.
.
.
.[WHEN THE HANDS YOU HOLD ARE WEAPONS]
[Chapter 15]
- Stiles'ın bakış açısından -
Noel'in ışıklı havası biz anlayamadan gelip çattı. Sokakları süsleyen renkli ışıklar, süslemelerle dolu çam ağaçları, alışveriş merkezlerindeki Noel Babalar ve Noel ruhuna kendini kaptıran insanlarla Beacon Hills gibi ücra bir yer bile capcanlı hissettiriyordu. Tek kötü tarafı havanın deli gibi soğuması ve kâr yağışlarının başlamasıydı. Doğaüstü güçleriniz ya da kurtlar gibi sizi sıcak tutacak bir kürkünüz olmayınca soğuklar can sıkıcı olabiliyordu.
Üstümdeki kürklü ceketin yakalarını kaldırıp ellerimi birbirine sürterken Derek'e kaçamak bir bakış attım. Bir adım önümde etrafı inceleyerek ilerliyordu. Boğazımı temizleyip "Daha gelmedik mi?" diye sordum.
Sesimi duyunca durup bana döndü. Onu böyle görmek tuhaftı. Üniforması olmadan, sivil kıyafetlerle. Ne diyebilirim ki, muhteşem görünüyordu. Yolda yanınızdan geçtiğinde dönüp ikinci kez bakma ihtiyacı hissedeceğiniz bir adamdı.
Kot ceketinin cebine soktuğu ellerini iki yana açarken hafifçe gülümsedi. "Köşeyi dönünce oradayız. Yorulduğunu söyleme bana, sen askersin Stiles."
Göz devirip yanına ilerlerken "Yorulmaktan ziyade donmaya başladım," diye şikayet ettim. Birkaç çocuk birbirine kar topu fırlatarak yanımızdan geçti. "Yani bu sinema ne kadar uzak olabilir? Keşke arabayla gelseydik."
"Bugün çok fazla şikayet ediyorsun, neyin var senin?" Yeniden ilerlemeye başladığımızda sordu. Surat asması beni şaşırttı. "Bu kadar söyleneceğini bilseydim birlikte gidelim mi diye sormazdım."
Dudaklarım aralanırken kaşlarımı kaldırıp "Ne? Surat mı asıyorsun?" diye sordum.
"Surat asma işini sana bırakıyorum," diye homurdandı. Hâlâ surat asıyordu.
Onun bu normal tavırları benim dengemi şaşırtmıştı. Derek'in asker ve alfa olan yönü her zaman baskın olmuştu ve şimdi bir anda normal bir adam gibi davranıyordu. Yanından geçtiğimiz bir arabanın ön camından bir avuç kar alıp ona fırlattım.
"Hey!" Kafasına isabet eden kar topuna hazırlıksız yakalanınca beyaza boyanan saçlarla bana döndü.
Sırıttım. "Ah, hadi ama Derek. Oyunbozanlık yapma."
Kaşları havalandı. Saçlarına bulaşan karı silkeleyip yanında dikildiği arabanın kaportasına uzandı. Elleri arasında sıkıştırdığı kar topuna bakıp gülümsemeye çalıştım.
"Onu bana atmayacaksın, değil mi?"
Kolunu havaya kaldırdığında bir adım geri gettim, köpek dişlerini göstererek sırıttı. "İntikam soğuk yenen bir yemektir Kaptan, sen de öyle düşünmüyor musun?"
"Derek-" Yüzümde patlayan kar topuyla lafım yarıda kaldı. Düz bir çizgi hâlinde birbirine bastırdığım dudaklarımı ve kirpiklerimdeki karı silkelekeyip gözlerimi açtığımda Derek başını geriye atmış gülüyordu. Beyaz dişleri, kısılan gözleri ve tok sesiyle attığı kahkahasıyla yakışıklı görünüyordu. Ona bakarken bütün öfkem silinip gitti, buz gibi havada buharlaşıp yok oldu.
Yüzümü kurularken "Eğleniyorsun bakıyorum," diye takıldım ona. Köşeyi dönmüştük, sinema salonunun ışıklı tabelası görüş açımıza girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
when the hands you hold are weapons | sterek [b×b]
FanfictionTAMAMLANDI [teen wolf/sterek fanfiction] söz konusu sensen senin yerine de kurşun yerim başlangıç 14/03/22 bitiş 06/09/2022