8-Dostluklar ve Ortaklıklar

112 11 2
                                    

Ferit eve gelmiş, önceden Ahmet'i uyardığı için Ahmet de görünmez bir şekilde eve gelmiştir.  Abisi iştedir, annesi ise yatak odasından çıkar. 

''Ferit, neredesin sen?''

''Hiiç.'' Ferit montunu çıkarıp asar ve banyoya ilerler. Annesi de onu takip eder.

''Ne demek hiç?''

''İşim vardı.''

''Sabah sabah ne işiymiş bu?''

''Birkaç arkadaşla toplanacaktık, takıldık falan işte.''

''Sınıf öğretmeni aradı, okula gitmiyormuşsun ne zamandır?'' derken Serpil oldukça umursamazdı. Ferit, annesinin kendisi hakkında sorduğu soruların samimiyetten yoksun olduğunu biliyordu. Bundan ötürü, annesiyle konuşurken onu ciddiye almaz, endişe verici bir şey yapmış olsa bile ondan çekinmezdi. Son yaşanan olaylardan sonra iyice annesinden ve abisinden kopmuştu. Zaten tutuklandığı gün de Tahsin, ailesine haber verilmesini engellemişti. Bu sayede onlara hesap vermekten de kurtulmuştu. O gün eve gelmediğinde, kimse nerede olup olmadığını sormadı. Sadece abisi usta ile olan kavgasında onu azarlamıştı ama abisi de işler yoğun olduğu için eve geç geliyor ve erken gidiyordu. 

''Okula gidiyorum, nasıl gitmemişim.''

''Gitmemişsin işte. Öğretmen dedi sınıfta kalabilir... Uyarmak için aramış.''

''Yav anne saçmalamasın, bir tane hoca kızdı bana...''

''Niye kızdı?''

''Ya dersle... ödev gibi bir şey vermiş derse alakasız. Zaten sınıfın çoğu yapmadı, ben de yapmayınca bana çattı, niye yapmıyorsun falan diye?'' 

''Ödevini niye yapmıyorsun? Başka, daha önemli bir işin mi var?'' Ferit yüzünü yıkadıktan sonra çıktı ve içeriye oturdu, Serpil de onu takip etti. Televizyon açıktı ve annesi radyo açmış, radyoda çıkan son dönemin önemli pop ve rap şarkıcılarının şarkıları eşliğinde temizlik yapıyordu. Ferit gelince halihazırda yorulduğu için, konuşma bahanesiyle dinlenecekti. Ferit iyice koltuğa yayıldı. Ahmet onları izliyordu.

''Ne yapacaksın peki üniversite sınavını?''

''Çalışıyorum işte.''

''Bu şekilde çalışma mı olur?''

''Anne...'' diye çıkıştı Ferit, bıkmıştı sorgu sualden. Ama fazla bağırmadan kendini toparladı. 

''Bu sene... Bu sene kazanamayabilirim.'' Serpil gayet sakin karşıladı bu soruyu. 

''İyi, o zaman abinle beraber çalışırsın.''

''Ben oraya bir daha gitmem.''

''Doğru ya, sen manyak gibi milletin kafasına sopayla vurursun.''

''Evet, manyağım ben. Manyak...''

''Sana ne oldu Ferit? Anlayamıyorum seni. Bu arkadaşın Halil öldüğünden beridir bir tuhafsın.'' Bu beklenmedik bir çıkarımdı. Ferit bir an için annesinin cinayetin tanığı olup olmadığını sorguladı, sonra bu saçma düşünceden ötürü gülümsedi.

''Ya saçmalama anne, Allah rahmet eylesin ama şeref.... Yani pek tekin biri değildi Halil dediğin çocuk.''

''Ya? Niye öldürmüşler peki bir haber var mı?'' Konu üniversite sınavından Halil'e geldiği için memnundu Ferit. Her ne kadar annesinin, kendi bozulan ruh halini Halil'in ölümüyle ilgili olduğunu düşünmesi ona saçma sapan kuruntular düşündürse de belki de bunu fırsat olarak kullanıp annesine yalan yanlış bilgiler yükleyebilir ve kafasını karıştırabilirdi. Şimdi annesi onun için bir polis gibi sorgulama görevini üstlenir gibiydi, Ferit kafayı yediğini düşünüyordu bunları aklından geçirdiğinden ötürü.

Kanıt OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin