Senin Yüzünden

2.9K 223 28
                                    

İyi okumalar

Satır arası yorum yaparsanız mutlu olurum😘

***

Yoongi, Kim Taehyung'un rol modeliydi. Küçüklüğün de elinden tutan ve düştüğün de nasıl kendi başına kalkabileceğini öğreten bir abi olmuş, ondan aldığı bilgiler doğrultusunda ilk adımını atmıştı karanlık dünyanın kapısına. Çocukluğu ve gençliği kötü adamların arasında geçerken, için de bulunduğu bu hayatla farkında olmadan ve isteği dışın da bütünleşmiş, başka bir hayat şekli dahi düşünmemişti.

Bir abi olarak gördüğü adam, bir gece vakti Taehyung'u aradığın da evsiz, kimsesiz bir çocuktan bahsetmişti ona. "Kimsesizler yardım kurumu olduğumu sanmıyorum, bir çocuk için ne yapabilirim?" diye dalga geçmiş ofisindeki deri koltuğuna yaslanmıştı. "Bar da bir dansçıya ihtiyacın olduğunu söylemiştin" diye sorduğun da Taehyung biraz düşündü. "Ben müşterilerime dans ederek, gecenin sonun da altına yatabilecek bir fahişe istiyorum. Bunu yapabilir mi?" diye sırıtarak sorduğun da Yoongi sinirlenerek gömleğinin üstten üç düğmesini çözdü. Kim Taehyungdan o çocuk için yardım istediğine pişman oldu. "Bir süre dans eder sadece, sen de bu arada çocuğun gerçekten bunu yapıp yapmayacak biri olduğuna karar verirsin." diyerek telefonu kapattı, sıkılmıştı.

O kahvaltı masasın da gördüğü çocuk, duru ve saf güzelliğiyle Kim Taehyung'un dikkatini epeyce çekmiş, o iş için vereceği maaşın çok daha fazlasını teklif etmesine sebep olmuştu. Transparan beyaz gömleği ve ikinci bir deri gibi bacaklarını saran pantolonun için de vücudu sexe davetkar bir albeniyi taşısa da, utanıp kaçırdığı boncuk bakışları ve alt dudağını sıkıntıyla dişlerken yanağın da oluşan gamzeleriyle bir bebek masumiyetindeki bu çocuk tüm bu zıtlıklarıyla, yeni bir keşfe çıkarmıştı esmeri.

Japonya 'ya gitmek için özel jetine doğru yola çıkan adam, çocuğunun farketmeden kendine karıştığı o ilk anı düşünüyordu. Adımları hızlıydı lakin bir haftadır ne doğru düzgün yemek yemiş, ne de derin bir uyku uyumuştu. Sürekli telefon da birileriyle görüşerek kendine müttefikler aramakla meşguldü zira Japonya ona yabancı olan topraklardı ve kendisi Gong Yoo'nun gölgesinde kalan bir adamdı.

Onu bulup yaralarından öpecek, iyileştirecekti sevdiğini. Ama Kim Taehyung çok yanlış yerler de arıyor, farkında olmadan oyuna geliyordu. Japonya'da olduğunu düşündüğü sevgilisi aslın da bir kaç kilometre ötesinde, şehir dışına yakın eski bir fabrikanın rutubet kokulu deposundaydı. Gong Yoo sandığı gibi Japonya'ya gitmemiş, Kim Taehyung'un öyle düşünmesini istemişti. Lisa'nın yerini öğrenmek için aradığı bir kaç adam ise kendine yandaş olmak yerine, Gong Yoo ya yandaşlık yapıp araştırmadıkları halde"Her yere baktık, bulamadık. Bence Kore de değiller"diye bir fikir sunup kafasını karıştırmışlardı.

Kim Taehyung aşka öyle bir düşmüştü ki onun yokluğu karşısındaki yaşadığı çaresizlikle algıları kapanmış, mantığı körelmişti. Zihni bir labirent gibi karmakarışık ve küçüğüne gidecek yolu bulamıyordu. İlk kez bu denli sevme duygusuyla dolup taşan adam, o güçlü ve karanlık kişiliğini bir kenara bırakmış, yerini şekeri elinden alınan küçük bir çocuğa bırakmıştı. Öyle ki sadece ağlamak ve Jungkook'u istiyordu.

Özel uçağına binmek üzereyken çalan telefonu açıp hızla kulağına yerleştirmişti. "Taehyung lütfen uçağa bindiğini söyleme" diye adeta bağıran Yoongi, onu şaşırtmıştı. "Binmek üzereyim bir şey mi oldu?" diye sorarken bir an içine düşen kor ve aklına dolan kötü düşüncelerle kalbi sıkışmış, gözleri dolmuştu. "Jungkook bulundu Taehyung hemen geri dön". İşte bu günlerdir beklediği, tekrardan nefes alabilmesini mümkün kılan sözlerdi.

Escape /taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin