☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎☁︎
Gecenin bir yarısı alacaklı gibi çalan kapıyla uyanmıştı Yıldız. Gözlerini kırpıştırarak tereddütle kapıya doğru adımladı. Küçük ekranda gördüğü yüzle hemen kapıyı açıp şaşkınlıkla mırıldandı.
"Yekta?"
"Her şeyi mahvettim." Dudaklarından dökülen tek cümle bundan ibaretti. Şiş ve kızarık gözlerini umursamadan Yıldız'ın gözlerinin içine bakıyordu.
İçine derin bir nefes çeken Yıldız, kapıyı biraz daha açarak geçmesi için yana çekildi. Anlaşılan bir şeyler dönüyordu ve Yekta'nın ifadesine bakılırsa konu Çağrı'yla ilgiliydi.
Sarsak adımlarla içeriye geçen Yekta, neden buraya geldiğini de bilmiyordu. Sadece birine anlatmak istiyordu içindekileri. Duyacağı her şeye hazırdı ve buna rağmen susmak istemiyordu. Koltuğun köşesine oturup iyice sindi yerine. Başı çatlıyordu. Düşünmekten neredeyse delirecek kıvama gelmişti.
"Al iç biraz," diyerek elindeki su dolu bardağı Yekta'ya uzattı Yıldız. Ardından yanına oturup içindeki endişeye rağmen soğukkanlılığını korumaya çalıştı. Yekta, sudan bir yudum aldığında kurumuş boğazı acıyla sızlamıştı. Bununla birlikte yüzünü buruşturup elindeki bardağı sehpaya bıraktı.
"Şimdi anlat bakalım, neler oluyor Yekta? Neyi mahvettin?"
Gözleri ay ışığıyla aydınlanan karanlık salonda perdenin gölgesini buldu. Aralık camdan esen hafif rüzgâr perdenin yavaşça kıpırdamasını sağlıyordu. Gözlerinin önünde perde vardı ancak Yekta'nın gördüğü, hayal kırıklığıyla parlayan bir çift siyah boncuk gözlerdi.
"Her şeyi," diye mırıldandı.
"Her şeyden kastın Çağrı mı?"
İsmini duymak bile vücudunun tepki göstermesine yetiyordu. İçine çektiği titrek nefesi sesli bir şekilde dışarıya üfleyerek sessiz kaldı. Nasıl bu kadar düşüncesiz davranabildiğini kendisi de anlamıyordu.
"Anlaşıldı," dedi Yıldız. Nasıl destek olacağını bilemiyordu. Yekta'yı kendi hâlinde bırakır üstelemezdi ancak hiç iyi gözükmüyordu. Bu yüzden bir kez daha denedi şansını. "Anlatıyorsan dinliyorum. Anlatmıyorsan gidip uyuyacağım?" Uyuyamazdı. Çatlardı merakından ama yine de üstüne gidecek hâli yoktu.
"Kırdım onu..." dedi sessizce. "Hem de öyle böyle değil..."
"Ne yaptın ya da ne söyledin?" diye sordu Yıldız.
Yutkundu. Aklından hiç çıkmayan konuşmaları yine bir bir gözünün önünde belirdi. Kendisine endişeyle bakan çocuğun yüzüne yayılan kırgınlığın sebebi olmaktan nefret etmişti. Hele ki onu üzmemek için elinden geleni yapacağını söyleyen birine göre bu yaptığı çok kötüydü.
"Başlamadan bitirdim bizi..." dedi acıyla.
Yıldız, içine yayılan sıkıntıya engel olamıyordu. Aklına türlü türlü şeyler gelirken elini sarı saçlarının arasından geçirip öne doğru eğilerek Yekta'nın yüzüne baktı.
"Üç gün önce Çağrı beni arayıp onda kalacağını söylediğinde çok mutluydu..." Gözlerini kapattı Yekta. "Daha dün seninle de konuştuk, sesin çok neşeli geliyordu... Şimdi karşımda oturan kişi tamamen başka biri sanki. Dünden bugüne ne değişti bu kadar, Yekta?"
"Ertelediğim ne varsa dank etti," dedi dişlerinin arasından. "Bencillik yapıp Çağrı'yla güzel vakit geçireyim derken bu davranışlarımla ona umut verdiğim yeni dank etti kafama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbe Sadık || 𝐁𝐱𝐁
Ficção AdolescenteAynı kadın tarafından aldatılan iki erkek. Kırgınlıkları, öfkeleri ve güven problemleri vardı. Belki de bu iki genç yaralarını sarmak için birbirlerine ihtiyaç duyuyordu... Kim bilir?