twenty eight

1K 126 19
                                    

Yine şirinlik yapmaya çalışan ama daha çok sinir bozucu olan alfasıyla baş başaydı Seungmin. Mutfakta halletmesi gereken küçük bir uğraşı vardı ama her zamanki gibi Changbin onu bir saniye olsun rahat bırakmıyordu.

Alfanın bu seferki isteğine gelecek olursak arkasından sımsıkı sarılıp bir santim olsun gerilemeyerek omegasından ilgi beklemekti. Onun bu çocuksu haline alışkındı eşi ve nasıl başa çıkacağını da elbet biliyordu.

"Bak hayatım," üstüne bastıra bastıra söylediği kelimeler sonrası sakin tutmaya çalıştığı fakat aslında oldukça sert çıkan sesiyle devam etti. "Hem mutfak hakkında hiçbir bilgin olmadığından yardım edemiyorsun hem de burada gelip bana ayak bağı oluyorsun. Bari yavrumuz için yorma beni, söz işim biter bitmez gelip seveceğim seni." Sonlara doğru yumuşayan cümlelere alfanın cevabı çabuktu. Zaten yavruyla ilgili kısmı duyduktan sonra da eşini sıkıştırmayı bırakmıştı ve birazdan sevilecek olması da onu tamamen ikna etti.

Changbin minik bir öpücüğü eşinin yan profilini gördükten sonra yanağına bırakmayı ihmal etmezken biraz ileride bulunan salondaki koltuğa attı kendini. Aklına çabucak biraz önce gördüğü eşinin yan profili gelirken güzelliğiyle büyülendi resmen. Bakışları aşağıda, ağzının yanında bulunan yanakları başı eğilmiş olduğundan belirginleşmiş ve dudakları... Normalde ince dudak güzel bulunmazdı ama Seungmin'inkilerden neden bal damlıyor gibiydi?

Tavana bakarak uzandığı yerde sırıtırken dakikalar sonra yanına gelen eşinin alaycı sesiyle gerçekliğe döndü alfa.

"Daha doğmamış yavrumuzla ilgili birlikte av planları yapıyorsun değil mi?"

Changbin bir cevap vermeyip yalnızca kenara kayarak omegasına yanında yer açtı. Devamındaysa başını uzanan eşinin göğsüne yaslarken beline sıkıca sarılıp gözlerini kapadı, bu huzurun tadını çıkartırken başka hiçbir şeyke uğraşmak veya düşünmek istemiyordu. Ancak omega olan susmaya niyetli değildi.

"Aslında Hyunjin'in Jeongin'i mühürlediği gece seni mühürlediğim ve Hyunjin'e hava atamayacak olduğum için seni ödüllendirmemeliyim ama içimden sevesim geldi."

Yanıt alamadığı sözlerinde haklıydı genç. Her seferinde ilgi gösteren ve eşinin peşini bırakmayan alfa olsa da Seungmin şimdiki gibi içinden geldiğinde ona sevgisini hissettirmeye çalışırdı. Bunu da ciddi anlamda içinden gelirse yapardı, yani arada alfasını ilgi vereceğim diye kandırıp başka şeylerle ilgilendiği zamanlar da oluyordu. Changbin ise sorun etmiyordu bunu, tam tersine eşinin her tavrına düşkündü o, Seungmin'i hem kendi olduğu için hem de her haliyle seviyordu.

"Seungmin seni çok seviyorum!"

İçinden gelen ani bir sevgi patlaması nedeniyle eşine adeta saldırırken üstündeki yerini hızlıca aldı. Sımsıkı sardığı omegasını hareketsiz bırakırken dudaklarını rastgele bir şekilde önüne gelen eşinin her yerine bastırıyordu.

"Bak bu sefer cidden hamileyim ve çok sıkıyorsun beni!"

Omeganın serzenişine karşılık yavaşça geri çekildi üstteki, ne kadar onu bırakmak istemese de kıyamamıştı sevdiğine. Ama bu ondan fazla uzaklaşmasına neden olmamıştı yalnızca Seungmin'in üstüne abanmayı bıraktı. Devamındaysa eşini kucağına çekip koltuğa yerleşmişti.

Changbin'in tam olarak kasıklarına aralık bacaklarıyla yerleşmek omeganın aklına daha farklı düşünceler sokarken oturduğu yerde biraz daha öne kaydı. Alfanın boynuna kollarını dolayıp derin bakışlara karşılık daha da yaklaşırken beline dolanan kollardan memnundu.

"Sevişmek istiyorum."

Omega eşinin cazibesine kapılınca aniden dudaklarından çekinmeden veya utanmadan, net bir şekilde kelimeler döküldü. Diğerine karşı bugün fazla sevgi doluydu ya da kendi terimince onunla biraz oynamak istyordu.

"Yavrumu-"

"O daha çok küçük, hiçbir sorun olmayacığına eminim. Sadece kendini bana bırakmadan önce yatak odasına götür beni, koltuğu kirletmek istemiyorum."

Daha fazla tereddüt etmeden kucağında kalçalarından tutarak kaldırdığı eşiyle ayaklandı Changbin. Yavrusu dışında endişe ettiği bir durum yoktu ve bunun da açıklığa kavuşmasıyla hazırdı. Gerçi o Seungmin için her zaman beklemedeydi.

________

Arkada sakince havayı yumuşatan bir liste çalarken nergis kokulu genç omega özenle havanın içindeki yaprakları eziyordu. Bundan cidden zevk alıyordu ve bu nedenle de oldukça özenli davranıyordu.

İlk olarak sevdiğini, ona hitap etmek için en uygun ve yeterli kelimeyi bulamadığı eşini yaklaşık on beş dakika çalarak birlikte çiçek toplamıştı. Onun ruhunun derinlikleriyle yaptığı bu işte elbette en değerlisinin de parmağı bulunmalıydı. Belki bir başkası bu kadar fazla önemsemezdi sadece bir resim boyamayı ancak Hyunjin zevk alabilmek için bunu yürekten sevmek gerektiğini düşünüyordu. Bu nedenle de resim çizmek onun kalbindeki çiçek bahçesinde yaşayan en önemli parçalardan biriydi.

Çiçek işi bittikten sonra alıkoyduğu eşini yanağına uzun ve yumuşak bir öpücük yerleştirerek uğurladı. Malzemelerini bıraktığı yapay seslerden uzak alana vardığındaysa manzara karşısında bir süre sessizce dikildi. Paletler, tuvaller, fırçalar yeşilliklerin üzerinde seriliyken çevredeki bitkiler, böcekler, çiçekler ve diğer canlılarla birlikte oldukça hayran olunasıydı. Kolundaki sepeti bir kenara bırakıp kollarını sıvadı Hyunjin. Tüm gününü adayacağı bu iş için en uygun ortamı hazırlamıştı ve şimdi sırada başlamak vardı.

Tek tek tüm ilgisini ve odağını parmakları arasındakilerde tuttu omega. Bir boyayı nasıl elde ettiğini daha yakından daha dikkatlice inceledi bu sefer. Daha ayrı bir özen gösterdi çünkü bu onun ruhunu arındırma kutsaması gibiydi. Ne zaman hayattan yorulduğunu hissetse ya da büyük bir sorunu yeni atlattıysa yapardı bunu.

Bu seferki nedeni eşiyle arasındaki bir meseleydi, ikisi de bu konu hakkında fazla konuşmamaya çalışsa da kafaya oldukça takıyorlardı. Hyunjin de bir süreliğine rahatlığa kavuşmak için sadece sanatına odaklanabileceği ve başka hiçbir şeyi düşünemeyeceği bu yolu düşünmüştü.

Yalnızca tabloya ne yansıtmak istediğini parmaklarına bıraktı. Hatta fırçaları yalnızca minik yerler için kullanıp çoğunlukla tenini kullandı tuvali derinden hissedebilmek için. Böylece daha iyi yansıtıyordu belki de kendini.

Saatlerce birkaç minik hayvan dışında kimse tarafından rahatsız edilmedi Hyunjin. Kendi dünyasına kapandı, kendini en rahat hissettiği yere sığındı. Sanat onun yuvasıydı ve çizer elleri de onun minik ama sıcaklık yayılan evinin kapısıydı. Tüm gün boyunca çıkmadı evden, aklında sadece duvarda yansıtılmış çizim vardı. Resmin ne olduğunu veya olacağını düşünmedi, yalnızca boyadı, hissetti.

Bittiğinde ne oldu biliyor musunuz? El ele karanlığa yürüyen üç kişilik aileyle karşılaştığında her şeyin farkına varmış gibi çöküp ağlamaya başladı. İliklerine kadar hissettiği yetersizlik başını döndürürken aklını kaybetmeşti tam olarak. Son birkaç saattir pek de mantıklı düşünemiyordu ancak şimdi tam olarak delirmiş gibiydi.

Yapamıyordu işte, bir çocuğa bakmanın sorumluluğu altına giremiyordu. Diğerlerine ne kadar özense de onlar gibi birer iyi anne olamayacağını düşünüyordu. O farklıydı, arkadaşları gibi değildi. Bir bebeğin yükünü kaldıramazdı, tanıyordu kendini. Bu ağırlığın çoğunu Jeongin'in omuzlarına bırakmak gibi bir şeyi de yapamzdı. Yeniden nefretler savurdu kendine, bu kadar yetersiz olmamalıydı.

Hatalıydı ancak tek hatası yalnız olduğunu düşünmekti. Onu yaklaşık bir saattir izleyen eşinden habersiz kendini harap ederken aniden hissettiği sıcak parmaklar bedenini sararken devamı gelecek o sözü duydu.

"Ben buradayım."

Kızarık ve şaşkın gözleriyle ona bakan Hyunjin'e kendi ıslak bakışlarıyla yeniden bir yanıt verdi.

"Birlikte ağlamayacaksak ben neden varım ki? Sadece kendini suçlamayı bırakıp endişelerini söyle sadece, dinleyeceğim."

Burukça gülümsedi nergis kokulu, bu bakışlar karşısında artık yaşamı hak ediyordu.

________

Bir infp olarak infp hyunu yazmak guzeldi ama glb mbti'yi yine degismis cocugumun her neyse

Nasilsiniz gençlik, bolum nasıldı?

Fam' // Skz ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin