Dirty bir thirty bolumu
________
Ilık bir pazar sabahı güneş ışınları ulaştığı camın ardına geçip odayı aydınlatırken Chan "Huzur" isimli tabloyu inceliyordu, nedense bu sanat eseri fazlasıyla gerçekçiydi. Yatak odasında camdan sızan güneş ışınlarının aydınlattığı eşi onu hala uykusundan uyandırmayıp pembe bir rüya gördürüyordu.
Gizlenmiş harelerin altı yıldızlarla süslenmiş, ortasındaki minik burundan ise yavaş nefes sesleri duyuluyor, onun da altında bulunan Chan'a göre matematik derslerinde yeni bir şekil olarak eklenmesi gereken kıvrımlı, pembe dudaklar ve bunların hepsini taçlandıran sarı, dağınık tutamlar...
Eşini sorguladı alfa, filmlerde makyajlı ve efektli gerçekleştirilen sahnelerdeki gibi olmayı doğal haliyle nasıl başarabiliyordu? Ayrıca masallardaki prenseslerin saf ve iyi yüreğini de taşıyordu genç. Chan'ı en içten hisleriyle sevdiğini ona açıkça gösteriyor ve bu nedenle alfa kendinde bu kadar fazla sevilecek şeyin ne olduğunu araştırıyordu. Hatta alfanın kendini sevilebilir hissetmesini sağlamıştı. Chan kendini onun sayesinde seviyordu.
Görünüşü, karakteri, davranışları, sevme şekli, merhameti ve daha birçok şeyi tam anlamıyla eşsiz güzellikteyken böylesine birinin gerçekliğini sorgulamamak imkansızdı. Belki bir rüyaydı ya da Chan'ın bilinçaltının uydurduğu biri...
Chan ne uyanmak istiyor ne de ilaçlarını alarak bu gerçeklik dışı yerden uzaklaşmak istiyordu. Yıldızlarla süslü kartpostal resminin hikayesinde sıkışıp kalmak onun için sonların en güzeliydi.
Eşini öylesine hayranlıkla izlemeye dalmıştı ki onu ayıltan şey filmin başrolünün gözlerini aralaması ve alfanın repliklerini hatırlamaya çalışmasına neden oldu.
Felix ise uyandığı bu oldukça sıcak ve rahat hissettiren sabahta karşılaştığı ilk görüntünün aşık olduğu adama aitliğine gülümsedi. Gencin adeta ruhunu inceleyen bakışları kalbinin yavaş ritminden kurtulup dengesizleşmesine sebep olurken devamında karşılaştığı şaşkın bakışlar eğlendirmişti. Chan'ın bu afallamış hali oldukça hoşuna gittiğinden ise ne diyeceğini bilemeyen alfasına sokularak konuşmayı başlatan taraf oldu.
"Bakıyorum da bana olan aşkından şapşala dönmüşsün, bu kadar çok mu seviyorsun beni?"
Birkaç santim ötedeki parıldayan irisleriyle birlikte şirin bir tavırla sorduğu soru alfayı biraz daha heyecanlandırmayı başarmıştı. Omega ise diğerini ne kadar etkilediğini bildiğinden devam etti. Yeni açan bir limon ağacı gibi yaydığı feromonlarını artırırken kollarını dibindeki bedenin boynuna doladı. Suratındaki geniş gülümseme ise varlığını koruyordu.
"Her saniye olağanüstü bir şekilde daha da güzel olmaya devam edersen aklımı kaçırdığıma emin olacağım."
Emin oldu da Chan, kulağına kuş cıvıltısı gibi gelen eşinin kıkırdayışı son noktayı koymuştu.
Felix ise mutluluğu doruklarda hissediyor ve aldığı iltifat nedeniyle de keyfi epey yerindeydi. Ona hala hayranca bakan eşine karşı kayıtsız kalamazdı.
Hızlıca dudaklarını biraz ilerisinde bulunan pembeliklere bastırdı omega, alfasının güzelliğine dayanamamıştı. Oysa Chan uzun bir süredir genci uyandırmamak için kendini sıkıyor, güzel eşine vereceği öpücüğü sonraya saklıyordu. Şimdi ise sevdiğini tamamiyle hissedebilmeye kavuşmuştu.
Hızlı hareket ediyordu Felix, dudakları sürekli alfanınkinin üzerinde dolaşıyordu. Pembeliğin her bir zerresine ayrı ayrı dokunuşlar bırakıyor, tatmin olamıyordu. Chan ise onun aksine oldukça sakin hareket ediyordu kalbine karşın. Omeganın her bir temasının tenine işlemesine izin veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fam' // Skz ✓
FanfictionChan ve gelecekte eşi olacak Felix'in arasındaki arkadaşlığı bitirecek ilk olay; omeganın, alfanın yatağında kızgınlığa girmesiydi. FAM - Stray Kids