twenty six

1.3K 138 46
                                    

Ilık bir sonbahar sabahına uyanmıştı sürü. Hepsi kış yaklaştığından son hazırlıkları neredeyse tamamlamıştı ve Felix'in minik kulübesinin de işi bitmek üzereydi. Bunun dışında tüm çiftler oldukça iyiydi.

Neredeyse hepsi meydandayken Changbin her zamanki gibi eşiyle ilgileniyordu ancak omega bunu kendisiyle uğraşılmak olarak yorumlarken diğer bir yandan Hyunjin de onlarla dalga geçiyordu. Seungmin fazlasıyla sinirlenip etrafındakilere ateş saçarken öğle yemeği için masayı hazırlamakla meşgul olan en küçük alfa eşinin kulağını çekerek onu karmaşadan uzaklaştırmaya çalıştı fakat pek de işe yaramamış gibiydi. Felix'in kulübesi ile ilgilenen lider çift de aralarına dahil olup onları ayırmaya çalışırken el ele yeni gelen Minho ve Jisung'u hiçbiri fark etmemişti. İkili de oldukça keyifli olduğundan sessizce yerlerine geçip diğerlerini izlemeye başladılar.

Changbin oldukça sinirli olan eşini sakinleştirmeye çalışırken omega alfanın konuşmalarına daha fazla yükseliyor ve Jeongin'in tutmaya çalıştığı Hyunjin gencin yangınına körükle gidiyordu. Chan da ne yapacağını bilemez bir şekilde Seungmin'i ikiliye saldırmaması için tutarken aklı başındaki omega koltuğun üstüne çıkıp yüksek bir uluma bıraktı. Lider omeganın hırıltısı nedeniyle de hepsi istemsizce o yöne dönüp susmuştu.

"Hepiniz yerine geçip eşini kontrol altına almazsa olacaklardan ben sorumlu değilim!"

Sinirli Felix nedeniyle hepsi suskunlaşıp omeganın dediğini yaparken genç de yaptığı işe yaradığı için gülümseyerek çıktığı yerden indi ve toz olan yeri eliyle biraz silip önüne döndü. Karşısında sakince oturan Minsung'u görür görmez ise bir çığlık atmıştı.

"Oha!"

Tüm kurtlar ikiliye dönerken hiçbiri şaşkınlığını tutamamıştı. Ortamda yine kısa süreliğine minik bağırışlar ve nidalar duyulurken açıklama bekler gibi ikiliyi izliyorlardı. Boğazını temizleyip eşinin belindeki elini sıkılaştıran Minho alaylı bir tonda konuştu.

"Niye o kadar şaşırdınız amına koyayım? İlk defa mı mühürlü alfa görüyorsunuz?"

Bu cümleler sonrası da kaşlarını çatan omegasından başına küçük bir darbe almıştı. Ayrıca azar da dinlemeyi ihmal etmiyordu.

"Alfa, kaç defa dedim sana minik portakalımızın yanında küfretme diye! 5 aylık oldu, bizi mutlaka duyuyordur ve senin yüzünden küfürbaz, kaba olacak."

Duyduklarını ve aldığı, pek de önemli olmayan hasara karşılık gencin yanağını öpüp bir şeyler söyleyerek gönlünü aldı.

"Merak etme birtanem, çoğunlukla evdeki sana fazla düşkün olan hallerimi gördüğünden çok yardımsever ve kibar bir yavrumuz olacak."

İkilinin kısa sohbetine şahit olan sürü üyeleri hala akıllarındaki soru işaretlerini giderememiş olduğundan konuşmaya karışmalıydılar. Elbette aralarındaki en atılgan kişi olan Hyunjin çabucak araya girmişti.

"Ay Jisung, hamile hamile alfanı nasıl mühürledin?"

Beş aylık minik portakalını yavaşça okşayıp göğsünü kabartırken yanıtını verdi genç. "Aşk mührü tatlım, alfamın bana yaptığından."

Bunu duyan omega alfasını mühürleme isteğiyle dolup taşarken çabucak yanındaki gamzeliye dönüp olduğu yerde zıplayarak "Ben de istiyorum." diye tekrarlayarak genci darlamaya başlamıştı bile. Diğer bir yandan Seungmin de alfasını ikna etmeye çalışıyordu.

"Eğer mühürlememe izin verirsen yavru yaparız. Ayrıca az önceki yaptığını da unuturum, bak çok avantajlı olduğun bir teklif."

"İyi de omegam sen zaten hamilesin, sabah öğrendik ya."

Hatırladığı şeyle sinirle ofladı omega, eşi her iki-üç günde bir ona hamilelik testi yapması için zorlamasaydı ve bu sayede Seungmin'in gebeliğini öğrenmeseydi genç bu kozu kullanabilirdi. Bunun dışında alfasının yavruyu öğrendiği anki sevincini unutamıyordu. Changbin'i o şekilde mutlu görmek kendi sevincini dört-beş katına çıkarmıştı. Bu yüzden alfanın onu darlamalarını affetmişti ancak şimdi hamileliğini kullanarak onun üzerindeki otoritesini sağlamalıydı.

Seungmin bebeğini aracı olarak kullanıp eşinin aklını çelmeye çalışırken lider çift olanları umursamadan yemekleri servis etmeye başladılar. Onlar için klasikleşen bu öğle yemeği vakti her zamanki gibi yeni bir konuyla akıp geçiyordu.

Bol kahkahalı ve yüksek sesli bir yemek sonrası herkes yavaş yavaş kendi işleri ile ilgilenmek için ayrılırken lider çift Felix'in minik kulübesinin son işlerini halletmek için yeniden evlerinin yanındaki tedavi ve ilaç geliştirmek için kullanacakları yere adımladı.

Raflara kitap dizme işini Chan üstlenirken onu arada kontrol eden eşi de yemekten önce sildiği ve şimdi tamamen kurumuş olan çekmecelere kullanacağı bitkileri yerleştiriyordu. Ortamda kısık bir müzik sesi duyulurken ortamın havası genel olarak iki eşin birbirine cilveleşmek adına yaydığı feromonlar yoğunlukluydu.

Felix onu arada göz ucuyla kontrol eden eşini etkilemek için ayrıca güzelliğini de kullanırken bedeninin her uzvunu büyük bir zarafetle yönetiyordu. Bu da ilk adımı atanın alfa olmasına neden olmak için fazlasıyla yeterliydi.

Chan yarısından fazlasını bitirmiş olduğu kitaplıktan uzaklaşıp masanın kenarına kalçasını yaslamış eşine yaklaştı. Onu çabucak fark eden omega da gizli bir sırıtışla elindekini bir kenara bırakırken alfasının kapıyı kilitleyişini izledi ve büyük bir istekle ona adımlayan bedenin sözlerine kulak kesildi.

"Jisung'un bizi bir kere daha  yakalamasını istemiyorum."

Omega yeniden ancak açıkça sırıtarak masaya tamamen oturdu ve ellerini arkasına yerleştirken oldukça tahrik edişi duruşu, feromonları ile alfasının ona gelmesini bekledi. Lider Chan ise hızlı adımlarıyla onun için araladığı bacakları arasında gence yer açan Felix'e hayranlıkla bakarak yanına ulaştı. Ellerini omeganın bacaklarının iki yanındaki boşluğa bastırıp yüzüne doğru eğilerek sıcak bir öpüşme başlattı.

İki kurt da yakından hissettiği eşi nedeniyle hevesle hırlamaktan kendini alamazken liderler cidden yumuşak dudaklardan sert bir öpüş alıyordu.

Chan omegasının kalın alt dudağını büyük bir iştahla emerken burnuna dolan limon çiçeği feromonları genci cidden tadıyormuş gibi hissettiriyordu. Onun yumuşak ancak yakıcı teni alfanın aklını kaybetmesi için yeterli bir sebepti.

Aynı zamanda Felix ise eşinin büyük bir istekle onu öpüyor olmasından oldukça memnundu ve tatlı tatlı karşılık vererek bir yandan anın tadını çıkarıyordu. Alfasının ne kadar şevkle dolu olduğundan haberdardı ve onu daha fazla etkilemek istiyordu. Bu yüzden zorla dudaklarını geri çekerken göz göze geldiği bedene tahrik edici bakışlar gönderirken arzu dolu bir tonda inleyerek fısıldadı.

"Chan..."

Bu alfanın tam anlamıyla deliye dönmesine neden olurken dizlerinden kavradığı omegasını kendi bedenine çekip ardından sıkıca sarılıp boynuna gömülmesi birkaç saniye sürmemişti bile.

Kokusunu ciğerinin en derinliklerine gönderirken dişleri de hafifçe mührüne sürtüyordu. Bu ani ve sıcak temas nedeniyle omeganın dudaklarından gerçek bir inilti dökülürken alfa da omega da kudurmuş durumdaydı. Bulundukları yer sevişmek için hiç de uygun bir yer değildi ancak Chan'ın bunu düşünemeyecek kadar aklı uçmuştu. Felix ise alfasını engellemek istemiyor, onun dokunuşları altında biraz daha erimekten yanaydı.

İkisi de şehvetin uçurumundan aşağı sürüklenirken onları buradan çekip alacak şey önce durmaksızın çalan kapı ve devamında pencereden uzatılan meraklı bir kafaydı.

"Yuh! Burada da elleşmeyin."

Chan ne kadar istemese de sesli bir küfür savurup eşinden uzaklaşarak arkasına döndü. Ne onları yeniden basan ve şimdi uzattığı başı ile ikiliye imalı bakışlar atan genci ne de alt tarafındaki şişliği düşünmek istiyordu. Ancak hepsini de düşünen eşi hızlı davranıp alfasının elini tutup evlerine kadar sürüklemiş devamında da Chan'ın kucağında öpüşürken yatak odasına geçmişlerdi.

________

Lutfen tebrik edin beni aylardır bolum yazamiypdum ama aniden gelen bir istekle bu bolumu tek gecede yazdim

Fam' // Skz ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin