[31]

10.3K 659 299
                                    

☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎

Odasından çıkıp banyoya adımlayan Çağrı'nın gözleri salona takıldığında adımları da durmuştu. Uykulu gözlerini kırpıştırarak görüşünü netleştirmeye çalıştı ve dikkatle salonu taradı. Etrafı hiç bu kadar dağınık görmemişti.

Sehpanın üzerini kaplayan boş cips paketleri, boş kaseler, içkiler, koltuğun üzerindeki cips kırıntıları ve patlamış mısır... Evi bok götürüyordu.

Çağrı, yüzünü buruşturarak bu görüntüye daha fazla bakmamak için hızla arkasını döndü. Tamam ablası kadar titiz bir yapısı yoktu ama bu kadar dağınıklığa da gelemiyordu. En azından Barış'ın aksine o böyle değildi.

Adımları Barış'ın kapısının önünde durduğunda yumruk yaptığı eliyle yavaşça kapıyı tıklattı. İçeriden hiçbir onay gelmemesine rağmen kapıyı aralayıp önce başını uzattı. Barış'ın yüzüstü bir şekilde yerinde uzanıyor olduğunu görerek tamamen içeriye girdi ve arkasından kapıyı hafif gürültüyle kapattı.

Barış, gözlerini kısarak Çağrı'ya baktığında Çağrı, arkadaşının birbirine girmiş saçlarının mı yoksa salonun mu daha dağınık olduğuna karar verememişti. En nihayetinde salonu seçerek odanın içinde yürümeye başladı.

"Çağrı," dedi Barış pürüzlü bir sesle. "N'apıyorsun?"

"Ben de tam sana onu soracaktım," diyerek karşılık verdi Çağrı. "Ne bu hâl Barış?"

Barış, arkadaşına boş gözlerle bakıp sırtüstü uzandı bu sefer de. Ellerini karnının üzerinde birleştirip bıkkınlıkla aldığı nefesini sesli bir şekilde dışarıya üfledi. Bu eylemi en az üç kez gerçekleştirdi. Çağrı, kollarını göğsünde bağlamış, sorgulayıcı bir ifadeyle Barış'a bakıyordu.

"Depresyonumu yaşamaya çalışıyorum," dedi dişlerinin arasından Barış. "Tabii izin verirsen eğer."

"Ne depresyonu?"

"Yıldızlı depresyon," dedi homurdanarak.

Çağrı, gözlerini devirmekle yetindi. Barış, döneli iki gün oluyordu. Döndüğünden beri bir türlü kendinde değildi. Ne ara olduğunu hesaplayamadığı bir zamanda Yıldız Barış'la konuşmuştu ve Çağrı, bunun üzerine ağır depresyon yaşayan arkadaşına teselli vermeye çalışmıştı kendince. Ancak sonrasında Barış'ın verdiği tepkilerin fazla abartılı olmasıyla onu kendi hâline bırakmaya karar vermişti. Kendi hâline bırakması da evi bu hâle getirmesine yol açmıştı işte.

"Depresyonunu yaşa, yaşama diyen mi var? Salonla ne alıp veremediğin var? Ha illa dağıtmak istiyorsan kendi odanı dağıtabilirsin..." Son cümlesini söylerken sesi gittikçe kısıldı ve bakışlarını odanın içinde gezdirdi Çağrı. "Gerçi daha fazla ne kadar dağıtabilirsin orası meçhul."

"Çağrı," dedi tüm ciddiyetiyle Barış. Çağrı'nın gözleri arkadaşını buldu. "Bok gibi teselli veriyorsun."

"Teselli değil zaten, gerçekler."

Barış'ın yatağına oturup avuç içlerini dizlerine yaslayarak arkadaşına baktı dikkatle Çağrı. Tam olarak ne söyleyeceğini bilemiyordu ama bu durumda arkadaşının yanında olmak istiyordu.

"Konuşmak istersen dinlerim," diye mırıldandı uysal bir ses tonuyla.

Kucağındaki elleriyle oynayan Barış, kafasını kaldırmadan gözlerini Çağrı'ya çevirdi. Arkadaşının ciddiyetle kendisine baktığını, her türlü desteği vermek için yanında olduğunu görünce içinde kocaman bir boşluk yarandı. Sanki kırgınlığı orayı terk etti ve yaranan boşluğa büyük bir mutluluk yerleşti.

Kalbe Sadık || 𝐁𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin