Ayak sesleri salona doğru geliyordu. Salon kapısına doğru gidip arkamı döndüm. Silahımın bulunduğu çekmeceye uzandım. Sırtımda bir el hissettim. Sanki birisi beni tutuyormuş gibiydi. Tam silahımı alacaktım ki yüzüme doğru gelen bir pamuk hissettim. Ardından burnuma. Burnuma gelen pamuktan kendimi çekmeye çalıştım ama adam benden daha güçlüydü. Karşı koyamadım. O kokudan bayıldım. Kim yapardı bunu bana. Daha yeni başlamıştım ekipte. Bir düşmanım da yok. Acaba Ender miydi?.
O ana kadar hissettiğim sadece yerden kaldırıldığımdı. Gözlerimi açtığımda kafamda keskin bir ağrı vardı. Bir kaç saniye gözlerimi kapatıp kendime gelmeye çalıştım. Gözlerimi açıp etrafa baktım. Normal bir evde olduğumu farkettim ama burası benim evim değildi.
Oturduğum yerden doğrulmaya çalıştım ama her tarafımda sıkıca sarılmış ipler vardı. Kafamı toplayıp gözlerimi açtım. Karşımda Ender duruyordu." Evime hoş geldin Defne komiser " dedi. " Ne oldu bana. Ne yaptın söyle" dedim." Kardeşime ne yaptıysan aynısını sen de göreceksin" dedi. " Öldürmek ve sen." Dedim." Evet öldürmek ve ben" dedi. " Beni öldürürsen başına büyük bela alırsın" dedim." Sen öyle san. Hani nerde o çok güvendiğin ekibin, hani nerede." dedi. Ender odadan çıktı. Kapıyı kapattı.
Kapıdaki korumalarına bir şeyler söyledi. " Sakın ipleri çözmeyin. Yemeğini , suyunu eksik etmeyin. Daha çok işimiz var Defne komiser ile." Dedi ve ses kesildi.
Biraz etrafa bakındım. Odanın her tarafı yıkık döküktü.Küçük bir pencere vardı.Demir parmaklıkla çevriliydi. Araba ve insan seslerine bakılırsa bulunduğunuz yer işlek bir yer olmalıydı. Aradan bir kaç saat geçti ben umutsuzca oturuyordum. Kapı açıldı. Ender içeri girdi. Benim oturduğum sandalyenin yanındaki sandalyeye oturdu." Eğer ekibin peşimi bırakmazsa sonun diğer ölen polisler gibi olur" dedi. " Ender ben bir polisim beni öyle kolay kolay öldüremezsin. Hem de bir etrafına baksana. Bir insan kaçırdığı bir kişiyi, hele hele kaçırılan kişi polis ise böyle işlek bir caddede bulunan bir eve mi getirir?" dedim.Korktuğumu belli etmemek için bir kahkaha patlattım.
Ender duyduğu sözler üzerine dayanamadı ve gitti. Bu zamana kadar bir sürü kaçırma vakası görmüştüm ama Ender gibisini ilk defa görüyordum.
Akşam olmuştu Ender'in hiç sesi çıkmamıştı. Acaba benimle uğraşmaktan vaz mı geçmişti? Acaba ekip Ender'i yakalamış mıydı da sesi çıkmıyordu? Kafamda bir sürü cevabı olmayan soru vardı. Böyle düşünürken Ender kapıyı açıp içeriye girdi. " Tüh koskoca özel ekip komiseri burada bir sandalyede eli kolu bağlı bir şekilde oturuyor. Ne kadar kötü bir durum." Dedi. " Ender boşuna sevinme ben senin gibi kaç tanesini gördüm sonları nasıl bitti biliyor 'musun? diye sordum. "Nasıl bitiyor muş söylesene?" Dedi. " Sonları hapishanede mahkum olarak bitti.Başına bela aldın Ender. Ölene kadar bırakmam peşini " dedim
" Offf nasıl korktum anlatamam. Sen böyle boş kuruntularınla kafanı doldur" dedi ve odadan " görürsün sen " diyerek çıkıp gitti. Akşam olmuştu güneşin o güzel ışığı artık odanın içine girmiyordu. O zaman anlamıştım akşam olduğunu. O gece benim en kötü gecemdi. Nasıl uyudum onu bile hatırlamıyorum.
Sabah uyandığımda içeriden Ender'in bağırışları geliyordu. Acaba ne olmuştu da Ender bir anda esip gürlemeye başlamıştı? Çok geçmedi bir kaç dakika sonra Ender bir hışımla odanın kapısını açıp, içeri girdi. " Ne oluyor Ender?" diye sordum.
" Birde soruyor musun bedel ödeyeceksin Defne komiser." dedi " Neyin bedeli Ender ne diyorsun anlamıyorum?" dedim. "Bedel ödeyeceksin komiser. Önce sen sonra o ekibin." Dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet Büro
Literatura FemininaYeni kurulan cinayet büro özel ekibinin içindeki komiserlerin zorlu hayatları ve aşkları " Beni senin için bir kurşun değil bin kurşun olsa da seve seve yerim onu" dedi bunca şeye rağmen kalbinden bir gram bile sevgi eksilmemişti."