26. BİLİNMEZLİK

5.2K 405 110
                                    

Bir gün içinde bu kadar bölüm paylaşmam benim için resmen bir ilk oluyor. Sanırım bu bölümden sonra bir bölüm daha paylaşabilirim bu gece. 🧡

Keyifli okumalar.

"hassiktir." Ege'nin küfürü ile herkes merakla telefonlara bakmaya çalıştı. Ege hemen telefonu indirip, "Çocuklar, sanırım kötü bir şey oluyor." Dedi.

"Noluyor lan? Ver şunu." Diyerek bir telefonu elinden aldı Ömer. "E kimse aramamış." Dedi. "Kapattılar çünkü," dedi Ege. "Ne olduğunu söyleyecek misin?" Diyerek telefonunu aldı Aslı. Ömer benimkini de verdi.

"Savaş ve Barış'ı kaçırmışlar." Dedi Ege meyve suyunu içerek.

"Ne?!" Esra, Gamze, Ceren, ben ve Aslı'dan aynı anda bağırmıştık. Bu yüzden çevredeki herkes bize döndü. Telefonuma mesaj gelmesiyle durup elime aldım. "Yine aynı numaradan." Diyerek fotoğrafa girdim. Telefonu masanın ortasına herkesin bakması için bıraktım.

"Yok amına koyayım, bu ne?!" Dedi Ömer gerginleşen sesiyle. Gamze elleriyle ağzını kapattı. Herkes gibi bende şoka girmiştim. Savaş ve Barış birer sandalyeye bağlanmış bir halde yüzleri kan içindeydi. Üstelik anladığım kadarıyla Barış baygındı.

"Babamı aramamız lazım!" Dedi Esra panikle. Ömer ayağa kalktı. "Sizi eve bırakıyoruz ve babana hiçbir şey söylemiyoruz tamam mı?" Dedi. Herkes yavaşça ayağa kalkarken, "Neden?!" Dedi Gamze. "Çünkü sizlik bir şey yok, biz bu tarz şeylere alışığız.  Onları kurtarmak kolay yani." Dedi Ege.

Esra ve Gamze birbirine baktı. "Gidelim eve, şu işi iyice araştıralım. Sonra bakarız." Dedi Ömer. "2 saatiniz var, yazmışlar." Dedi Aslı telefonunu göstererek. "Yeter de artar bebişim." Dedi Ege, "Hesabı ödeyip gelirsiniz. Ben arabadayım, bu arada kızlar telefonunuzu alabilir miyim? Ufak bir adres bulma işim var da." Diye ekledi. Telefonu tekrardan ona uzattığımda Aslı da verdi.

"Tamamdır. Hadi Dolandırıcılar çetesi, Demirhan bebekleri her an öbür dünyaya gidebilir." Diyerek dışarıya çıktı Ege. İstemsizce dudaklarım kıvrılırken Ceren'in de benden farkı yoktu.

Dakikalar sonra kafeden çıkmış ve konağa gelmiştik. Ceren'le Ömer, Esra ve Gamze'yi sessiz kalmaları konusunda ikna etmişti. Sonra da göreve çıkacağımız için odalara dağılıp hazırlanmıştık. Üzerime siyah dar paça, bel üstü bir pantolon ve yine siyah, bu sefer uzun kollu, göbeğimi açıkta bırakan bir bluz giymiştim. Bel üstü olan deri ceketimi üstüme geçirince kendimi tam bir ajan gibi hissetmiştim. Bu sefer davet, balo gibi sosyetik şeyler yoktu. Aynadan kendime baktığımda bir şeyin eksik olduğunu fark ettim.

Sabahtan kalan makyajı hızlıca yüzümden silip dudağıma bordo bir ruj sürdüm. Cidden çok güzel ve havalı hissetmem normal miydi? Bana her gün böyle gizli, kurtarma görevlerine gideceğiz deseler hayır demezdim. Sırf böyle siyahlar içinde göründüğüm için. Saçlarımın şekli hâlâ bozulmadığı için dokunmadım. Kapı tıktıklandı, "Hazır mısın?" Ceren'in sesini duyduğumda ona döndüm.

Ceren de siyah deri bir tayt ve beyaz bir bluz giymişti. Saçını at kuyruğu yapmıştı, her zamanki gibi oldukça çekici görünüyordu. "Vaov, kızım harika olmuşsun. Ateş ediyorsun desem?" Dedi gülümseyerek. Bende ona gülümseyip, "teşekkür ederim. Fakat maalesef gezmeye değil, Demirhan'ları kurtarmaya gidiyoruz. Bu arada Ömer seni bu halinle gördükten sonra aşk-ı ilan yaptı mı?" Dedim. Son cümleden sonra bakışlarını utançla kaçırıp alt dudağını ısırdı. "Öyle bir şey olmadı." Diye mırıldandığında ona doğru ilerledim. "Pekâlâ öyle olsun hanımefendi ama en kısa zamanda öyle bir şeyin olacağına eminim." Dedim.

Ceren sessiz kalırken ikimizde çıkıp aşağıya indik. Ömer, Aslı ve Ege buradaydı. "Kimseye yakalanmadan çıkalım konaktan, sonra plan hakkında konuşuruz." Dedi Ömer. Hepimiz onaylayıp dışarıya çıktık. "İyi de nasıl gideceğiz? Ayrı ayrı mı?" Diye sordu Ege. Elinde dizüstü bir bilgisayar çantası ve sırtında büyük bir sırt çantası vardı. "Hayır, ben ayarladım o işi." Diyerek elindeki araba anahtarını gösterdi Aslı. Ardından avluda duran siyah minibüsü açtı. "Helal be." Dedi Ege önden ilerleyerek.

Dolandırıcılar Çetesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin