[18]

16.3K 1.1K 778
                                    

☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎

-Yekta

Uykudan sıyrılmaya başlayan bilincim gelen sesleri algılamaya çalışıyordu. Gözlerim hâlâ kapalıyken mutfaktan geldiğini düşündüğüm seslere odaklandım. Evde biri vardı...

Ağır ağır araladığım gözlerimi birkaç kez kırpıştırarak yattığım yerden doğruldum hafifçe. Üzerime örtülü battaniyeye bakıp gözlerimi kıstım. Dün geceye dair en son hatırladığım Çağrı'nın saçlarımın arasında dolaşan narin parmaklarıydı. Hayal meyal hatırladığım bir diğer şey ise yanağımda hissettiğim dudaklarının hafif baskısıydı.

Farkındalık yaşayan beynimin vücuduma sinyal göndermesiyle yutkundum. Çağrı beni öpmüş müydü? Bu gerçekten yaşanmış mıydı yoksa ben rüya mı görmüştüm?

Battaniyeyi kavrayan parmaklarımı sıkılaştırıp kısık nefesler alıp verdim. Diğer elimi yanağıma götürdüğümde aptal aptal sırıtıyordum. Liseli ergenler gibi tepkiler vermeme şaşırmıyordum artık. Çağrı'nın yaptığı ve söylediği her şeyle kalbim hoş sancılarla kasılıyordu.

Mutfaktan yine bir ses geldiğinde daldığım güzel düşüncelerimden sıyrılarak ayağa kalktım. Boynumu sağa sola oynatıp gerinirken salonla mutfağı ayıran masaya tutundum. Tam beklediğim gibi bana arkası dönük olan minik bir beyefendi vardı burada.

Elimi boynuma götürüp Çağrı'yı izlemeye koyuldum. Dikkatle önündeki domatesleri doğrayıp tabaklara yerleştiriyordu. Bana kahvaltı hazırlıyordu... Annem dışında ilk kez birisi bana kahvaltı hazırlıyordu. Bunun ne kadar güzel hissettirdiğini anlatamam size.

Yüzümdeki tebessümle önümdeki çocuğu izlerken yana dönmesiyle beni fark ederek irkilmişti.

"Hi!" Elinden düşen bıçak ve yüksek sesli tepkisiyle kendimi bir anda dibinde bulmuştum.

"Çağrı!" Elini göğsünün üzerine götürüp derin bir nefes aldı. Gözlerini kapatmış, burnundan aldığı nefesi dudaklarını öne uzatarak veriyordu. Çok tatlıydı bu çocuk amına koyayım.

"Dikkat etsene!" dedim yerdeki bıçağı alarak. Tam ayağının yanına düşmüştü. Yaralanma ihtimali vardı.

"Günaydın öncelikle," diye mırıldandı kısık bir sesle. Gözlerini kırpıştırarak yüzüme bakıyordu.

"Günaydın," dedim.

"Niye bağırıyorsun bana?" diye sordu uysal bir şekilde.

Siktir... Bu çocuk böyle değildi. 

"Bağırmadım. Yani sesim yüksek çıktı ama şey yüzünden sana bir şey olacak diye. Ayağına düşebilirdi ve canın yanabilirdi. Yoksa bağırmak istemedim."

Saçmalıyordum. Hem de büyük saçmalıyordum. Ancak Çağrı direkt gözlerimin içine bakarak sorduğu için ona açıklama yapma gereği duymuştum.

"Anladım," diye mırıldandı dudaklarını birbirine bastırarak. Arkasındaki tezgahın üzerindekileri işaret ederek masum masum gülümsedi. "Şey ben sana kahvaltı hazırlamak istedim. İzin almadan evindeki eşyalara dokundum ama..." Kendi kendine cümlesini yarıda kesip gözlerini kaçırdı benden.

Hayır. Buna da düşmezsin be Yekta.

"İyi yapmışsın," dedim tebessüm ederek. Tekrardan bana baktığında gözlerindeki parıltıların içimı ısıtan bir yanı vardı.

"Kızmadın mı?" diye sordu çekinerek. Oğlum sana nasıl kızayım lan.

"Kızmadım Çağrı. Kafana göre takılabilirsin bu evde. İstediğin şeye dokun, bak hiçbirine kızmam." Cümlelerime yüzünde beliren sıcak gülümsemesiyle karşılık vermişti.

Kalbe Sadık || 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin