Chapter 19

770 104 268
                                    

[y/n] : arkadaşlar... arkadaşlar... hikâyeye başladığımdan beri yazmak için çırpındığım bölüm bu arkadaşlar... çığlık atmaktan yazamadım... demem o ki bol bol güzel yorum yaparsanız çok hoş olur.

aksi takdirde Chapter 20'nin geliş tarihi meçhul...:)

sizi seviyorum, görüşmek üzere <3
.
.
.
.

[WHEN THE HANDS YOU HOLD ARE WEAPONS]

[Chapter 19]






























- Stiles'ın bakış açısından -

















"Neden burdayız Derek?"

"Çünkü," derken gözleriyle etrafı inceledi. "Açız?"

Yüzümü sıvazlayarak sabrımı korumaya çalıştım. Akşam yemeği için yemekhaneye inerken beni koridorun ortasında yakalayıp arabaya sürüklemişti ve şimdi burada, şehir merkezindeki bir taco restoranındaydık. Derek ikimiz yerine de sipariş verirken ben sadece alık alık yüzüne bakabilmiştim.

Ellerimi masaya bastırıp ayağa kalkarken "Ben gidiyorum," diye homurdandım. "Bu çok saçma."

Masanın üstünden uzanıp kolumu tuttu. "Hayır, Stiles, lütfen."

Gözlerine bakıp bir an tereddüt ettikten sonra geri oturdum. Dişlerimin arasından "Kalmam için bir sebep versen iyi olur," diye çıkıştım.

"Tacolar daha gelmedi."

Başımı geriye atıp dudaklarımı birbirine bastırdım. Gerçekten kendisine küfredilmesinden zevk alıyor olmalıydı. "Benimle dalga mı geçiyorsun?"

Bu kez iç çekme sırası ondaydı. Elini çenesine yaslayıp gözlerini yüzüme dikerken "Seninle yemek yemek istedim, hepsi bu," diye mırıldandı. Bana bakarken çok ilginç bir film izler gibi odaklanmış görünüyordu. Derek Hale'i bilen bilir, o yeşil gözlerle birine uzun süre bakarsa istemsizce kendine aşık edebilir. Ben çoktan o sınırı geçtiğim için bu bakışlar beni yalnızca kahrediyordu.

Gözlerim acıyla kısılırken "Buraya Paige'le gelmeliydin," dedim. "Nişan arifesinde benimle vakit geçiriyorsun," Kollarımı göğsümde bağlayıp etrafa bakarak ona bakmayı reddettim. "Üstelik taco sevip sevmediğimi sormadın bile."

"Lydia'ya sordum," diye yanıtladı beni. Gözleri hâlâ üzerimdeydi. Huzursuzca kıpırdandım. "En sevdiğin yemek tacoymuş."

Göz devirdim. "Harika. Şimdi de nişanından önce en sevdiğim yemeği yedirerek kendini affettirmeye mi çalışıyorsun?"

Derek arkasına yaslanırken "Beni affetmeni istemiyorum," diye mırıldandı. "Sadece seninle vakit geçirmek istiyorum."

Benim gerçekten çok sabırlı bir insan olduğumu sanıyor olmalıydı. Ya da bana acı çektirmekten zevk alıyordu. Söylediklerinin başka bir açıklaması olamazdı. Garson tacoları önümüze bırakırken belli belirsiz bir teşekkür mırıldandı. Kahrolasıca bir an olsun gözlerini üstümden çekerse nefes almaya çalışacaktım.

Önümdeki tabağa bakarken istemsizce gülümsedim.

"Neden gülüyorsun?" Kollarını masaya dayayarak bana doğru eğildi.

Omuz silkerek "Tacoyu sevmemin tek bir sebebi var," diye açıkladım. "Annem beni hâlâ severken yediğimiz son yemek olması." Tacoya bakmak bile kalbimdeki yaranın kabuğunu koparmaya yetiyordu.

when the hands you hold are weapons | sterek [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin