16-Ceset

19 2 0
                                    

Emniyete geldiğimde hiç beklemeden bizim kata çıktım. Ofise geldiğimde herkes çoktan gelmişti.
" Herkese günaydın" dedim gülerek içeri girdiğimde. Bütün gözler benim üzerime çevrildiğinde bende hayrette üzerime baktım.
" N'oldu ya hortlak mı gördünüz?" dedim.
Gözlerimi ekibin üzerinde gezdirdim. O an farkettim neden bütün gözlerin benim üzerimde olduğunu.
Serkan ile neredeyse aynı kıyafetleri giyinmiştik.
" Defne hem reddediyorsun hemde aynı giyiniyorsun" dedi gülerek Onur
" Siiit Onur. Çok ayıp" dedi Fatmanur maviş gözlerini kocaman açarak Onur'a baktı.
" Sen ona bakma öyle demek istemdi" dedi tekrardan Fatmanur.
Serkan sanki ilk defa farkeder mis gibi bir bana birde üzerine baktı. Gerçekten de neredeyse aynı giyinmitik.

Benim üzerim de kot pantolon, beyaz bir tişört ve üzerine mavi her mevsim giyilebilir bir gömlek vardı. Serkan da aynı şekilde giyinmişti.

Bu beni biraz şasirtsada bence
Serkan' a mavi ve beyaz cok yakışıyordu. Yeşil gözlerini daha da bir ortaya çıkarıyordu.

"Evet ben reddedim ama bunun bı sebebi vardı bu bir. İkinci olarak da sırf aynı giyindik diye benim fikirlerimi degistiricem diye birşey yok. Ayrıca herkes kendi sevdiği ile ilgilensin ben ve Serkan ile değil. Anlaşıldı mı?" dedim bu dediklerim Onur' un yüzünü bir nebze dahi olsa utandırmıştı. Serkan ise benim konuşmadan sonrasında yüzündeki mutluluktan eser yoktu. Yeşil gözleri artık bana dargın bakıyordu.

Biraz şaşkın, birazda mutsuz bir şekilde Emine'nin yanındaki sandalyeye oturdum.
" Komiserim dünkü cinayetin otopsi raporu çıktı." Elinde dosya ile Seda masanın başına geldi.
" Sen baktın mı ilginç şeyler var mı?" dedi Hira dosyaya elini uzattı ve önüne çekti.
" Var komiserim, ölen kişi Berk Ardıç. Tecavüzden dolayı sabıkası var. İki yıl hapis yatıp çıkmış." dedi Beyza.
" Otopsi raporun da makdulun, bedenin %80' ni yanmış. İlk darbeyi kesici bir alet ile..." dedi ve sustu Seda.
" Noldu Seda anlatsana" dedi Barış
" Komiserim ben bunu anlatamam, siz görseniz daha iyi olur." Dedi Seda

Dasyayı elime aldım. Kapağını açtım, okumaya başladım. İlk satır Seda'nın anlatı ile aynıydı ama diğer satır. Okuduklarim karşısında pekte şaşırmadım çünkü cesete nerenin çok yandığı ap açık ortadaydi zaten. Bunu okuyabilecek aralarında tek ben vardım. Diğerlerine nazaran daha soğuk kanliyim.

Çünkü ben bu mesleği uzun süredir yapıyorum. İnsan ister istemez biraz da olsun alışıyor. Ölü vücutları görmeye.

" Tamam tamam ben okurum." dedim. Boğazımı küçük bir öksürük ile temizledim. Yerinde dikleştim. Başladım okumaya ;
"Cesetin ilk darbeyi aldığı yer kasıkları. Ardından karın boşluğu. İki yeri den de ikişer bıçak darbesi almış. Ardından üzerine dökülen yakıcı bir madde ile alev almış." dedim ve arkam yaşlandım.

Beyza dosyayı eline aldı ve tekrar icin baktı."bu arada ölen kişinin adı Berk Ardıç" dedi ve dosyayı elinden bıraktı.

Kısa bir süre sessizlik oluştu.

Hasan müdürün adasından çıkmasıyla birlikte sessizlik bozulmuş oldu. Herkes Hasan müdürün gelmesiyle birlikte ayağa kalktı.
"Oturun oturun çocuklar" dedi. Yerlerimize tekrardan oturduk. " Eee anlatın bakalım neler buldunuz. Kim miş bu ölen kişi" dedi Hasan müdür
"Cesetin kimliği belirlendi müdürüm. Berk Ardıç." dedim önümdeki dosyayı Hasan müdüre verirken. Hasan müdür dosyayı aldı ve okumaya başladı. Bir kaç dakikanın arasında yüzü asık bir şekilde dosyayı elinden bıraktı. " Demek gine karşıma çıktın Berk Ardıç" dedi Hasan müdür.

Hepimiz şaşkın bir şekilde Hasan müdürün ağzından çıkacak bir çift söze bakıyorduk. Bizi çok bekletmeden yapması gereken aciklamayi yapmıştı.
"Mesleğe ilk başladığım zamanlar ahlak şubede görevliydim. Berk ve iki arkadaşı o zamanlar çok ünlü bir iş adaminin kızına tecavüzden tutuklanmisti." dedi oturduğu yerden kalktı.

" Emine ve İbrahim Ahlak şubeya gidiyorsunuz ve bu Berkle alakalı her şeyi öğreniyorsunuz. Haa selamımı da söylemeyi unutmayin. Defne ve Serkan siz ikimizde devriyeye " dedi ve odasına çekildi tekrardan

Emine ve İbrahim hiç beklemeden ahlak şubeye gittiler.

Bende oturduğum yerden otopsi raporunu okumaya başladım. Bir kaç dakika sonra kafamı çevirdiğimde başımda gardiyan gibi bekliyen Serkan'ı gördüm. "Eeee hadi gitmiyor muyuz?" dedi " nereye gidiyoruz?" dedim o an aklımdaki herşey silinmiş sadece rapora odaklanmıştım.

" Hani biz polisiz ya devriye var ya hani Defne'cim." dedi yüzündeki gülümseme ile. " Aaaa doğru ya ben unuttum. Kusura bakma" dedim içimden off çekerek. Serkan'ın bu ikazı dan sonra elimdeki dosyayı bırakıp ayağa kalktım. Ofisin dışına doğru yürüdük.

Otoparka indigimizde her zaman ki gibi Serkan arabanın koltuğuna geçti.
Bende yerimi aldim.

Aradan yarım saat geçmişti. Serkan yola kenetlenmiş bir şekilde araba sürüyordu. Boyle durmasından rahatsız olup sorma gereği duydum.
" Serkan iyi misin?" dedim ne yüzünde bir oynama nede bana karşılık verme gereğinde bulundu.
"Serkan Serkan iyi misin korkutma beni" dedim tekrardan. Gine cevap vermeyince elimi serkan'ın omzuna götürdüm. Biraz sarstim. Sarsıntının şiddetiyle kafası direksiyona düştü.

" Serkan Serkan uyan" diye bağırdım ama nafileydi Serkan buz kesilmişti. Hemen arabayı durdurdum. Serkan'ı omuzlarından tutup koltuğa yasladım. Bir kaç defa sarstim. Ama uyanmıyordu. O yeşil gözleri artık bana bakmıyordu.

" Serkan Serkan" dedim yanaklarına dokunurken. O an yanaklarımin islandigini hissettim. Ağlıyordum gerceten ağlıyordum.

Elimi telefonuma attım. Ambulansi aradım. O ara Serkan uyanır gibi oldu ve elimi tuttu." Beni bırakma Defne ben sensiz yaşayamam" dedi ve sesi tekrardan gitti.

Demin duyduklarım karşisinda donup kalmıştım.

Demin ben ne duymuştum? Serkan ne demişti? Bu duyduklarım gerçek miydi?

Cinayet BüroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin