12-Anlaşmanın Bedeli

71 9 1
                                    

Anlaşma günü veya saati gelmiştir. Ahmet ile Ferit evden çıkmıştır ve ilerlemektedirler. Ferit'in sırtında bir çanta vardır ve çantanın içinde farklı kıyafetler ve bir de maske yer almaktadır. Ahmet de Ferit de çok heyecanlıdırlar. Çünkü bugün, harekete geçme günüdür. İlk hamlelerini yapmışlar ve herhangi bir geri dönüş ya da cevap almamışlardı. Zaten tehdidin birinci şartı budur diye düşündü Ahmet. Tahsin cevap vermedi, ama onun telefonun karşısındayken görüntülerini ve Ahmet İnci kelimelerini görünce nasıl dalıp gittiğini, nasıl bir korkuya kapıldığını hayal etti. Tahsin'den intikamını alabilecek, sonra da bedenine geri dönüp her şeyi halledecekti. 

''Eee, biz dosyayı istemedik Tahsin'den.''

''Eğer cesedi bulabilirsek ben yaşarsam yani, dosyayı bulabiliriz, hatta buna gerek bile kalmaz.''

''O kadar kolay mı yani?''

''Evet, net bir şekilde kolay bence bu.''

''Saçma, eğer ölürsen Allah korusun, ne yapacağız o zaman.''

''Düşünsene Ferit, dosyayı alma şansın var hala? Sanki Tahsin şu an ben yaşadığım için mi ya da benim yaşadığımı bildiği için mi paraları getirecek?''

''Bilmem. Ama başıma büyük bela açılır. Gerçi senin mezarını açarken de bir görüntüsünü alırız onun. Ondan sonra polislere her şeyi gönderirim.''

''Evet... Bir de yanında bir adam vardı. Yusuf diye...''

''Evet.''

''Ben onları takip ederken aslında hiç de öyle kötü birine benzemiyordu.''

''Her şey beklenir her insandan.''

''Beklenir de. Bu farklı biri gibiydi, ailesine falan bağlı, efendi biriydi. Nazikti. Nasıl oldu da Tahsin'le çalışmaya başladı?''

''Bilmiyorum valla. Belki de Tahsin onu kullanmıştır, tehdit falan etmiştir.

''Olabilir.'' dedi Ahmet. Ferit bir telefon çıkardı cebinden.

''Ne yapıyorsun?''

''Mesajı yollayayım Tahsin'e. Bugün saat 00.00 diye konuştuk ya. Unutuyor musun sen?''

''Heyecanlıyım Ferit, heyecanlıyım.''

''Hehehe...'' Ferit, mesajı yolladıktan sonra telefonu yere attı ve giydiği botla iyice ezdi. Telefon paramparça olduktan sonra onu alıp çöpe attı. 

''Celal bize yardım edecek mi?''

''Edecek tabii Ahmet. Etmezse para falan yok.'' Gülümsedi Ferit. ''Hem biz de garanti de oluruz böylece. Parayı o alır, sonra başına çökeriz, parayı paylaşırız, herkes kendi yoluna.''

''Eğer ben bedenime geri dönersem ondan parayı alabilirim. Seninle bir ilgisi kalmaz.''

''Alırsan başıma çöker yine.''

''Çökmez çökmez, ben kendi usullerimle hallederim işi.'' Güldüler. 

''İş bitiyor he bu gece?'' dedi Ferit heyecanla.

''Off Ferit, ne bitmesi daha yeni başlıyor bi dur.''

''Ne? Bugünü atlatırsak iş biter. Sonrası çorap söküğü.'' İkisi de heyecanlıydı, her şeyi bu olaya bağlamışlardı. Heyecanlı olduklarından ötürü aynı şeyleri defalarca tekrarlamak sıkılmadılar. Bir süre daha yürüdükten sonra durdular. 

''Sen gidiyorsun şimdi?''

''He?''

''Ahmet, takip etmeyecek misin onları?''

Kanıt OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin