19-Elif Yılmaz?

20 2 0
                                    

Başımdaki kesin ağrı kendini göstermeye başlayınca ister istemez uyandım. Gözlerimi odada gezdirdim.
Kendi evimde kendi yatağımda tanık birisi ile yatıyordum. SERKAN...
Onu görünce biraz korkmuştum ama bana sarılıp masum masum uyumasindan sesimi çıkarmamıştım.
Yüzümü yüzüne eşledim. Yüz hatları, varla yok arasında olan sakalları, bana sarılırken şişen kol kasları ile mükemmeldi.

Onun göğüsün de yatmak karnımda kelebekler uçmasını sağlıyordu. Çok güzel bir duyguyu. Gözleri aralandı yeşil gözleri bana baktı.
" Günaydın "dedi
" Günaydın da biz ne ara geldik buraya da ne ara yattık."dedim çok hızlı konuşmuştum.
" Sen çok içince bende İbrahimleri aradım Emineyle geldiler. Sonra burdayiz işte " dedi.

Onun kollarından ayrıldım. Doğruldum ve ayaklarımı yataktan sarkıttım. Üzerimdekiler kırışmıştı özellikle pantolonum. Serkan'da arkamdan doğruldu bana baktı.
" Acayip içki kokuyorum ya en nefret ettiğim." dedim ve yüzümü buruşturdum.
" Al bende o kadar. Neyse ben eve geçeyim sende hazırlan merkezde görüşürüz" dedi ve ayağa kalktı.
"Olmaz kal şimdi gitme o kadar yolu. İstersen burda duş alabilirisin. Kardeşimin kıyafetlerinden veririm sana olmaz mı?" dedim
" Olur ama rahatsız ederim seni ben gideyim en iyisi" dedi kapıya doğru yürüdü.
"Serkan olmaz göndermiyorum kal işte ya kahvaltı yapalım bağrı" dedim
" Peki çok ısrar ediyorsan tamam" dedi çok mutlu olduğunu belli edecek tavırda bir ses tonuyla.

Dolaba doğru yürüdüm. Çekmeceden havlu çıkardım.
" Al bakalım sen duşunu al bende kahvaltı hazırlıyim" dedim eline havluyu verdim
" Tamam" dedi ve odadan çıktı.
Kardeşimin bana gelince unuttuğu kıymetlerini dolaptan çıkardım.
Siyah bir pantolon, siyah bir boğazlı kazak ve asker yeşili bir gömlek. Havanın soğumaya başlamasıyla birlikte boğazlı kazaklar biz polisler icin kurtarıcı bir parçaydı.
Kıyafetleri yatağın üzerine koydum ve odadan çıktım.

Mutfağa geçtim. İlk işim çay demlemek oldu. Ardından güzelce kahvaltılıklari çıkardım. Günün en sevdiğim öğünü şüphesiz kahvaltıydı.
Klasik havlatıkları salonda ki masaya götürdüm. Koydum arkamı döndüm
Ve Serkan'la göz göze geldik. Havluyu beline sarmıştı. Vücudun o kadar yapılıydıki gözlerimi alamadım. Kol kasları gibi karın kasları da vardı.
Baştan aşağıya süzdükten sonra gözüm bir çok yerinde bulunan izi kalmış yara izlerine takıldı. Yerimden haraket ettim ve sırtına baktim. Aynı yaralarin iki katı sırtında vardı. Elimi kaldırdim. Parmaklarımla sırtındaki izlere dokundum ürpermişti.
" Bunlar" dedim " nasıl oldu".
" Uzun hikaye" dedi derin bir nefes aldi " istersen anlatırım"
" İsterim ama üzerini mı giysen önce" dedim önüne doğru yürüdüm.
" Doğru haklısın ben giyineyim" dedi ve yanımdan geçip odaya gitti.
Her şeyiyle çok güzel bir adamdı

Mutfağa gittim, koca bir tava sucuklu yumurta ile salona döndüm. Serkan'da odadan çıkmış oldu. Kıyafetler çok yakışmışti.
"Nasıl" dedi başını eydi üzerine baktı
"Olmuş mu ?"
Gömleğin düğmelerini ilklememişti. Boğazlı kazak biraz dar oluştu o yüzden karın kaslari olduğu gibi beliydi. Yanına yürüdüm. Elimle düğmelerden bir kaçını ilikledim.
"Böyle daha iyi" dedim. " İnsanların senin vücudunu görmesine gerek yok"
"Sen biraz kıskanıdin mi?" dedi 32 dış sırıtıyordu.
Burnumdan alayli bir ses çıktı
" Ne alakası var sadece şey..." dedim kaldım ne diyeceğimi bilmiyordum. Belki de kıskanıyordum." Neyse kahvaltı hazır geçelim yoksa geç kalacağız" dedim konuyu dağıtmak için.

Serkan sırıtarak masaya oturdu.
" Ellerine sağlık hepsi çok güzel görünüyor" dedi
Masaya oturdum.
" Ee anlat bakalım şu izleri" dedim
" Babam..." dedi durdu. Gözlerimin içine baktı ve derin bir nefes aldı.
"Sırtındaki izleri babam yaptı." dedi
" Ne nasıl" dedin şok olmuştum. Bir babam oğluna nasıl böyle birşey yapardı ki.
" Annem ben küçükken kalp krizinden öldü. Babamla ikimiz kaldik. Babamdan şiddet görüyordum..."dedi sustu. Gözleri dolmuştu. Elini tuttum ben yayindayim der gibi baktım gözlerine
"Bilmem kaç defa kemer darbesinden sonra oldu. İz olarak kaldı bende. Vücudumdakiler ise dağ gorevindeyken oldu. Uç yerimden bıçakladılar beni. Sonrası burdayım. Babamin bana yaptıklarınin hesabını sormak için polis oldum."
" Ben...ben özür dilerim böyle birşeyin başına geldiğini bilmiyordum".elimi elinden çektim başımı eydim. O küçük çocuğun o zaman ki hâlini düşündüm. Her düşündüğüm de kalbime ok gibi saplandı.

Cinayet BüroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin