ten

2.7K 233 15
                                    

Birkaç günün ardından yine günü alfasının kollarında bitirirken bedenini ona iyice sararak boynuna gömüldü. Minho ise hamile sevgilisinin bu halini yüzündeki koca gülümseme ile izlerken saçlarına bıraktığı bir öpücük sonrası konuştu.

"Söyle bakalım, bu sefer Chan ve Felix'in arasını düzeltmek için ne yaptın?"

Jisung alfanın ağzından çıkan soruya küçük bir gülücük sonrası yanıt verdi. "Aslında ben çok bir şey yapmadım. Chan kendisi geldi benimle konuştu, ben de fazla bir şey demedim, sonra o gitti Felix'le konuştu. Yarın akşam Lix'le tüm ayrıntıları konuşuruz zaten."

Minho gencin başına yeniden dudaklarını bastırdıktan sonra o da kendi bildiklerini aktardı. "Chan'ın kafası da çok karışık, tam ondan hoşlanmaya başladığını anlama evresinde. Sürekli bize kardeşim gibi diyordu ama aralarındaki ilişki çok farklıydı, Felix zaten hislerinin farkındaydı. Sadece bizim alfa biraz kalın kafalı, eminim yakında onlar da mutlu olacaklar."

Omega duyduğu şey ile gülümserken hafifçe doğrularak sevgilisinim gözlerine baktı, şimdi biraz şirinlik yaparak kendini sevdirmeliydi.

"Bizim kadar mutlu olsunlar, çünkü biz çoook mutluyuz." Minho gencin konuşmasına istemsizce sırıtarak dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı, onun yanında istisnasız her zaman gülümsüyordu.

İstediğini elde eden hamile beden ise yeniden alfanın kolları arasına girdi, doğacak yavruları ile alakalı küçük sohbetlere başlarken bir diğer yandan Felix gün içinde yaşanan şeylerin heyecanını atlatmaya çalışıyordu. Fakat gözlerini her kapadığında ya da kapamadığında aklına Chan ve kurduğu umut verici cümleler geliyordu.

Sen sevilmeyi fazlasıyla hak ediyorsun, sadece biraz zaman tanı. Yakında oldukça sevgi görecek ve mutlu olacağına eminim. Çünkü senin gibi muhteşem bir omegayla olabilmek kolay olmamalı, yanına yakışabilmeli.

Felix diğerinin üstü kapalı bir şekilde kendinden bahsettiğinin farkındaydı bu cümlelerde ve fazlasıyla da iyi hisssetmişti. İçinde küçük ümit tohumlarının filizlenmesine engel olamazken son günlerde alfadan gelen adımlar nedeniyle bile mutluydu. O gerçekten çabalıyordu.

Mesela konuşması sonrası onu ertesi günü sürü alanındaki evlerini kontrol etmeye çağırmıştı. Yapılacak küçük işlerde ona yardım etmesini ve sonrasında da birlikte bir yerlere gidebileceklerini söylemişti. Elbette omega bunu büyük bir istekle kabul etmişti.

Aklına gelen ayrıntılar ile sürekli çığlık atma isteğiyle dolsa da bir şekilde uyuyabilmişti omega. Sabah ise gece yine geç uyuduğundan erken bir saatte kalkamamıştı fakat daha vakti vardı. Bu nedenle hızlıca kahvaltısını yaptı ve hazırlandı. Sonrasında ise Chan arabası ile gelerek onu almıştı. Araca büyük gülümsemesiyle girip neşeli bir günaydın sunduğunda diğeri de benzer enerjide karşılık verdi. Alfa olan çok geçmeden yola çıkarken günlük bir konuşma başlattı.

"Kahvaltı yaptın mı? Yapmadıysan şurada bir yerden atıştırmalık şeyler alırız."

Felix diğerini reddetmeden önce onun da tok olup olmadığını kontrol etmek istedi. "Sen aç mısın?"

Sürücü koltuğundaki beden kafasında kısa bir süre ölçüp tarttıktan sonra cevapladı. "Aslında sabah Changbin'le yedim bir şeyler ama sen yiyeceksen ben de biraz yerim."

Omega da kısa bir süre düşünüp yanıt verdiğinde sonuç olarak işleri bittikten sonra öğle yemeği yemeye karar vermişlerdi. Bu onlar için daha iyiydi.

İkili biraz uzun süren yol sırasında arada flörtöz takılıp arada da her zamanki gibi konuşurken yol iyi bir şekilde bitmişti. Ormandaki alana ulaştıklarında ise Felix bir süredir görmediğinden beri değişen yere ağzı açık bakıyordu. Gerçekten güzel bir yer haline geliyordu, evlerin dışı tamamlanmıştı ve ileride de su çıkarma çalışmalarının olduğu kısım vardı.

"Su geldi mi?"

Chan onu reddedip birazdan bu meselenin de hallolacağını söyledi, sonrasında ise kulübelerden birine girip elektrik ile alakalı yapılan yeni yerleri incelediler. Alfa olan daha önce de görmüştü fakat yanında tamirciler olduğundan fazla bakamamıştı. Şimdi incelediğinde ise bir sorun olmadığını farkederek gülümsedi.

Sonrasında ise su borularını kaynağa bağlamak için ustalar gelmiş, bir süre de onlarla uğraşmışlardı. İkisi de sürekli bir şeylerle uğraşmaktan birbirini hatırlamazken oldukça enerji sarf edip yorulmuşlardı.

İkili sonunda yeniden yalnız kalırken her şeyi kontrol ettiler: su kullanıma hazır, elektrik var. Artık evlerin ince işlerine girebilirlerdi. Boyama, döşeme, düzenleme vs.

"Isınmayı şömine ile yapacağız ama diğer odalar soğuk olmaz mı?"

"Merak etme, hem yalıtımlı hem de şömine evin tam ortasında bulunduğundan ve güçlü olduğundan her yere eşit dağılacaktır. Sorun etme bunu, düşündük her şeyi."

Felix başıyla onaylayıp alfanın peşinden ayrılırken dört kulübeyi de kilitleyerek araca yöneldiler, bir yandan da sohbet ediyorlardı.

"Sence yaklaşık kaç aya geçeriz?"

Omeganın sorusuna karşılık arabaya bindikten sonra harekete geçmeden hemen önce yanıtladı. "Bir ay sanırım, büyük iş kalmadı."

Duyduğu şey ile şaşırdı sarı saçlı beden, bu kadar yakın bir tarih beklemiyordu. Yine de bozuntuya vermeden alfanın sorusuna kulak verdi.

"Ne yemek istersin?"

Kısa bir süre düşündükten sonra karar veremezken Chan başka teklifte bulunmuş ve diğeri onayladığından oraya gitmeye karar vermişlerdi. Akşam saatlerinde yedikleri yemekten sonra direkt eve dönmek yerine biraz da parkta oturmayı tercih ettiler.

Sessiz sakin bir yer bulup ikisi de banka yerleşirken önlerindeki küçük göleti inceliyordu. Etrafta yalnızca ağaçların hışırtısı, ileriden gelen birkaç araç sesi ve biraz da arkaplan sesleri... Yine de kararmaya başlayan havada hoş bir manzaraya sahip ve huzurlu hissediyorlardı.

Chan emin olamasa da başını yanındakinin omzuna yasladı. Küçük parmaklarını elleri arasına aldığında ise karşılaştığı yüzük ile bir şey anımsadı. Gün içinde ustalardan biri onları çift sanmış ve bu şekilde konuşmuştu. İkili ise onu bozmayarak küçük yanlış anlaşılmayı devam ettirmişti.

Omeganın kalbini ne kadar hızlı attırdığından habersiz minik elleri incelemeye devam etti. Ellerini karşılaştırıp aradaki farka gülümsedikten sonra sıkılarak bakışlarını başka bir yöne çevirdi. Fakat parmakları hala iç içeydi.

Sessizlik ve sakinlik ikisi için de oldukça güzeldi. İkisinin de ortak noktası olan bu konuda birbirinin düşüncesinden de haberdardılar. Bu nedenle kelimeler yerine vücut hareketleri ile iletişim kuruyorlardı. Chan omeganın elini okşarken diğeri omzunda bulunan başa kendininkini yaslamıştı. Bu görüntü nedeniyle onları tanımayan biri kesinlikle bir çift olduklarını düşünürdü.

Fakat bu onların her zamanki haliydi. Hatta normalde daha samimi olur ve insanların düşüncelerini önemsemezlerdi. Şimdi flört tarzı bir evrede oldukları için sadece bununla yetiniyorlardı. Bir süre sonra çalan telefon ve ekranda beliren Jisung 🐿️ yazısı nedeniyle sürelerinin sona geldiğini anladılar.

İkisi de ayaklanıp eve gitmek adına araca adımlarken Felix yakın arkadaşına kısa sürede geleceğine dair bir şeyler mırıldanmıştı. Sonrasında geçirdikleri huzurlu dakikalar nedeniyle büyük bir sakinlik ile eve gittiler. Chan her zamanki önce omegayı bırakıp teşekkürünü aldıktan sonra ayrılırken diğerleri için aynı değildi.

Normalde kapıdan içeri girdiği anda çığlık atması gereken Felix oldukça durgundu. Fakat bu durgunluk kötü manada değildi, mutlu bir ifadedeydi aynı zamanda. Evden içeri adım atar atmaz iki yakın arkadaşının meraklı gözleriyle karşılaşırken ağlamaya başlamadan önce tek bir cümle kurmuştu.

"Ben çok mutluyum."




________

Bu pek begenemedim biraz gecis bolumu gibi oldu 👎

Fam' // Skz ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin