Olay yerinden aldığımız kamera kayıtlarını incelemek için merkeze götürdük. Memurlar, olay yerini bırakıp ekipçe merkeze gitti. Merkeze vardığımızda herkes bıraktığımız yerde aynı şekilde oturup çalışıyordu.
" Hoş geldiniz başkomiserim"dedi Seda masasından kalkarak." Hoş bulduk Seda" dedi başkomiser üzerindeki ceketi çıkartırken." Beyza bizim kamera kayıtlarına baktığımız bilgisayarı getirsene." dedim önümdeki masadan bir sandalye çekerken. Beyza hiç bir şey sormadan bilgisayarı getirip masanın üzerine bıraktı.
" Fatmanur yüzün bembeyaz bir şey mi oldu." dedi emine saclarını yukarıdan at kuyruğu yaparken." Daha ne olsun. Az önce d
ibimde bir bomba vardı Allah'tan patlamadı." dedi . Bu konuşmanın ardından Hasan müdürün sesi duyuldu. " Neler oldu böyle çocuklar. Bir saatin içinde başınıza neler gelmiş. Anlatın hele." dedi Hasan müdür bir yandan da masanın en başındaki sandalyeye oturdu." Müdürüm Irmağın evine gittik. Evi bombalamışlardi. Bombayı halledip evi aradık ama ne Irmak'tan ne de Ender den hiç bir iz yok" dedim umutsuzca. Hiç bu kadar umutsuz olacağımı düşünmemiştim. Bu zamana kadar bir sürü olaya , bir sürü dosyaya bakmıştım ama hiç bu kadar umutsuz olmamıştım. " Sokağın başından ve evin etrafından kamera kayıtlarını aldık. İzniniz olursa Müdürüm izleyeceğiz." dedi Serkan
" Tabi tabi. Seda aç görüntüleri de izleyelim" dedi Hasan müdür. " Baş üstüne müdürüm" dedi Seda. Seda masanın yanında geldi. Görüntüleri açtı.
Görüntülerde , bizim eve girdiğimiz sıralarda evin yakınına bir araba gelip duruyordu. Arabadan Irmak ve Ender iniyorlar. Ender cebinden bir kumanda çıkartıyor. Bu kumanda evin içinde bulunan bombanın kumandası olmalıydı. Görüntü neredeyse 5 dakikadır aynı şekilde ilerliyordu. Bir anda Ender sinirli bir şekilde elinde bulunan kumandayı yere atıp ayağı ile ezdi. Burası Serkan'ın bombayı imha ettiği yerdi. Ardından çok beklemeyip arabaya binip çekip gittiler.
" Hemen bu arabayı bulun. Bu evin çevresindeki tüm kenara kayıtlarına bakın. Ben odamdayım" dedi Hasan müdür ve odasına gitti. " Ee nereden başlıyoruz" dedi Emine." Beyza sen evin çevresindeki mobese ve çevre esnaflardan kamera görüntüleri bul. Seda sende arabayı araştır. Size geldiğinizde bu gün devriye bizim ekipte olmadığı için bugün rahatsınız." dedi başkomiser Mevlüt.
Aradan bir saat geçti.
" Seda bir şeyler bulabildin mi?" dedi Hira bıkkın bir ses tonuyla. " Buldum komiserim buldum. Arabanın nereye kayıtlı olduğunu buldum." dedi Seda elinde bilgisayar ile masamıza geldi.
" Komiserim araba çalıntı. Araba ünlü bir galeriye ait. Bizzat Ender çalmış arabayı. Galerinin kamera kayıtlarından izledim. Hatta Size de izleteyim." dedi Seda. Görüntüleri izlemeye başladık. Gerçekten de Ender arabayı çalıyordu. Seda görüntüleri kapatıp sözüne devam etti. " Arabayı çalmışlar ve plakayı da degiştirmişler ama bir şeyi unutmuşlar arabanın gerçek kayıtlarının ve plakasının bulunduğu araba bilgilerini değiştirmemişlerdi." dedi Seda
"Beyza sen bir şeyler bulabildin mi?" dedi başkomser Mevlüt." Yok başkomserim araştırıyorum daha " dedi Beyza. " O zaman Defne, Serkan ve Barış ve Hira haydi çıkın gidin şu araba galerisine bir bakın" dedi başkomser. " Baş üstüne başkomserim" dedik hepimiz.
Ekibin yanından ayrılıp otoparka indik. Ekip aracını aldık. Şoför koltuğunda Serkan, yan koltuğunda Barış, arka koltukta da ben ve Hira oturduk. Serkan arabayı çalıştırdı. Emniyetin otoparkından çıktık. Ardından cebimden bildirim sesi arabayı sardı. Elimi cebime attım. Telefonumu çıkardım. Seda Ender'in araba çaldığı galerinin adres bilgilerini göndermişti. "Kimmiş" dedi Serkan dikiz aynasında gözlerimin içine bakarak." Seda, galerinin adresini yolladı." dedim aynı şekilde ben de onun gözlerinin içine baktım.
" Sen versene telefonunu bana" dedi Serkan emir vererek. Sonra da elini arkaya doğru uzattı." Al " dedim. Uzattığı eline telefonumu bıraktım. Serkan telefonu cama asılı olan tutacağa koydu ardından adrese bakmaya başladı. Serkan arabayı biraz yavaş sürerdi. Yavaş sürmesi gereken yerde hızlı, hızlı sürmesi gereken yerde aynı bu günkü gibi yavaş sürerdi. Barışta Serkan'ın tam tersi. Her yerde hızlı sürerdi. " Kardeşim, az daha yavaş sürersen yarın sabaha anca varırız." dedi Barış.
Gerçekten de Serkan çok yavaş sürüyordu. Hira Barışın bu dediğine karşın hiç susmadı. "Sana ne ya adam nasıl sürerse sürer. Sana mı kaldı" dedi Hira kızarak." Evet bana kaldı isterseniz az daha yavaş gitsin bizde Ender ve o yanındaki elemanı yakalamayalım." dedi Barış " Sürekli kavga ediyorsunuz. Bir susun artık ya. Sende Serkan biraz basıyorsan bas yoksa cinlerim tepeme gelecek" dedim. Bu ekibe başladım başlayali ilk defa bu kadar sinirlenmiştim.
Serkan yediği azar üzerine hiç bir şey demeden gaza bastı. Araba bir nebze daha olsun hızlanmıştı. Kısa bir süre sonra galerinin bulunduğu yere gelmiştik. Araçtan indik. Karşımızda çok lüks bir galeri duruyordu. Har taraf muhteşem denecek kadar arabalar ile doluydu. Dışarıdan bakıldığında çok iyi bir araba galerisi gibi gözükse de içeride ne döndüğünü kimse bilemezdi. Biz de bunu birazdan öğrenecektik.
Hiç beklemeden galeriden içeriye doğru yürüdük. İçeri girmemizle iki adam bir anda üzerimize yürümeye başladı. Hemen polis rozetini çıkardım." Polis. Müdürünüzü çağırır mısınız?" dedim. Rozetimi cebime geri koydum. Adamlar müdürlerini çağırmaya gittiler. Çok geçmeden tombul bembeyaz saçları ile dikkatleri çeken, uzun sakallı, göbekli biri yanımıza geldi.
" Ben Rıfat Bulut ne için geldiniz" dedi.
" Galerinizden çalınan araba için gelmiştik biz." dedi Hira." Araba ne zaman çalındı" dedi Serkan." "İki gün önce, hatta siz gelirsiniz diye kamera kayıtlarını hazırladık. "dedi Rıfat. Galeride çalışan bir kişiden bilgisayarı istedi. Bilgisayardan, kamera kayıtlarını açtı.Ender ve Irmak ellerinde silah, yanlarında bir kaç adam ile birlikte galeriye giriyorlardı. Hiç bir şey demeden orada bulunan en lüks arabayı alıp, arkalarından da bir kaç el ateş ederek basıp gitmişlerdi. Oradaki korumalar direnmeye calışsa da hiç bir şey yapamamışlar, Rıfat bey o anki şaşkınlık ile hiç bir şey diyememiş öylece arkalarından bakakalmıstı.
" Arabada takip cihazı var mı?" dedim. Rıfat bey hiç beklemeden anında cevap vardi. " Bizim şirketimiz araba kiralama üzerine olduğu için arabanın motorunda takip kayıt sistemi var." dedi. " Bize o kayıtları çıkartabilir misiniz? " dedi Serkan. Rıfat bey yanımızdan ayrılıp odasına gitti. Bir kaç dakika sonra elinde başka bir bilgisayarla geldi. " Buyrun komiserim kayıtlar burada." dedi Rıfat bey. Gelen kayıtlara baktıktan sonra arabanın daha önceden terk edilmiş bir depoda olduğu anlaşıldı.
" Rıfat bey bu kayıtlardan bir kopya da bize verebilir misiniz?" dedi Barış." Tabiki de komiserim yeter ki arabamı çalanı bulun." dedi Rıfat bey, ardından odasına gidip, kayıtlardan bir kopya da bize getirip verdi.
Dükkandan çıkıp araca bindik. Merkeze doğru yola çıktık. Telefonumu cebimden çıkarıp Hasan müdürü aradım. "Müdürüm, galeriden çıktık. Merkeze geliyoruz." dedim. Hasan müdür sadece "tamam" deyip telefonu kapattı.
Merkeze geldik. Bizim kata çıktık ve ofise girdik. Herkes oradaydı." Seda şu flaşa bir bak içerisinde çalınan arabanın takip cihazı var." dedim ve flaşı verdim. Mevlüt başkomiser ve Hasan müdür geldi. Hep beraber masaya oturduk. Seda elinde bilgisayarla geldi." Ne oluyor çocuklar" dedi Hasan müdür." "Müdürüm şu an ekranda Ender'in çaldığı arabanın takip cihazının görüntüleri duruyor."
" O zaman ne duruyoruz. Hadi çocuklar yapın hazırlığınızı bitirelim şu işi" dedi Hasan müdür elini masaya vurarak odasına gitti. Bütün ekip silah odasına gittik. Çelik yeleklerimizi giydik. Silahlarımızın sarjörlerini doldurduk. Bakımlarını yaptık.
Otoparka indik. Büyük ekip aracını aldık. Şoför koltuğunda Onur yanın da Mevlüt başkomiser. Arkada da ben, Emine, Hira, Fatmanur, Barış ve Serkan oturuyorduk." Başkomiserim ya Ender ve Irmak orada değillerse" dedi Emine." Orada değillerse başka yerlere bakacağız." dedi başkomiser.
" Bulacağız. Defneye bunları yapan aşağılık herifi bulacağız" dedi Serkan ardından bana göz ucuyla baktı.Arabanın bulunduğu depoya vardığımızda arabayı saklama ihtiyacı bile duymamışlardı. Kabak gibi yolun ortasında duruyordu.
Acaba Ender ve Irmak bu deponun icinde miydi? Yoksa arabayı bırakıp kaçmışlar mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet Büro
ChickLitYeni kurulan cinayet büro özel ekibinin içindeki komiserlerin zorlu hayatları ve aşkları " Beni senin için bir kurşun değil bin kurşun olsa da seve seve yerim onu" dedi bunca şeye rağmen kalbinden bir gram bile sevgi eksilmemişti."