüne soğuk soğuk çarpınca rüzgar .
Mesela ailesiye büyüseydi nasıl bir hayatı olacağını çok merak ediyordu .
Annesinin yüzünü çok uzun süredir hatırlamıyordu . Onu özlediğini farketti . İnsan yüzünü , sesini , gülüşünü unuttuğu birini özler mi ?
Özlüyordu . Yüreğinin bir yanı dipsiz bir boşluktu sanki . Yerine ne koymaya çalırsa çalışsın fayda etmiyordu . O kısım hep boştu .
Söz verdi kendine . O gün , o bankta , o denize ve gökyüzüne. " Bir gün baba olursam şayet evladım mutlu olsun diye yaşayacağım . Canı yanmasın diye gerekirse canımı bile vereceğim ama canının yanmasına asla müsaade etmeyeceğim . Omuzlarına kaldıramayacağı yükler yüklemeyeceğim ." dedi denize bakarken .
O sırada zihnine bir görüntü düştü . Bir hayal belirdi bal gözlerinin önüne.
"Küçük ama ferah bir ev . O evin içinde uzun siyah saçlı bir esmer . Yeni yeni yürümeye başlayan kızlarının ardından bir oyana bir bu yana koşturuyordu . Kendisi ise uzaktan onları seyrediyordu . Minik kızı aynı kendisinin gözleri gibi bal gözleriyle annesine bakıp yakalamasın diye çığlık atıyordu . Paytak paytak koşmaya çalışırken dengesini kaybedip düştü. Oturduğu sandalyeden hızla kalkıp yere düşen kızına doğru gitti genç adam. Ağlayan kızını hemencecik kucaklayıp bağrına bastı . Bu sırada babasının kokusunu alan minik kız ağlamayı bırakıp minik elleriyle babasının boynuna sarılıp peltek diliyle, biraz da anlamsızca babasına dert yanmaya başladı . " bayba ayişi meni kobalarken düjdüm. Baj eywyim uf oldu ." dedi . Genç adam küçük kızının bu tatlı hallerine kıkırdayıp kızının kendisine uzattığı tombul ellerinine tek tek öpücük kondurdu . " Baban kurban olsun sana " diyip yanaklarını ısıra ısıra öptü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Turna~
ChickLit" İnsanı acıları büyütür güzel kızım..." ....... Sapkın bir ruhun hırsı uğruna katlettiği hayatların hikayesi. Acı bu hikâyede başrol. Peki sen bu acıyı iliklerine kadar hissetmeye hazır mısın ? Hazırsan başlayalım.