[3]

25.3K 1.6K 437
                                    

☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎

Bir kafedeydik. Yıldız'ın sabah sabah arayıp çağırmasıyla kendimi burada bulmuştum. Niye bu kadar erken ve hangi sebeple bu -gizli- buluşmayı gerçekleştirmiştik bilmiyordum.

"Nerede kaldı ya bu çocuk?" diye homurdanarak camdan dışarıyı izliyordu Yıldız. Kimi bekliyordu bilmiyorum ama o böyle yapınca erken gelmeyeceği kesindi.

"Yıldız?" dememle bakışları beni buldu. "Kimi bekliyoruz acaba?"

"Yekta'nın gelmesini," dedi sakince. Kaşlarım anında çatıldığında oturduğum yerde doğruldum.

"Ne diyorsun kızım sen? Ne demek Yekta'nın gelmesini bekliyoruz?" Şaka yapıyor olmalıydı.

"Duydun işte Çağrı," dedi nefesini bezgince dışarı verirken. "Baktım sizinle mesajda konuşamıyorum, ben de çareyi buluşmakta buldum!"

"Sevgilimin beni aldattığı adamla yüz yüze getirerek mi? Bu mu senin bulduğun mükemmel çözüm?" diye sordum hayretle.

Bunu yapmış olamazdı... Ben daha bu durumun gerçekliğini kavrayamamıştım bile. Hâlâ şaka olduğunu düşünerek içimde kendimi avuturken bir de o çocukla karşılaşamazdım. Bu çok rahatsız edici bir histi.

"Sadece sen aldatılmışsın gibi davranma, Çağrı. Derin ikinizi de aldattı." Bunu öyle rahat söylüyordu ki sanki ortada ciddi bir şey yokmuş gibi bir ifadesi vardı.

"Gidiyorum ben. Senin saçma sapan planlarına alet olmak istemiyorum." Yerimden kalkacakken kolumu tuttu.

"Ya nereye gidiyorsun? Otur yerine, gelir şimdi."

"Ya n'apacağım ben o çocukla buluşup Allah aşkına?"

"Boynuzlarınızı yarıştırırsınız kanka. Hanginizin ki daha uzun falan." Geldiğinden beri sessizce oturan arkadaşımın alayla kurduğu cümleyle ona döndüm. Yüzündeki gevşek sırıtışıyla meyve suyunu yudumluyordu.

"O içtiğin meyve suyundaki buz boğazında kalsın Barış," dedim sinirle.

"Çocuğun bedduası bile tatlı lan, yerim seni!" Barış alaylı konuşmasına devam ederken Yıldız da ona katılmış ve birlikte gülmeye başlamışlardı.

Harika bir arkadaş ortamım vardı gerçekten. Dün aldatıldığımı öğreniyordum, bugün bununla dalga geçiliyordu. Kimsenin umurunda değildi ne hissettiğim.

"Siz gülmeye devam edin, ben maalesef size katılamayacağım."

Hızla ayağa kalkıp arkamı döndüğümde sert bir bedene toslamıştım. Bir an boş bulunarak geriye sendelememle önümdeki adamın koluna tutundum. O da dengemi kurmama yardımcı olmak istercesine elini omzuma sarmıştı.

"İyi misiniz?" Duyduğum sakin ama kalın sesle gözlerimi karşımda bana hafif endişeyle bakan adama çevirdim. Başımı onaylarcasına salladığımda hâlâ adamın kolundan destek aldığımı fark etmiştim.

"İyiyim, teşekkür ederim."

"Yekta! Sonunda gelebildin." Arkamdan yüksek sesle konuşan Yıldız'la kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Yok artık, bu o muydu?

"Çağrı, sen iyi misin?" diye devam etti sözlerine Yıldız.

"Çağrı mı?" Yekta denilen adamın bakışları şokla Yıldız'a çevrildi ama saniyesinde bana döndü yeniden. "Sen o musun?"

İkimizin de bakışları birbirimize tutunan ellerimize çevrildi ve sanki anlaşmışız gibi anında uzaklaştık. İçime yayılan tuhaf histen kurtulmak adına boğazımı temizledim. Onunla yüz yüze gelmenin bile rahatsız edici olacağını düşünürken bir de adamla temas etmiştim... Bu daha da berbattı.

Kalbe Sadık || 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin