25- Trabzon

5 1 0
                                    

Arabadaydık sevdiğim adamla beraber onun memleketine gitmek için havalimanına  gidiyorduk. Onu araba sürerken izlemek çok güzeldi. Keskin yüz hatları , varla yok arasında olan sakaları, büyük dudakları ve en güzeli orman gibi olan yemyeşil gözleri... 

Serkan'ın bana seslenmesiyle düşünceler aklımdan uçup gitti.                                                                         "Defne benimle gelmekte kararlı mısın?" dedi bu sorunun cevabını bildiği halde                                   
"evet" dedim hiç uzatmadan                                                                                                                                             
"bak sevgilim babamı tanımıyorsun. Seni gördüğü anda seni kullanmak için can atacak. Ayrıca çapkın bir ikizim var. Onun da babamdan geri kalır yanı yok." dedi ve arabayı sürmeye devam etti.

Serkan'ın bir ikizi vardı ve benim bundan son anda haberim oluyordu. Acaba o da Serkan gibi miydi? Yoksa çok mu farklıydı. Bu soruların cevabını öğrenmek için uzun bir yolum vardı sevdiğim adamla birlikte.

"bir ikizin olduğundan hiç bahsetmedin?" dedim aslında biraz kırılmıştım. Çünkü her şeyim yerine koyduğum adamın ikizinin olduğunu sonra dan söylemesi biraz üzücüydü.

 "evet söylemedim çünkü biz Semihle başka dünyaların insanlarıyız. Biliyorum bana kırıldın sana söylemediğim için ama dediğim gibi ben ve Semih pek anlaşamayız. O daha çok babamın işleri ile uğraşır. Bir nevi babamın sağ kolu gibi bir şey." dedi kardeşi ile anlaşamaması biraz garipti.

"anladım" dedim ve ellerimi kucağım da birleştirdim. Yolu izlemeye başladım. Serkan'ın elini elimin üzerine koymasıyla gözlerine baktım. Büyük bir hüzünle bana baktığını gördüm.                   
 "Güneşi bile kıskandıracak güzellikte olan sevgilim nolur eğme başını önemsiz bulduğum için anlatmadım. Yoksa senden bir şey saklamam ben bu mümkün bile değil." dedi ardından elime sıcak bir öpücük kondurmuştu. 

" daha yolumuz çok mu havalimanına " dedim sıkılmıştım.                                "az kaldı güzelim "dedi ben sadece o an güzelim kelimesine takılmıştım. 

Çalan telefonum ile düşünceler aklımdan uçup gitti. Arayan Emineydi.                                                        "efendim" dedim açtım telefonu.        "ne yaptınız Defne vardınız mı havalimanına?"                                        "az kaldı asıl sız ne yaptınız son durumlar ne kusura bakma yardımcı olamadık olaylardan haberin vardır" 
 "olur mu öyle şey biz hallederiz sorun değil .Elif biraz bizi zorladı ama sonunda pes etti ve her şeyi anlattı. Tahmin ettiğimiz gibi tecavüze uğramış ve hesap sormak istemiş"       

" ya bu insanlar kendini ne sanıyor. Bu ülkenin kanunu var polisi var kendi kendine hesap sormak nedir ya"     
"öyle neyse ben seni tutmayım yine haber veririm. Defne dikkat et orda ben bir şeyler duydum ve bunlar hiç iç açıcı şeyler değildi."                           "ne gibi"                                                                                                                                  " sen orasını boş ver zamanı gelince anlatırım. hadi görüşürüz" dedi ve telefonu kapattı.

"Allah Allah ya bu kız şimdi ne diye böyle konuştu ki?" dedim                        "ne dedi?" dedi Serkan sanki bu sorunun cevabını biliyor gibiydi.         "dikkat et filan dedi baban hakkımda iyi şeyler duymamış öyle dedi" dedim   "çıkar yakında kokusu" dedi ve yola odaklandı.

Yarım saat süren yolculuktan sonra havalimanına varmıştık. Gerekli işlemlerden sonra sonunda Trabzon' a gidiyorduk.

"Defne iyi misin sevgilim soğuk soğuk terlemişsin" dedi Serkan uzun parmaklarını tenimde dolandırıyordu.                                                                                                                  "evet desem inanmayacağın için değilim. korkuyorum Serkan hem de çok." dedim sıcak basmıştı korkudan.   Serkan elimi tuttu ve " ben buradayım güzelim korkma sen" dedi ardından sacımdan öptü.

Cinayet BüroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin