17. HAVUZDAKİ HESAP

5.9K 396 98
                                    

Keyifli okumalar.

"Hadi ayol oturmaya mı geldik?" Dedi Ege ayağa kalkarak. "Bakın şunlara, çifte kumrular gibi dans etmeye gittiler." Dedi Ege, bu sefer Ceren ve Ömer'i kastetmişti. Kızlarda yediğimiz yemeğin  ardından akşam olunca kalkıp bir bara gelmiştik. Daha önce doğum günü partisi diye bara geldiğimde gece pek iyi bitmemişti. Ve bu sefer yerimden kalkmaya hiç niyetim yoktu.

"Ege, uzatma ve git." Dedi Savaş viskisini içerek. "Ay giderim be, size mi kaldım sanki?" Dedi ve söylene söylene yanımızdan ayrıldı. Bende alkolsüz kokteylin pipetiyle oynamaya devam ettim.

"Yine bir yerlere ayrılıp başını belaya sokayım deme." Dedi Savaş deri koltukta hayvan gibi yayılıp oturarak. Ona ters ters bakıp, "sanki bile isteye belaya bulaşıyorum." Dedim. Bana cevap vermeyip bardağını bitirdi.
Ardından bardağı masaya bırakıp ayağa kalktı. "Gel hadi, Ege'nin dediği gibi oturmaya gelmedik." Dedi. Başımı iki yana salladım, "Sağ ol, almayayım." 

Boğazını temizleyip, "Kölem olarak ilk işini söylüyorum, hazır mısın? Benimle gel. Bak bu teklifi bir daha hiç göremezsin." Dediğinde yanaklarımı istemsizce şişirip ona baktım. Fakat Savaş bir anda bana doğru eğilip yanaklarımı patlattı. Eline vurup ayağa kalktım. Güldü ve bileğimden tutup kalabalığa doğru çekti.

Kulüp müziğinde dans eden insanlara çarpıp geçiyordum Savaş yüzünden. "Ya bir dur!" Diyerek kolumu çektim. Fakat tam o sırada biri dans ederken arkamdan iter gibi bana çarptı. Bunun sonucunda ise kendimi Savaş'a yapışmış bir vaziyette buldum.

Sanırım o da ani bir refleksle bel boşluğumdan tuttu. Oranın yandığını hissediyordum, çünkü eli çok sıcaktı. Ayrıca yine kalp atışlarım benden habersiz hızlanmıştı. Nefesimi tutmuş ona bakarken birkaç saniye öyle kaldık. Onun ne hissettiğini bilmiyordum fakat gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. En sonundan geri çekilen ben oldum.

O da hemen kendini düzeltip, "Dışarı çıkalım mı? Bastı burası." Dedi. Başımı yavaşça sallayıp yutkundum ve, "Olur." Dedim. Birkaç dakika sonra dışarıya çıkmıştık. Savaş hemen bir sigara yakıp biraz ilerdeki oturaklara oturdu. Yanına oturdum.
"Soda ısmarlayacaktın?" Dedi Savaş. "Ha doğru ya, dur alıp geleyim." Dedim ve geri ayağa kalktım. "Şaka yaptım, otur. Sonra ısmarlarsın." Dediğinde geri oturdum.

Birkaç dakika sonra, "bir şey sorabilir miyim?" Diye sordum. Sigarasını içine çekerken gözleri kısıldı, "Sor." Dedi. "Dolandırıcılar çetesi nasıl oluştu? Bir anda Mardin'den buraya gelip bir ekip kurmuş olamazsın değil mi? Onlarla nasıl tanıştın?"  Dediğimde sessiz kaldı.

"Ceren ve Ege önceden tanışıyordu. Onlarla karşılaşmamız çok tuhaf olmuştu..."

  2 yıl önce, (hakim bakış açısı.)

"Dikkatli ol, her yerde lazer var. Geberme sonra." Ege binanın çatısından bankanın tüm kameralarını izleyip taktığı kulaklığıyla Ceren'i yönlendiriyordu.

Evet, bir bankayı soyuyorlardı.

"Sen onu bana bırak." Dedi Ceren, ardından Ege'nin tasarlamış olduğu gözlüğü taktı. Gözlük, gizli lazer ışıklarını gösteriyordu. Ege tırnağını kemirerek önündeki ekrandan Ceren'i izlemeye başladı, ama kız oldukça profesyonel bir şekilde lazer ışıklarını geçiyordu.

"Ajan olacak herifleriz valla." Dedi Ege. "Ay pardon, dikkatin dağılmasın devam et sen." Diye ekledi ardından.

Sonunda altınların ve paraların olduğu kasanın kapısına hasarsız bir şekilde ulaştı. Ceren elini kulaklığına götürüp, "Kapıyı aç." Dedi. "Bir saniye hemen hallediyorum." Ege dediğini yapıp saniyeler içinde kapıyı açtı.

Dolandırıcılar Çetesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin